Birbirine iyice karışmış, karıştırılmış olan Hak ile batılı ayırmak için size yardımcı olmuyor.
İnandığınızı iddia ettiğiniz hakikatlerin ayaklar altına alınması, alay konusu edilmesi karşısında siz de bir kıpırdanma meydana getirmiyor.
Mensubu olduğunuz cemaat, parti ve ya gurup elemanları lahana gibi her geçen gün kat kat büyüdüğü halde ve bunun aksine büyük kitlelerin sofrasından zeytin, ekmeğinden lokmalar her geçen eksildiği ve sefalete sürüklendikleri halde içinizi kemiren, vicdanınız sızlatan bir şeyler meydana gelmiyor.
Etrafınızda, yakın çevrenizde aynı inancı paylaştığınız kardeşleriniz, eşi görülmemiş zulümlere maruz kaldıkları halde, onlara zulmedenler sizden destek ve alkış almaya devam ediyorlar.
Nasıl bir iman ki?..
Şirk içinde oldukları Kur'an tarafından açıkça ilan edilen Yahudi ile, Hıristiyan ile sarmaş-dolaşsın, kol kolasın, can-ciğer kuzu sarması vaziyetindesin ama Hz. Ali sevdalısı, Ehl-i Beyt sevdalısı kardeşlerinle arana beton bariyerler yerleştiriyorsun.
Sordum, soruyorum, sormaya da devam edeceğim; bugün İslam coğrafyasını hallaç pamuğu gibi atan haçlı işgalcilerin mezhebini söyler misin?
Altı ay boyunca Libya'nın semalarından bomba yağdırıp, nice sivil katliamlara imza attıktan sonra kaynaklarına oturan, petrolüne çöreklenen talancıların mezhebini söyler misin?
Alkışladığın partinin iktidarı ile yaşıt olan Irak işgalcilerinin, iki milyona yakın Müslüman katillerinin mezhebini söyler misin?
Niye soruyorum?
Bütün bu cinayetleri işleyenlere karşı bir itirazın olmadı, bu işgalcilere koltuk değenekliği yapan partine, cemaatine bir itirazın olmadı ama; "Şii Sünni kardeştir, ayıranlar kelleştir" diye haykıran delikanlılara karşı hemen mezhep farkını ileri sürüp itiraz ediyorsun.
Bu nasıl bir iman ki?..
Zalimlerle beraber olmaktan, fasıklarla, facirlerle, işgalcilerle beraber olmaktan seni alıkoyamıyor da Şia'dan, Ehl-i Beyt sevdalılarından acayip huy kapıyor, küplere binmene sebep oluyor.
Tez elden, en yakın zamanda imanını bir teste tâbi tut.
Yukarıda bir kısmını hatırlattığım olaylar karşısında içini dinle, vicdanını bir tart ve kalan ömründe yürüyeceğin istikameti tayin et. "Bir vakit: 'Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve O'nu dinleyin' diye Tur'u tepenize kaldırıp sizden söz aldık. 'Duyduk, isyan ettik' dediler ve inkarları yüzünden dana sevgisi iliklerine kadar işledi. De ki: Eğer sizler inanmış kimseler iseniz inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!" (Bakara: 93).
İnandığınızı iddia ettiğiniz hakikatlerin ayaklar altına alınması, alay konusu edilmesi karşısında siz de bir kıpırdanma meydana getirmiyor.
Mensubu olduğunuz cemaat, parti ve ya gurup elemanları lahana gibi her geçen gün kat kat büyüdüğü halde ve bunun aksine büyük kitlelerin sofrasından zeytin, ekmeğinden lokmalar her geçen eksildiği ve sefalete sürüklendikleri halde içinizi kemiren, vicdanınız sızlatan bir şeyler meydana gelmiyor.
Etrafınızda, yakın çevrenizde aynı inancı paylaştığınız kardeşleriniz, eşi görülmemiş zulümlere maruz kaldıkları halde, onlara zulmedenler sizden destek ve alkış almaya devam ediyorlar.
Nasıl bir iman ki?..
Şirk içinde oldukları Kur'an tarafından açıkça ilan edilen Yahudi ile, Hıristiyan ile sarmaş-dolaşsın, kol kolasın, can-ciğer kuzu sarması vaziyetindesin ama Hz. Ali sevdalısı, Ehl-i Beyt sevdalısı kardeşlerinle arana beton bariyerler yerleştiriyorsun.
Sordum, soruyorum, sormaya da devam edeceğim; bugün İslam coğrafyasını hallaç pamuğu gibi atan haçlı işgalcilerin mezhebini söyler misin?
Altı ay boyunca Libya'nın semalarından bomba yağdırıp, nice sivil katliamlara imza attıktan sonra kaynaklarına oturan, petrolüne çöreklenen talancıların mezhebini söyler misin?
Alkışladığın partinin iktidarı ile yaşıt olan Irak işgalcilerinin, iki milyona yakın Müslüman katillerinin mezhebini söyler misin?
Niye soruyorum?
Bütün bu cinayetleri işleyenlere karşı bir itirazın olmadı, bu işgalcilere koltuk değenekliği yapan partine, cemaatine bir itirazın olmadı ama; "Şii Sünni kardeştir, ayıranlar kelleştir" diye haykıran delikanlılara karşı hemen mezhep farkını ileri sürüp itiraz ediyorsun.
Bu nasıl bir iman ki?..
Zalimlerle beraber olmaktan, fasıklarla, facirlerle, işgalcilerle beraber olmaktan seni alıkoyamıyor da Şia'dan, Ehl-i Beyt sevdalılarından acayip huy kapıyor, küplere binmene sebep oluyor.
Tez elden, en yakın zamanda imanını bir teste tâbi tut.
Yukarıda bir kısmını hatırlattığım olaylar karşısında içini dinle, vicdanını bir tart ve kalan ömründe yürüyeceğin istikameti tayin et. "Bir vakit: 'Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve O'nu dinleyin' diye Tur'u tepenize kaldırıp sizden söz aldık. 'Duyduk, isyan ettik' dediler ve inkarları yüzünden dana sevgisi iliklerine kadar işledi. De ki: Eğer sizler inanmış kimseler iseniz inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!" (Bakara: 93).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024