Bilindiği üzere insan ömrünün süresi ne kadar uzun olursa olsun sınırlı ve kısadır. Dünya hayatının güzel ve süslü kılınması insana ahiret hayatını unutturmamalıdır. Ve bilinmelidir ki, hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır.
İnsanoğlu dâhil tüm varlıkların, yaratılışının bir nedeni, işlevi ve görevi vardır. İnsanın yaradılış gayesinden haberdar olmayan, insanı tanımayan ve ondaki İlahi cevheri göremeyen anlayışlar için insan, köledir, esirdir, kendi emel ve ihtirasları için kullandıkları merdivendir. Bu, tarih boyunca böyle olmuştur, bugün de böyledir.
Oysa kâinat, insan merkezlidir, insan için yaratılmıştır. İnsan ise Rabbini bulmak, tanımak, O'nu zikretmek için yaratılmıştır. İşte bu arayış kalp ve gönül iledir.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de, "Ben insan ve cinleri Beni tanısın ve Bana ibadet etsinler diye yarattım" buyuruyor. (Zariyat-56).
Bu nedenle yüce Allah namazı farz kılmıştır. Yine başka bir ayette ise şöyle buyuruyor: "Namaz kılınız, zekât veriniz, rükû edenlerle rükû ediniz." (Bakara, 43).
Namaz vakitleri ise, ayetler ve hadis-i şerifler ile belirlenmiştir. Şöyle ki; Rûm suresi 17, 18. Ayetlerinde, "Akşam, yatsı ve sabah namazlarında; ikindi ve öğle vakitlerinde namazla Allah'ı tesbih ediniz. Göklerde ve yerde olanlar O'nun için hamd ederler" deniyor.
Ve yine Nisa suresi 130. ve bunlarla beraber 62 yerde namaza vurgu yapılmaktadır.
Namaz kılmayı külfet ve zahmet gibi görmek son derece yanlıştır. "Allah, size kolaylık ister, zorluk istemez" (Bakara-185) ayeti ile insanlara her konuda kolaylıklar istendiği hatırlatılmaktadır. Bu bağlamda insanın gaflete düşmemesi için ilgili ayetlerle şöyle vurgu yapılıyor:
"(Ey insanlar, bilesiniz ki) mal ve çocuklar dünya hayatının ziyneti (süsü) geçicidir. Asıl kalıcı ve kurtuluşa erdirecek olan salih amellerdir." (Kehf, 46).
"Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız, sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim böyle davranırsa, işte onlar ziyana uğrayanlardır. Birinize ölüm vakti gelip de, 'Rabbim! Ne olur beni yakın bir süreye kadar ertelesen de sadaka verip iyilerden olsam' demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayın. Bir nefsin eceli gelince Allah asla onu ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır." (Münafıkûn, 9-11).
"Ve biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir sınamadır, asıl büyük mükâfat Allah'ın katındadır." (Enfal, 28).
(devam edecek?)
İnsanoğlu dâhil tüm varlıkların, yaratılışının bir nedeni, işlevi ve görevi vardır. İnsanın yaradılış gayesinden haberdar olmayan, insanı tanımayan ve ondaki İlahi cevheri göremeyen anlayışlar için insan, köledir, esirdir, kendi emel ve ihtirasları için kullandıkları merdivendir. Bu, tarih boyunca böyle olmuştur, bugün de böyledir.
Oysa kâinat, insan merkezlidir, insan için yaratılmıştır. İnsan ise Rabbini bulmak, tanımak, O'nu zikretmek için yaratılmıştır. İşte bu arayış kalp ve gönül iledir.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de, "Ben insan ve cinleri Beni tanısın ve Bana ibadet etsinler diye yarattım" buyuruyor. (Zariyat-56).
Bu nedenle yüce Allah namazı farz kılmıştır. Yine başka bir ayette ise şöyle buyuruyor: "Namaz kılınız, zekât veriniz, rükû edenlerle rükû ediniz." (Bakara, 43).
Namaz vakitleri ise, ayetler ve hadis-i şerifler ile belirlenmiştir. Şöyle ki; Rûm suresi 17, 18. Ayetlerinde, "Akşam, yatsı ve sabah namazlarında; ikindi ve öğle vakitlerinde namazla Allah'ı tesbih ediniz. Göklerde ve yerde olanlar O'nun için hamd ederler" deniyor.
Ve yine Nisa suresi 130. ve bunlarla beraber 62 yerde namaza vurgu yapılmaktadır.
Namaz kılmayı külfet ve zahmet gibi görmek son derece yanlıştır. "Allah, size kolaylık ister, zorluk istemez" (Bakara-185) ayeti ile insanlara her konuda kolaylıklar istendiği hatırlatılmaktadır. Bu bağlamda insanın gaflete düşmemesi için ilgili ayetlerle şöyle vurgu yapılıyor:
"(Ey insanlar, bilesiniz ki) mal ve çocuklar dünya hayatının ziyneti (süsü) geçicidir. Asıl kalıcı ve kurtuluşa erdirecek olan salih amellerdir." (Kehf, 46).
"Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız, sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim böyle davranırsa, işte onlar ziyana uğrayanlardır. Birinize ölüm vakti gelip de, 'Rabbim! Ne olur beni yakın bir süreye kadar ertelesen de sadaka verip iyilerden olsam' demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayın. Bir nefsin eceli gelince Allah asla onu ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır." (Münafıkûn, 9-11).
"Ve biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir sınamadır, asıl büyük mükâfat Allah'ın katındadır." (Enfal, 28).
(devam edecek?)
Ahmet Topacık / diğer yazıları
- Hz. İbrahim'in kavminden örnekler / 23.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017