logo
16 NİSAN 2024

Orhan Pamuk'u besleyelim

20.09.2005 00:00:00


Hüseyin Mümtaz internetgazete.net sitesindeki yazısında şöyle uyarıyor: Pamuk yargılanıyor diye yasa değişecek? Bir adım sonrası inanın, Öcalan'ın da yasal olarak seçme ve seçilme özgürlüğüne kavuşturulmasıdır.

Böyle bir başlık, "beslenme'' ile ilgili üç türlü yaklaşımı çağrıştırır..a) Faşist yaklaşım: "Asmayalım da besleyelim mi?''b) Buluttan nem kapan komplo teorisyeni yaklaşımı: "Koynunda yılan beslemek''.c) Doğasever yaklaşım: "Besle martıyı oysun gözünü''.Ben, çevre ve doğa dostuyum. Kargalara karşı bir peşin hüküm de taşımıyorum ama martıları bir başka seviyorum..Umarım Orhan Pamuk'un da, şekil (a) da görüldüğü gibi kedi düşmanı olmak gibi bir sorunu yoktur.Sahil çocuğuyum..Küçüklüğüm martılarla, çaparinin ucuna taktığımız martı tüyleriyle, denizin ortasında tek başınayken onların ahbaplık eden çığlıklarıyla geçti.Arada bir çaktırmadan civil istavrit yahut izmaritleri paylaştığımız da olmadı değil.Ama asıl martı sevdâmın Kıbrıs'ta başladığını söylemem lâzım.Kıbrıs bir ada.. Fakat uzun yıllar sonra fark ettim ki, adada hiç martı yok.Bir dost; "Tabii ya'' demişti. "Bizim kıyılarımızda hiç çöp yok da onun için''..E pes yâni..Neyse?Şimdilerde biliyorsunuz bir Orhan Pamuk modası var. Ve Orhan Pamuk, Türkiye'nin 3 Ekim sürecinde önüne uzatılan son "olmazsa olmaz'' şart.Ağzımızla tutmaya mecbur bırakıldığımız bir zümrüdü anka kuşu Orhan Pamuk.Konu ile ilgili olarak ağzını her açan "batılı'' ilgili-yetkili "Pamuk'u yargılamayın'' diyor. "Müzakere sürecini engellemiş olursunuz''.Ne yapmış Pamuk?Yabancı bir dergiye verdiği bir röportajda "Birinin çıkıp artık doğruları söylemesi gerek. Türkiye'de 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü'' demiş."Bağımsız'' Türk Yargısının bağımsız bir savcısı da yürürlükteki TCK'nın 301'inci maddesinin ilk fıkrasına göre yazarın "Türklüğü alenen aşağıladığını'' düşünerek altı aydan üç yıla kadar hapsi istemiyle dava açmış.Orhan Pamuk'un, mozaiksel Türkiye'nin hangi bölümüne ait olduğu-hissettiği konusunda en ufak bir fikrim yok.Meraklısı da değilim.Ama ilgilenenlerin, Yalçın Küçük'ün isimler sözlüğünde hayli ayrıntılı bilgilere ulaşacaklarına eminim.Hadi Sevr müşevviki batılıları bir yana bırakalım.. Ama bizim Brüksel muhiplerine ne oluyor?Bir dehşet, bir hiddet, bir celadet?Murat Yetkin, Zeynep Oral ve Erdal Güven yaylım ateşe başladılar.Murat Yetkin'in sinirden ağzı köpürüyor.'Orhan Pamuk'a açılan davada Türkiye yargılanacak'' diyor.Hayret..Türklüğü alenen aşağıladığı öne sürülen birisini, Türkiye ile özdeşleştiriyor.Daha da ileri gidiyor; İtalya'nın faşist dönemini çağrıştıran suçlamaların ceza yasasından kaldırılmasını Erdoğan'dan istiyor.Pamuk yargılanıyor diye yasa değişecek?.. Bir adım sonrası inanın, Öcalan'ın da yasal olarak seçme ve seçilme özgürlüğüne kavuşturulmasıdır.Bir adım daha atıyor, Genelkurmay'a akredite ve embed olmuş Murat Yetkin.."Duruşmaya polisler arasında elinde kelepçeyle getirilen bir Orhan Pamuk için bu belki Nobel Edebiyat Ödülü'nü ona getirebilecek son adım olabilir'' diyor.Vallahi ben de merak ediyorum.Ve Yetkin'in sırf bu öngörüsünün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini görebilmek için savcının "kaçabileceği endişesiyle duruşmaya zorla getirilmesi'' talebini yürekten destekliyorum.Destekliyorum da bir problem var.Diyelim Pamuk gelmedi.Savcı zorla getirin dediVe kelepçe takıldı.Ve "bu yüzden'' Nobel aldı.Yabancı basın.."Nobel'i bir Türk aldı'' diye mi yazacak?Yâni "Türklüğü alenen aşağıladığı'' öne sürülen birisinin adının önüne Türk lafı konulacak..Bence Nobel Komitesi sormalı Pamuk'a.. Böyle bir nitelemeyi kabul edip etmeyeceği konusunda fikir alış verişinde bulunmalı önceden.