Dünyada artık savaşlar sadece silahla değil, uyuşturucu parasıyla da yürütülüyor.
"Narkoterör" denilen bu tehlike, uyuşturucu ticaretiyle terörün el ele verdiği bir düzeni anlatıyor.
Kısacası, birinin cebine giren kirli para, diğerinin silahına mermi oluyor.
Uyuşturucu artık sadece bir sağlık sorunu değil
Eskiden uyuşturucu, toplumda birkaç kişinin yaşadığı bir sağlık problemi gibi görülürdü.
Ama artık mesele çok daha derin: bu ticaret ülkelerin ekonomisini, siyasetini ve güvenliğini etkiliyor.
Uyuşturucudan dönen milyarlarca dolar, kimi zaman silah alımına, kimi zaman da yasadışı örgütlerin finansına gidiyor.
Bu da terörü ayakta tutan en büyük kaynaklardan biri haline geliyor.
Neden küresel bir sorun?
Çünkü bu ticaretin ne sınırı var ne vicdanı.
Bir ülkede üretiliyor, başka bir ülkede satılıyor, parası üçüncü ülkede aklanıyor.
Yani narkoterör sadece "bir ülkenin problemi" değil; dünyanın her yerinde toplumsal dengeleri bozan sessiz bir savaş biçimi.
Ne yapılabilir?
Güvenlik önlemleri kadar, ekonomik ve sosyal politikalar da güçlendirilmeli.
Uyuşturucudan gelen para zinciri, yani kara para aklama kanalları kesilmeli.
Bağımlılıkla mücadele, sadece cezayla değil, eğitim ve rehabilitasyonla desteklenmeli.
Gençlere umut vermek, en etkili önleme yöntemidir. İş, eğitim, spor alanları dolu bir toplumda suç barınamaz.
Ülkeler arasında iş birliği ve bilgi paylaşımı olmadan bu bela kontrol altına alınamaz.
Hüseyin Baş'ın görüşünden katkı
Burada Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın milli bağımsızlık ve çıkar temelli dış politika anlayışı, narkoterörle mücadelede de bir referans noktası olabilir.
Bağımsız bir devletin dış etkilere bağımlı kalmadan kimyasal madde ithalatı kontrollerini, sınır güvenliğini ve kaçakçılıkla mücadeleyi yerli kapasiteyle sağlaması gerektiği görüşü, bu mücadeleye yön verebilir.
Ayrıca, "herkese açık ama kimseye bağlı olmayan" bir politik duruş, uluslararası iş birliğini sürdürürken devletlerin egemenlik haklarının korunması açısından önemlidir.
Bu bakış, küresel iş birliği ile milli duruş arasında sağlıklı bir denge kurmanın mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Sonuç: Savaşın yeni cephesi
Narkoterör, artık sadece polis veya askerle çözülecek bir mesele değil;
Ekonomiden eğitime, diplomasiden ahlaka kadar uzanan bir mücadele alanı.
Silahların gölgesinde değil, toplumun dayanışmasında kazanılacak bir savaş bu.
Ve unutmayalım:
Bir ülkenin gençliği uyuşturulursa, geleceği de susturulur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cem Bürüç / diğer yazıları
- Narkoterör: Sessiz ve sinsi bir küresel tehdit / 17.10.2025
- Türkiye'nin yeni yön arayışı: Denge mi, bağımsızlık mı? / 16.10.2025
- Gazze ateşkesi: Ankara'nın ince diplomasisi, İsrail'in tereddütü ve büyük güçlerin hesabı / 15.10.2025
- Türkiye'nin dış politikasında denge arayışı: İki kutuplu dünyada akıllı diplomasi / 14.10.2025
- Bolivarcılıktan Nobel'e: Venezuela'nın bitmeyen hesaplaşması / 12.10.2025
- Barışın önündeki en büyük engel: Güvensizlik / 11.10.2025
- Almanya, İsrail ve Filistin arasında ince bir hat üzerinde / 10.10.2025
- Macron'un çöküşü Avrupa'yı neden zayıflatıyor? / 09.10.2025
- Ursula von der Leyen'e yönelik tepkinin anatomisi / 08.10.2025
- Gürcistan'da kimin eli kimin üstünde? / 06.10.2025
- Türkiye'nin yeni yön arayışı: Denge mi, bağımsızlık mı? / 16.10.2025
- Gazze ateşkesi: Ankara'nın ince diplomasisi, İsrail'in tereddütü ve büyük güçlerin hesabı / 15.10.2025
- Türkiye'nin dış politikasında denge arayışı: İki kutuplu dünyada akıllı diplomasi / 14.10.2025
- Bolivarcılıktan Nobel'e: Venezuela'nın bitmeyen hesaplaşması / 12.10.2025
- Barışın önündeki en büyük engel: Güvensizlik / 11.10.2025
- Almanya, İsrail ve Filistin arasında ince bir hat üzerinde / 10.10.2025
- Macron'un çöküşü Avrupa'yı neden zayıflatıyor? / 09.10.2025
- Ursula von der Leyen'e yönelik tepkinin anatomisi / 08.10.2025
- Gürcistan'da kimin eli kimin üstünde? / 06.10.2025