Bazı tarihler vardır, anlamıyla zihnimizdeki düşünce taşlarını yerinden oynatır. Takvim, o tarihe yaklaştıkça yaşadığınız heyecan artar ve o gün için ne yaptığınızı sorgularsınız. Bu günün hakkını verebilmek, anlamına yakışır değerler üretebilmek için ne yaptık?
Genç Türkiye yurttaşlarına, yeni harflerle okuma-yazma öğretmek amacıyla kurulan Millet Mekteplerinin (1928) açıldığı ve Ulu Önder Atatürk'ün başöğretmenliği kabul ettiği tarih olan 24 Kasım, 1981'den bu yana ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Öğretmenlik mesleğine ve eğitimin değerine ilişkin ülke çapında farkındalık oluşturmayı hedefleyen bu girişimin üzerinden 40 yıl geçti. Bugün "24 Kasım Öğretmenler Günüdür" bilgisi, eğitimin her kademesinde, toplumun her kesiminde içselleşti.
Peki, öğretmenlerin değerine ilişkin farkındalığımız ülke olarak ne aşamada? Öğretmenlerin beklentilerine, mesleğin duygusal ihtiyaçlarına, açmazlarına, zorluklarına ne ölçüde duyarlıyız?
Yüksek talepler, performans kriterleri, sistem değişikliklerine çoklu uyum, zorlu yaşam koşulları, veli ve yönetimden gelen tepkiler ve salgın karşısında duygusal ve zihinsel dayanıklılığını korumaya çalışan bir öğretmenin 24 Kasım'da tebrik edilmek kadar önemli bir diğer ihtiyacı da duyulmak.
Eğitimin en zorlu basamaklarından biri olan, okul öncesinde görev yapan 60 bine yakın öğretmen ne hissediyor? Eğitim-öğretimin temeli olan zorlu bir mücadeleyi sürdüren 400 bin ilköğretim öğretmeninin neye ihtiyacı var?
Bireyin yaşamında en sancılı süreçte, ergenlik döneminde eğitim-öğretimin yanı sıra yaşam koçluğu yapan 1 milyona yakın ortaöğretim öğretmeni hangi başlıklarda duyulmak istiyor?
Türkiye'de eğitim fakültesi ve eğitim bilimleri fakültesinde farklı dallarda, uzmanlıklarda yetişen yüz binlerce öğretmen adayı hangi noktalarda empati ve yardım bekliyor?
Atanmayan öğretmenlerin durumu, dramdan öte trajedi. Onların yaralarından akan kan neyle temizlenecek? Canlarına kıyacak haldeler.
Yıllardır işsizler, atanmayı bekliyorlar… Oysa, yönetimin kapısı duvar! "Devlet size iş bulmak zorunda değil" deniyor. O zaman yeri geldi, soralım: Sosyal Devlet ne işe yarar? Anayasasında sosyal olduğu yazılı devlet yurttaşına iş alanları açar, iş bulur. Ve yaraları sarar (Anayasa/2, 5 ve 65. maddeler).
Yöneticiler/yönetemeyenler! Başkomutandan Başöğretmene dönüşen Atatürk'ten ders alın!
Bir yandan Kütahya-Eskişehir Muharebeleri tüm şiddetiyle sürerken, öte yandan Mustafa Kemal de 15-21 Temmuz 1921 tarihlerinde Ankara'da toplanan Maarif Kongresi'ne katılmaktaydı. Mustafa Kemal Paşa, cepheyi bırakarak bu kongreye katılmış ve burada milli eğitim tarihine geçecek olan nutkunu okumuştu:
" (…) Milletimizi yetiştirmek gibi kutsal bir görev yüklenmiş olan gelecekteki kurtuluşumuzun yüce öncüleri kadın ve erkek öğretmenlerimiz hakkındaki saygı duygularımı bir kere daha dile getirmek istiyorum. Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar sebatkâr oldukları tarihten de bilinir.
Silahıyla olduğu gibi kafasıyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti, ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Her türlü güçlüğü göze alarak bu yolda sarsılmadan yürüyeceğimize inanıyorum. Göreviniz çok önemli ve hayatidir. Bunda muvaffak olmanızı Cenab-ı Hak'tan temenni ederim."
Bu duaya tüm kalbimizle katılırken, Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına Allah'tan (c.c) rahmet diliyoruz.
Öğretmenler Günü kutlu olsun!
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023