Sayın Erdoğan, AB kanadından gelen son derece açık ifadelere rağmen geçtiğimiz günlerde yine AB'nin Hıristiyan birliği olmadığı manasına gelen açıklamalarda bulundu. Onun birlik hakkındaki görüşlerini dile getirdiği sıralarda Almanya başbakanı ve AB dönem başkanı Merkel, AB'nin Hıristiyan temelleri ile şekil aldığından bahsediyordu. Doğrusu Erdoğan'ın AB'ye bu kadar iyimser yaklaşmasını ve Türk halkının gözünde topluluğu iyi göstermeye çalışmasını anlayabiliyoruz. Zira icraatları döneminde geçen 4 yıl içinde tek yatırımları boşa kürek çekilen AB serüveni olmuştur. Kültürleri ve medeniyetleri oluşturan en önemli amil inançlardır. AB'de görünüşte maddi menfaatler ile birleşiyor gibi olsa da temelde devletler arasında harç vazifesi yapan unsur Hıristiyanlıktır. Bu tespiti biz yapmıyoruz. 50 yıllık geçmişi içinde sayısız defa gündeme gelen bu hakikatin birkaç örneğini vererek sayın Erdoğan'ı da aydınlatalım.1- Helsinki zirvesinden sonra İtalyan Başpiskoposlarının gazetesi L' Avvenire de şu görüş yer aldı:" Müslüman Türkiye'nin AB'ye girmesi kimliğimize gölge düşürür. Yan yana büyüyen, Hıristiyan gelenekleriyle şekillenen Avrupa medeniyetlerinin temelindeki ittifakları sarsar. Unutmamalı ki, Avrupalı fikri başlı başına düşman Türklere Türkiyenin başını çektiği İslam dünyasına karşı gelişti? (10 ocak 2000, Milliyet)2- 25 yılı aşkın bir süre Alman Hıristiyan demokratların genel başkanlığını yapan Kohl, "Hıristiyan dünya görüşü ve Hıristiyanlık değerlerinin olmadığı bir Avrupa benim Avrupam değildir" demiştir.3- Sosyal demokrat Schmidt " Bir Avrupa medeniyeti vardır, bir de İslam medeniyeti. Ve bunlar birbirinin karşıtıdır".4- AB marş olarak Beethoven' in 9. senfonisinin 4. bölümünü seçmiştir. Bu bölümde Hıristiyanlığın teslis yani, baba -oğul-kutsal ruh üçlemesi vardır. 5- AB anayasasının imza töreni Türkleri tarihten silmek için haçlı ordularına saldırı emrini veren papa 10. İnocente'nin huzurunda yapılmıştır.Örnekler çoğaltılabilir. Burada önemli olan Batı siyasilerinin ve din adamlarının batı medeniyetini şekillendiren değerlerin farkında olduğudur. Yani onlar için Batı Hıristiyanlık temeli üzerine oturmuş ve İslam medeniyetinden farklı bir medeniyettir. Ve bir arada olmalarına imkan yoktur. Zaten batının böyle bir derdi de yoktur. Bugün dinlerarası diyalog faaliyetlerinin devletlerarası boyutu olarak ifade edebileceğimiz medeniyetler ittifakı projesi işte bu sebeple bir ittifak projesi değildir. İttifak BOP çerçevesinde kullanılan proje ile işgale karşı çıkmayacak, değerleri sulandırıldığı için gelen tehlikeleri anlamayacak ve engel olmayacak bir kimlik için vardır. Ve maalesef ki Başbakan Erdoğan böyle bir projede eş başkan olmaktan övgüyle bahsedebilmektedir. Bu hakikatler ortada iken, halen neyin eş başkanlığı ve ya hangi ve ne için ittifak demezler mi sayın Erdoğan?
Abdullah Kibarlı / diğer yazıları
- Ehl-i Beyt'i sevmek, Yüce Allah ve Rasulü'nün emridir / 01.03.2011
- Bu gidişat hayra alamet değil? / 14.08.2009
- Dinlerarası diyalog fitnesine maruz bırakılan millet / 13.08.2009
- AB'ye uyum için Vatikan rıhtımına atılan demir / 12.08.2009
- AKP'nin icraatları, Türk milletini Haçlı rıhtımına sürükledi / 11.08.2009
- Açılım, parçalanmanın habercisi / 06.08.2009
- ABD ile yola devam edilmemelidir, çünkü? / 14.07.2007
- Mevtayı nasıl bilir siniz? / 13.07.2007
- Seçim vaadi değil, dünyaya malolmuş bir iktisat modelinin kuralları / 12.07.2007
- Ne diyor bu liderler? / 11.07.2007
- Bu gidişat hayra alamet değil? / 14.08.2009
- Dinlerarası diyalog fitnesine maruz bırakılan millet / 13.08.2009
- AB'ye uyum için Vatikan rıhtımına atılan demir / 12.08.2009
- AKP'nin icraatları, Türk milletini Haçlı rıhtımına sürükledi / 11.08.2009
- Açılım, parçalanmanın habercisi / 06.08.2009
- ABD ile yola devam edilmemelidir, çünkü? / 14.07.2007
- Mevtayı nasıl bilir siniz? / 13.07.2007
- Seçim vaadi değil, dünyaya malolmuş bir iktisat modelinin kuralları / 12.07.2007
- Ne diyor bu liderler? / 11.07.2007