Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrencilere yönelik kılık kıyafet yönetmeliğinde yapmış olduğu değişiklikle artık okullarda derslere başörtülü girmek isteyen öğrenciler bu arzularını gerçekleştirebilecekler. Bu haberin duyurulmasının sabahına basında bazı belli başlı yayın organlarında hemen 'Şeriat geliyor, artık çarşaflı öğrenci de olur. Türkiye nereye gidiyor?' gibi yazılar, haberler çıkmaya başladı.2014 Türkiye'sinde ülkemizde, bölgemizde ve dünyada bu kadar gelişmenin yaşandığı, köprülerin altından bu kadar suların akmış olduğu bir dönemde hala hiç değişmeden aynı kalan tek şey bu haberler herhalde. Bu yazıları yazıp duranların artık at gözlüklerini çıkarıp gerçeği görmelerinin zamanı geldi de geçiyor. Bu durum aslında çok da gecikmiş, demokrasinin gereği olan bir gelişmeden ibarettir. Kimsenin kimseyi kıyafeti konusunda zorlaması sonucunu da doğurmaz. Kız öğrencilerin okula başörtüsüyle gitmeleriyle ülkeye şeriat da gelmez. Zaten Prof. Haydar Baş Bey'in yıllardır söylediği üzere, "Şeriat gelmez, yaşanır. Şeriat dediğiniz şey; namazdır, oruçtur, haramı helali birbirine karıştırmamaktır. Allah'ın rızasını kazanmaya çalışmaktır." Hal böyle olunca şeriatın gelmesi, gitmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Velev ki şeriat zannedildiği gibi gelecek bir şey olsaydı bile bunu getirecek olanlar; 40000 kilise evi açan, yıllardır kapalı olan kiliselerin 'Bismillah' diyerek açılış kurdelelerini kesen, domuz etini kasaplık et statüsüne sokan, dinlerarası diyalog çalışmalarının önünü açan, BOP içinde yer alıp Arz-ı Mev'ud'u gerçekleştirmek için uğraşan, Amerikan askerleri için dua edip kendi şehitlerini hiçe sayan ve teröristbaşıyla masaya oturan bir hükümet olamaz. O yüzden korkmanıza hiç gerek yok. Artık resmi doğru okumanızın zamanı geldi. Siz zahiren öyle gibi görünen ya da öyle görüp kendinize malzeme çıkarmaktan hoşlandığınız, kendinizi vatanperver aydınlar gibi göstermenizi sağlayan bu bakış açısından vazgeçin artık. Bu bakış açısı sayesinde bugün bu hükümet iktidardadır. Bu bakış açısı sayesinde ülke bugün kutuplaştırılmış, bazı kesimler dinsiz bazıları dinci olarak yaftalanmıştır. Bu da sadece bizi yıllardır bölmeye çalışan odaklardan başka kimsenin işine yaramamıştır. Siz yıllardır bunları tartışıp dururken, topraklarımız satılıyor, AB uyum yasalarıyla çiftçi, hayvancı öldü, ağlayanı yok. Madenlerimiz, yeraltı kaynaklarımız yabancılara peşkeş çekildi, sizin umurunuzda değil. Ülke bölünüyor, çözüm süreci çözümsüzlük oldu, görmüyor musunuz? Madem görmemekte bu kadar ısrarcısınız, bari oturun dua edin de o çok korktuğunuz şeriatı gönlünde iktidar etmiş biri bu ülkenin başına geçsin ki bu tablo düzelebilsin. İçinde gerçekten Allah korkusu olan, Allah rızası için siyaset yapan biri başa gelsin ki siz de görün şeriatın değil şeriatı kullananların asıl korkulması gereken olduğunu. Atatürk'ü de dinsiz göstermeye çalışanlar, halkın gözünde küçük düşürmeye çalışanlar da sizin sakalına ya da göstermelik konuşmalarına bakarak dindarı temsil ettiğini zannettiğiniz insanlar değil miydi? Atatürk bunu gördü ve dedi ki: "Beni özgün İslam'ı reddeden kâfirlerle Ebu Cehil ve Ebu Leheb'in sarık ve sakalını takmış kimseler dinsiz gösterdiler." O üstün zekâsı ve ferasetiyle bunu anladı ve o doğrultuda hareket etti. Cumhuriyeti bu sayede kurdu. Gerçek dostunu, düşmanını öyle ayırt etti. N'olur, n'olur siz de anlayın artık!
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020