Çünkü Pamuk'un geri adım atmayacağından eminim. Çünkü bakın İngiliz The Daily Telegraph gazetesine konuşan Orhan Pamuk, Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili açıklamalarının ardından hakkında açılan davanın, "Türkiye'nin henüz AB'ye hazır olmadığını gösterdiğini" söylüyor. Türkiye'de gerçekleştirilen yasal reformların uygulanmadığını, geçen yıl bu konuda hiçbir şey yapılmadığını kaydeden Pamuk, Ankara'nın AB'ye verdiği sözlerle yetindiğini belirtiyor. "Türkiye pek değişmedi. Yasalar değişti, ama düşünce tarzı, kültürümüz ve şeyleri görme biçimimiz... Bunlar hiç değişmedi. AB üyeliği umuduyla bazı yasal ve politik değişimler yaşandı. Ama açılan dava gösteriyor ki, devletin savcıları pek fazla değişmemiş. Bu dava toplumda pek fazla hoşgörü olmadığını gösteriyor" diyor.Bakın farkında mısınız, "devam etmekte olan bir dava hakkında'' kendisi konuşuyor..Biz ise sadece konu hakkında fikir sahibi olanların düşüncelerini yorumlamaya çalışıyoruz.Ama acaba?Yetkin, Oral ve Erdal Güven?"Kanunun suç saydığı bir fiili övdüklerinin'' farkındalar mı?Bir de..Şimdiye kadar başka hangi ülkede, ülkesini kötüleyen,Söven..Aşağılayan yazarlara Nobel verildi?İlk mi olacak, bize mi özgü olacak?Bir de o konudaki engin tecrübelerinden yararlanma imkânı bahşetseler bize.
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
Yapılmaması gereken 5 yanlış
AKP'ye kurtuluş reçetesi yazdı
31 Mart sonuçları da masada olacak
Seçim sonrası ilk kabine toplantısı
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
Otomobil dereye uçtu
Araçtaki 5 kişiden 4'ü öldü
İlginç ayrıntı
İran'ın hava sahası açık ancak...
Piyasa durgun
Fındığın kilosu 4 doların altında
Ya intikam peşinde koşarlarsa...
Almanya'nın İsrail'e desteğinin öteki yüzü
Aslan zor deplasmanda farklı kazandı
Barış attığı gollerle yıldızlaştı
AK Parti’de teşkilatlarında tasfiye tedirginliği
Yenilginin faturası kime kesilecek?
AKP ve MHP 10 aydır engelliyordu
Çoğunluk gitti engelleme bitti
Özel'den YSK önünde Hatay açıklaması
'Aklınızı başınıza alın'
İBB Meclisi ilk toplantısını yaptı
AKP bu kez muhalefet rolünde
MHP'de yeni Başkanlık Divanı belli oldu
İşte Bahçeli'nin yeni 'A Takımı'
Özel'in ertelenen ziyareti yeniden gündeme getirdi
Erdoğan’ın Gazze ziyaretine döner mi?
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
Yapılmaması gereken 5 yanlış
AKP'ye kurtuluş reçetesi yazdı
31 Mart sonuçları da masada olacak
Seçim sonrası ilk kabine toplantısı
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
Otomobil dereye uçtu
Araçtaki 5 kişiden 4'ü öldü
İlginç ayrıntı
İran'ın hava sahası açık ancak...
Piyasa durgun
Fındığın kilosu 4 doların altında
Ya intikam peşinde koşarlarsa...
Almanya'nın İsrail'e desteğinin öteki yüzü
Aslan zor deplasmanda farklı kazandı
Barış attığı gollerle yıldızlaştı
AK Parti’de teşkilatlarında tasfiye tedirginliği
Yenilginin faturası kime kesilecek?
AKP ve MHP 10 aydır engelliyordu
Çoğunluk gitti engelleme bitti
Özel'den YSK önünde Hatay açıklaması
'Aklınızı başınıza alın'
İBB Meclisi ilk toplantısını yaptı
AKP bu kez muhalefet rolünde
MHP'de yeni Başkanlık Divanı belli oldu
İşte Bahçeli'nin yeni 'A Takımı'
Özel'in ertelenen ziyareti yeniden gündeme getirdi
Erdoğan’ın Gazze ziyaretine döner mi?

Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama

Sanatçı Metin Akpınar’ın yıllar sonra ortaya çıkan ikiz kızlarından Duygu Nebioğlu’nun “Bir ablamın da babası medya dünyasından çok ünlü bir isim” dediği kişinin gazeteci Uğur Dündar olduğu iddia edildi. Dündar, söz konusu iddiayı reddetti, "Adli tıp kurumu DNA incelemesini bitirdi ve biyolojik babalık iddiasını reddetti" dedi.
16.04.2024 08:27:00
Haber Merkezi
Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama
Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama
Sabah gazetesi, sanatçı Metin Akpınar'ın yıllar sonra ortaya çıkan ikiz kızlarından Duygu Nebioğlu'nun "Bir ablamın da babası medya dünyasından çok ünlü bir isim" dediği kişinin gazeteci Uğur Dündar olduğunu iddia etti.

Gazeteci Dündar'dan söz konusu iddiaya yalanlama geldi.

Sabah gazetesi Dündar hakkında açılan bir babalık davası olduğunu ve haziran ayınca görüleceğini iddia etmişti.


Dündar sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Bugünkü bir gazetede hakkımda babalık davası açıldığı ve haziran ayında karara bağlanacağı açıklanmış. Bugüne kadar mahkemenin aldığı gizlilik kararına titizlikle uyduk ve hep sustuk. Ama mademki karşı taraftan biri konuştu; kısaca net bir cevap vereyim: Mahkemenin her iki tarafı sevk ettiği ve SON SÖZÜ SÖYLEYECEK KURUM OLAN ADLİ TIP KURUMU DNA İNCELEMESİNİ BİTİRDİ VE BİYOLOJİK BABALIK İDDİASINI REDDETTİ. Benim ve Avukatım Murat Ergün için konu kapanmıştır... Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

Avrupalı havayolları İran'ın hava sahasını kullanmıyor

İran, İsrail'e İHA ve füze saldısını gerçekleştirdiği gün dahil hava sahasını yabancı hava yolu şirketlerine kapatmadı. Ancak Güney Asya ve Uzakdoğu seferi yapan Avrupalı hava yolu şirketleri İran'ın hava sahasını halen daha kullanmıyor.

