Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve ilelebet payidar kalması için mücadele veren, canını, kanını gözünü kırpmadan halkı ve devleti için feda eden binlerce şehidimize, polisimize, gazimize, askerimize, devlet adamına ve isimsiz kahramanlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunarım.
Bu vatan kan ve gözyaşı ile yeniden kurulduğunda, bu yolda bedel ödeyenlerin bir tek amacı vardı; o da bizden sonraki genç kuşaklara daha güzel, yaşanılası, yurtta barış, dünyada barış ilkesinin olduğu, tam bağımsız bir Türkiye bırakmaktı.
Bize bu toprakları bırakanlar, eğitimli, bilgili, üreten, çalışkan, zeki ve ahlaklı bir gençlik hayali ile yaşadılar.
Bunu tesis etmek için çaba gösterdiler.
106 yıl geçti, Sarayburnu'ndan kalkan, Samsun'a inen umuda yelken açan Bandırma Vapuru'ndan.
Öyle ki Gazi Paşa bir konuşma esnasında demiştir ki, "19 Mayıs benim doğum günümdür" diye.
Sadece Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün değil, yeniden doğan Türkiye Cumhuriyeti devletinin de doğum günüdür.
Ve gençler tarafından kurulan ülkemize sahip çıkılması için, "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak gençlere adanmıştır.
"Bütün ümidim gençliktedir" derken de, devletimizin sarsılmaz bekçileri gençlere olan inancını ve güvencini anlatmaktadır.
"Ey Türk Gençliği" diye başlayan Gençliğe Hitabe'sinde ülkemizi gençlere emanet etmiş, "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" demiştir.
Gelinen günümüz Türkiye'sinde gençlerin sıkıntıları, yaşadıkları zorluklar, talepleri ve aldıkları karşılıklar ne yazık ki olumlu değil.
100 yıl sonraki Türkiye'de genç olmanın pek de elle tutulur bir yanı yok maalesef.
Hakkını aramak için bir araya gelen gençlerin tutuklanması, gözaltına alınmaları, beyin göçünün artması, yurt ve barınma sorunu, KYK borcu geri ödeme sorunu, işsizlik ve istihdam sorunu, kendinden olmayanı yok sayma sorunu, geleceğinin nasıl olacağı kaygısı gençlerin en büyük sıkıntıları arasında.
Fakat biz nasıl bakıyoruz 19 Mayıs'a? Oh tatil bugün, evde yatarız, hafta sonunu da bağlar, üç gün bir yerle kaçarız, tatile gideriz...
Koca memleketin konuya bakış açısı maalesef bu ve bu gibi zihniyet yaklaşımı.
Gençler için sempozyum, toplantı, söyleşi var mı? Yok.
Dertlerini, isteklerini soran dinleyen var mı? Yok.
Hayatlarını ekonomik yönden kolaylaştıran var mı? Yok.
Ne var gençler için araştırma olarak; kaç genç seçmen oldu, kaç genç bize oy verir, nasıl bizim safımıza çekeriz mücadelesi.
Resmi bayram ise muhalefet, dini bayramsa hükümet sahip çıkıyor gibi bir durum var ortada.
Senin bayramın, benim anmam; senin benim diye ayrıştırılmamış bayramlar kalmıştı, tam oldu.
Fener alayları organize ediliyor, bakıyorsun muhalif kesim var bir tek.
Yazık oluyor zamana.
Devir; birlik olma, beraber olma vaktidir.
Devir; yargılama, ayrıştırma devri değil, anlama ve çözüm üretme vaktidir.
Bugünün gençleri yarının yöneticileri, idarecileri, babaları, anneleridir.
Bayramları tatil gibi değil, manalarını bilerek ve değerlerini yaşatarak kutlamak ve sahip çıkmak dileğiyle...
- Aort / 17.05.2025
- Transfer / 16.05.2025
- "Kadirdir" / 15.05.2025
- Kurbanlık / 13.05.2025
- Anneler Günü / 12.05.2025
- Sokak röportajları / 10.05.2025
- Kibar Feyzo / 09.05.2025
- Metal Fırtına / 08.05.2025
- Koçspor Bahçe / 06.05.2025