Âlemdeki mutlak hakikat, Tevhid hakikatidir. Tevhid, tüm hakikatlerin menbaıdır. O, esasın esasıdır. Alemdeki mananın ve nüktenin özüdür Fıtraten temiz yaratılan insanın, fıtratına aykırı bozuk bir dış ortamla karşılaşıp tenakkuza düşmemesi için insanın yaşadığı dış tabiat ve şartlar, Hakk'ın razı olacağı ve insanı Hakk'a yönlendirecek bir şekle sokulmalıdır. Bu gerçekleşince insanın kulluk yolundaki seyrü seferi hızlı ve emin olur.Dolaysıyla, Allah'a kulluk yolunda dış tabiat ve şartlar engelleyici unsur olmaktan çıkarılmalıdır. İşte nüsüvvet ve risalet bunu da gerçekleştirmiştir. Resulullah Efendimiz (sav), fert ve toplum eğitiminde doş ortamın Hakk'ın iradesi istikametinde tanzimi ve hayat şartlarının kulluk gerçekleriyle çelişmemesi hususunu gerçekleştirmede azami gayret sarfetmiştir.Nasıl iman, madde ve manasıyla bir bütün ise, insanın saadetini temin altına alan İslam da zahiri ve batınıyla bir bütündür. Dış tabiat ve iç tabiat arasındaki mutabakat, fert ve toplumun huzuru için şarttır...Hiç şüphesiz alemdeki mutlak hakikat, Tevhid hakikatidir. Tevhid, Allhü Teala'nın vahdaniyetini ve mahlukat üzerindeki hükümranlığını esas alan inanç ve düşünce sistemi, aynı zamanda kainat, insan ve hayat görüşüdür. Akıl, selim vasfını; ilimler, gerçek olmaktaki mesnedini Tevhidden alır. Tevhid, tüm hakikatlerin menbaıdır. O, esasın esasıdır. Alemdeki mananın ve nüktenin özüdür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.