15.04.2024 23:04:00 / Güncelleme: 15.04.2024 23:15:34
AHMET TURAN YİĞİT
 Avrupalı havayolları İran'ın hava sahasını kullanmıyor
 Avrupalı havayolları İran'ın hava sahasını kullanmıyor

İran, İsrail'e İHA ve füze saldısını gerçekleştirdiği gün dahil hava sahasını yabancı hava yolu şirketlerine kapatmadı. Ancak Güney Asya ve Uzakdoğu seferi yapan Avrupalı hava yolu şirketleri İran'ın hava sahasını halen daha kullanmıyor. Yenimesaj.com.tr'nin tespitlerine göre KLM, British Airways, Air Canada gibi şirketler 'kestirme rota' olmasına rağmen İsrail'in missilleme ihtimaline karşı İran hava sahasını kullanmıyor. Bu şirketler Afganistan hava sahasını da kullanmıyor, zaten bu ülkenin hava sahasını kullanan yabancı havayolu şirketi yok! Örnek vermek gerekirse Hindistan'ın başkenti Delhi'den Pazartesi akşam saatlerinde kalkan Air Canada'nın Toronto'ya giden uçağı Pakistan-İran rotası yerine Pakistan-Tacikistan-Türkmenistan rotasını kullandı. THY uçakları ise İran hava sahasından uçmaya devam ediyor. 

Taksim saldırısı davasında Ahlam Albashır savunma yapmadı

İstiklal Caddesi'nde meydana gelen bombalı terör saldırısına ilişkin aralarında bombayı bırakan Ahlam Albashır'ın de bulunduğu 36 sanığın yargılandığı davada sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşmada olay yerine bombayı bırakan sanık Ahlam Albashır 'Diyecek bir şeyim yok' diyerek savunma yapmadı.
15.04.2024 18:00:00 / Güncelleme: 15.04.2024 18:01:05
İhlas Haber Ajansı
Taksim saldırısı davasında Ahlam Albashır savunma yapmadı
Taksim saldırısı davasında Ahlam Albashır savunma yapmadı
Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım 2022 Pazar günü bombalı bir terör saldırısı gerçekleşmiş, olayda 6 kişi yaşamını yitirirken, 99 kişi de yaralanmıştı. Olaya ilişkin İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada aralarında Ahlam Albashır'ın da bulunduğu 6 tutuklu sanık ve avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu sanıklar ile avukatları ve patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Savunma yapmadı

Duruşmada, önceki celse açıklanan mütalaaya karşı savunması sorulan tutuklu sanık Ahlam Albashır 'Diyecek bir şeyim yok' diyerek savunma yapmadı.

'Herhangi bir örgüt veya kimseyle bir alakam yoktur'

Mütalaaya karşı savunmasında, 2002'den beri Edirne'de yaşadığını söyleyen tutuklu sanık olan taksi şoförü Hüseyin Güneş, 'İnşaatlarda çalışır, mekan işletirim. Herhangi bir örgüt veya kimseyle bir alakam yoktur. Bu ülkeye düşman olsam çocuklarımı okutmazdım' şeklinde konuştu. Sanık Güneş, duruşmada tahliyesini ve beraatını talep etti.

'Karnımdaki bebeğimi kaybettim'

Savunmasında sanık Fatma Bergel ise, saldırının faili Ahlam Albashır ile çok iletişiminin olmadığını, Albashır'ın geceleri eve uyumaya geldiğini belirterek, 'Karnımdaki bebeğimi kaybettim. Yetim olarak büyüdüm ve buralara geldim. Tahliyemi talep ediyorum' ifadelerini kullandı.

Duruşmada, bir kısım sanıklar ile avukatlarının da mütalaaya karşı savunmaları alındı.

Tutukluluk halinin devamına hükmetti

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 10 tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Firari 10 sanık hakkında çıkarılan yakalama kararının devamını kararlaştıran heyet, duruşmaya mazeret sunan taraf avukatlarının talebini kabul ederek karar çıkması beklenen duruşmayı erteledi.

