Umre heyecanının başladığı bu günlerde mukaddes topraklardaki iki mekândan söz etmek istiyorumAslında Mekke ve Medine'nin her tozunda büyük hatıralar var. Bunların içerisinden ikisi üzerinde durmak istedik.Bunlardan birincisi, Mescidi İcâbe, ikincisi de Mescidi Secde'dir.Biri, Rasülüllah (s.a.v) Efendimize salâtu selam getirmenin izi ve sevabı açısından, biri de ümmetin değeri ve Hıristiyanlara meydan okuyan mübahale ayetlerinin yeri ve önemi açısından son derece önemlidir.Diyanet İşleri başkanlığı yayınları arasında çıkan Hicaz Albümünde özetle bu iki mescidin önemi şöyledir."MESCİD_İ İCABECennetü'l Baki Kabristanlığı'nın kuzeyinde bulunuyor.Rasulüllah (s.a.v): "Rabbimden üç şey istedim. Bana ikisini verdi, birini vermedi. Rabbimden ümmetimi kıtlıkla helak etmemesini istedim, onu bana verdi. O'ndan ümmetimi suda boğarak helâk etmemesini istedim onu bana vermedi. (Müslim, Fiten, 20) Rasülüllah'ın duasının Cenabı Hak tarafından kabulü dolayısıyla bu cami Mescidi İcabe diye anılmıştır.Hicretin 9. (631) yılında Medine'ye gelen Necran heyeti ile Hz. Peygember arasında, Hıristiyanlık konusunda tartışma meydana gelmiş, nazil olan ayet (Ali İmaran 3/61) doğrultusunda Hz. Peygamber yanına Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'i alarak Necran heyetinin yanına gelmiş ve ilgili ayeti okuyarak kendilerini Mescidi İcabe'nin bulunduğu yerde mübahaleye (beddüaya) davet etmişti. Anacak Necranlılar Hz. Muhammedin peygamber olma ihtimalini göz önüne alarak buna cesaret edememişlerdi. Bu olay sebebiyle adı geçen cami Mescidi Mübhêle diye anılır.Mescidi Secde: Mescidi İcabeden biraz ileride Ebu Zer caddesindedir. İsmi Ebu Zer mescididir. Abdurrahman bin Avf bir defasında Rasüli Ekrem'i bir hurma bahçesine kadar izlemiş ve O'nun birden secdeye kapandığını ve bunu çok uzattığını görünce vefat ettiği endişesine kapılmıştır. O esnada başını kaldıran Allah Resulü Cenbrail'in Cenabı Hak'tan şu müjdeyi getirmesi sebebiyle secdesinin uzun sürdüğünü söylemişti."Sana kim salât getirirse, bende ona salât ederim. Seni kim selamlarsa ben de onu selamlarım.''(Müsned, 1, 191) Bu şükür secdesi sebebiyle mescide Mescidi Şükür de denilir.(Diyanet İşl. Bşk. Yy. Hicaz Albümü s.132-133)Şimdi Umreye giden kardeşlerimizin doya doya bu mekânları ziyareti aşkı ve sevdası var. Özellikle çocuklarımıza göstereceğimiz, hissettireceğimiz bu mekânların izi ve şuuru ile gönüllerimizi süsleyelimMedine şehrinde, dağında taşında, hicret yollarında, yokuşlarında, Kur'anı Kerim'in emir ve yasaklarını, Sünnetin hayatımızdaki yerini ve Ehli Beytin sevgisini gözden geçirelim. İlahi huzurda bizi ak alın tutacak bu inanç, ibadet ahlak ve şuur ile umrelerimizi ihram elbisesi kadar anlamlı nazlı ve temiz kılalım. Salâtü selamlarımız ile Allah'ın selamına hazır olalım.Zikir, huşu, huzur ve samimiyet ile bu mekânlara, anlamlarına, izlerine, eserlerine koşalım.Bunlar Allah'ın nişanları, izleri, hikmet ve kudretidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011





























































































