İran'daki bu güvenlik zafiyeti açıkça görülürken tam da İran'ın yeni cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ı tebrik etmek için gelen Haniye'nin öldürülmesi İran'ın artık İsrail'e kesin olarak bir tepki vermesi ve bu sayede İran'ın İsrail'in çok istediği bölgesel savaşın fitilinin ateşlenmesi için bir tetik vazifesi görmesi istendi.
Haniye'nin devamlı yaşadığı Doha'da değil de Tahran'da öldürülmesi İran'a yaşatılan büyük şoklardan biri oldu.
Bir gün öncesinde de Hizbullah'ın önemli simalarından Fuat Şükrü Beyrut'ta yine bir İsrail füzesi ile hayatını kaybetti.
Anlaşılan o ki, İran doğrudan bir savaştan kaçınıyor fakat bu uğurda vekil güçlerini tek tek kurban veriyor.
İsrail, ısrarla bölgesel bir savaşı tahrik ederek bütün rakiplerinden bir anda kurtulmak istiyor.
Hazır eli kana değmişken Husiler'i, Hamas'ı, Hizbullah'ı ve Suriye'yi bir kalemde silmek istiyor.
Geçen ay içerisinde Çin'in bir türlü bir araya gelemeyen 14 Filistin direniş örgütünü bir araya getirmesi İsrail'in de elini çabuk tutması için zorlamış olabilir.
İsrail bir hezeyan halinde Nil'den Fırat'a büyük İsrail idealini gerçekleştirmek için devamlı savaşmak gerektiğini biliyor.
Aynı İsrail, en ufak bir kıpırtıyı dahi çok kanlı bir şekilde bastırmayı bir güvenlik politikası haline getirmiş durumdadır.
Bu cinnet hali devletin en üst makamından en düşük memurlara kadar sirayet etmiş durumdadır.
Her an tedirginlik halinde bir savaşı beklemek ve bu coğrafyada neredeyse yüzyıllarca savaşmak durumunda kalmak hiçbir insanda makul bir psikolojiyi temin edemez.
İsrail'in bu tutumu kaybedecek hiçbir şeyi olmayan milyonlarca insanı üretmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Devamlı öldürerek dünya tarihinde hiçbir ülke payidar olmamıştır.
Bu durumda Türkiye, bölgesindeki bu gerilimi en üst perdeden yaşayacak ülkedir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın 1991 yılında ABD tarafından Irak'a yönelik yapılan Körfez Harbi sırasında yaptığı asırlık tespit her geçen gün tazeliğini korumaya devam ediyor.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hedef Türkiye'dir" şeklindeki değerlendirmesi O'nun ne kadar haklı ve öngörülü olduğunu tekrar tekrar teyit ediyor.
ABD ve İsrail ikilisinin ilk etaptaki stratejik planı, Lübnan ve Suriye'yi geçerek Suriye'nin kuzeyinde oluşturdukları tampon bölgeye ulaşmaktır.
ABD ve İsrail, Suriye'nin güneyinden girip kuzeydeki kuvvetleri ile birleştiklerinde artık Türkiye'nin yeni komşusu da tam olarak İsrail olacaktır.
ABD'nin beslediği ve büyüttüğü PYD, işte o zaman onlar için çok kullanışlı bir aparat olduğunu gösterecektir.
Prof. Dr. Haydar Baş, dönemin siyasilerini ikaz ederek bu konudaki endişelerini ve düşüncelerini yıllarca aktardı.
Onu dinlemek bir yana Irak, Suriye ve Libya konusunda BOP ekseninde İsrail ve Amerika politikalarına teşne olan madalyalı siyasi aktörlerimiz eğer bugün İsrail'i işgal etmekten bahsediyorsa bu da en az Nil'den Fırat'a kadar Büyük İsrail hülyası kadar temelsiz ve ütopiktir.
- Trikopis'in kahvesi / 03.09.2024
- Milli Mücadele'de fetva savaşları / 01.09.2024
- İran ve ABD kontrollü gerilim politikası güdüyor -2- / 19.08.2024
- İran ve ABD kontrollü gerilim politikası güdüyor -1- / 18.08.2024
- Nihai hedef Türkiye'dir -2- / 05.08.2024
- Nihai hedef Türkiye'dir -1- / 03.08.2024
- Kıbrıs vatandır / 28.07.2024
- Kerbela'da hak, batılla mücadele etmiştir / 22.07.2024
- Kerbela'da hak batılla mücadele etmiştir / 21.07.2024