Ülkemizde televizyon yayıncılığının mazisi 1960'lı yıllara dayanır. Türk toplumunun bu alandaki ilk ekranı, bir kamu kuruluşu olan TRT'dir. Yıllar sonra özel sektörün devreye girmesi ile ilk özel televizyonu ise halkımız, 1989 yılının sonlarına doğru STAR 1 ekranı ile tanımıştır.İlkokulu okuduğum köyümde -1970'li yıllarda- bırakın televizyonu radyo bile üç beş kimsede vardı. İlk televizyon ile tanışmam 1980 yılında başladı. Gümüşhane'ye ortaokulu okumak için geldiğimizde komşumuz Temel amcanın siyah beyaz televizyonu ile tanıştığımı dün gibi hatırlıyorum.Daha sonra babamın memur maaşıyla almış olduğu televizyon evimize girince çok sevinmiştim. O vakitler renkli televizyon bazı ailelerde bulunuyordu. Bununla ilgili bir anımı sizinle paylaşmak istiyorum.Ortaokulda okurken sıra arkadaşım Fuat Oral bir gün ders arasında bana akşam renkli televizyonlarında izlediği futbol maçını anlatıyordu. Mavi formalı takım ne kadar güzel top oynadı izledin mi? Bense hiç çaktırmadan izledim ama rengini görmediğim bir takımın acaba hangisi mavi formalı diye düşünmeden arkadaşımın bu sorusuna evet demiştim. Çünkü izlediğim TV siyah beyazdı?Evet şimdi ise televizyon, hemen her evde yer almakta -ki bazı evlerde birden fazla- herkesi farklı biçim ve düzeyde etkilemektedir. Yazımın başlığına dönersek üstad Necip Fazıl'ın "Sakarya" şiirinden bir mısradır bu. Adeta bugünü tasvir ediyor sevgili okur.Yaşam alanımızda onlarca televizyon var. Ama maalesef sorumlu yayıncılık yapan kanal sayısı az.Örfümüze adetimize ve dahi aile yapımıza uygun yayınları görmek çok zor belki de imkansız.Öylesine ahlak seviyesi düşük programlarla yüce milletimiz mikserleniyor ki köklerimizden koparılmak için büyük mücadeleler veriliyor.Türk aile yapısının kırmızı çizgilerinin aşılması için çok yüksek paralarla özel filmler çekilerek ekranlardan evlerimize taşıyor.Televizyondan en çok etkilenen grubun çocuklar olduğu hepimizin malumu. Öğrenmeye en açık oldukları dönemde, çocuklar ve gençler bazı dizilerle silaha ve şiddete özendiriliyor.Bu manzaralarla şairin dediği gibi ekran olukları adeta çift akıyor evlerimize.Kimi oluklardan Biri Bizi Gözetliyor, magazin programları, bilmem ne star yarışmaları, eğlence adı altında bir sürü rezillikler akıyor.Diğer oluktan ise; Kur'an Öğreniyorum, Haftanın Sohbeti, İman ve İnsan, Kilim, Güldeste v.s. gibi programlarla evimize nur akıyor sevgili okur.Her gün Meltem rüzgarının eşlik ettiği nur akan bu oluktan, kana kana içmeniz dileklerimle Eskişehir'den baki selamlar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012