Mütalaadan

Sanık Ahlam Albashır'ın YPG/PYD terör örgütünün özel istihbarat elemanı olduğu belirtilen mütalaada, Albashır'ın kamu düzenini bozma ve toplumda kargaşa meydana getirmek amacının bulunduğu, toplumun kutuplaşmasına yol açtığı, örgüt tarafından özel eğitime tabi tutularak talimatlandırıldığı, patlayıcılar ile Suriye'den Türkiye'ye getirildiği, İstanbul'da eve yerleştirildiği, eylem sonrası yurt dışına kaçış planı yaptığını ve eylemi riske etmeyecek yöntemler kullandığı aktarıldı.

Mütalaada, sanık Albashır'ın 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar, 'tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme' suçundan 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 99 kişiye karşı 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan bin 930 yıl 6 aydan 2 bin 970 yıla kadar ve 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi' suçundan 12 yıldan 24 yıla kadar olmak üzere toplamda, 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 949 yıl 6 aydan 3 bin 9 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Albashır'ın 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar, 'tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme' suçundan 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 99 kişiye karşı 'tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan bin 930 yıl 6 aydan 2 bin 970 yıla kadar ve 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi' suçundan 12 yıldan 24 yıla kadar olmak üzere toplamda, 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 949 yıl 6 aydan 3 bin 9 yıla kadar hapsi istendi.

İddianamede, aralarında firari sanık örgüt elebaşlarından Cemil Bayık'ın da bulunduğu diğer şüphelilerin ise 7'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 938 yıldan 3 bin 16 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.

Türkiye'nin 209 adet hudut kapısı var

Türkiye, stratejik konumu ve coğrafi özellikleriyle dikkat çeken bir ülke. Toplamda 30 karayolu, 8 demiryolu, 105 deniz ve 66 havayolu olmak üzere 209 adet hudut kapısına sahip
15.04.2024 15:06:00
Yenal Arman
Türkiye'nin 209 adet hudut kapısı var
Türkiye'nin 209 adet hudut kapısı var
Türkiye, stratejik konumu ve coğrafi özellikleriyle dikkat çeken bir ülke. Toplamda 30 karayolu, 8 demiryolu, 105 deniz ve 66 havayolu olmak üzere 209 adet hudut kapısına sahip. Bu kapılar, Türkiye'nin komşu ülkeleriyle olan ilişkilerinin can damarı niteliğinde. 
Türkiye'nin 8 komşu ülkesi ile toplam 29 sınır kapısı bulunuyor.

Bu kapılar şu şekilde sıralanıyor:

Yunanistan ile 3 sınır kapısı: İpsala, Uzunköprü, Karaağaç
Bulgaristan ile 3 sınır kapısı: Kapıkule, Hamzabeyli, Dereköy
Suriye ile 13 sınır kapısı: Cilvegözü, Öncüpınar ve diğerleri
Irak ile 2 sınır kapısı: Habur ve Gülyazı
İran ile 3 sınır kapısı: Gürbulak, Esendere ve Kapıköy
Gürcistan ile 3 sınır kapısı: Sarp, Posof-Türkgözü ve Çıldır-Aktaş
Ermenistan ile 2 sınır kapısı: Akyaka ve Alican
Azerbaycan ile 1 sınır kapısı: Dilucu

En işlek sınır kapıları İpsala ve Kapıkule

Türkiye'nin en işlek sınır kapıları arasında İpsala, Kapıkule, Sarp ve Habur yer alıyor. Bu kapılar, hem ticari hem de turistik açıdan büyük önem taşıyor ve yoğun bir geçiş trafiğine sahne oluyor.
Türkiye'nin sınır kapıları, sadece komşu ülkelerle olan bağları güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda kültürel ve ekonomik etkileşimler için de önemli rol oynuyor. Bu kapılar, Türkiye'nin dünyaya açılan yüzü olarak kabul ediliyor ve ülkenin jeopolitik önemini pekiştiriyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.