(dünden devam ediyoruz)
Gadir Hum'daki Allah'ın halife tayini, hazırlattığı ordu, dua ve bedduaya rağmen orduya katılmayanlar… Yani durum ortadaydı.
Başta Ebu Bekir ve Ömer olmak üzere ünlü sahabeler, ordu ile gitmek yerine Peygamberin evine gittiler.
Hz. Peygamber, 'Bana kalem ve kağıt getirin. Size öyle bir şey yazayım ki, benden sonra asla sapmayasınız' dedi.
Bana göre rahmet peygamberi olan Peygamber Efendimiz, ashabının nefislerine ve şeytana aldanıp, Gadir Hum'da verdikleri sözden dönmelerini, Allah'ın emrine karşı gelmelerini, muhalefet etmelerini önlemek için o kalem, kağıdı istedi.
Sonra ne oldu biliyor musunuz? Peygamberimizin son vasiyetini yazdırmadılar.
Peygamberin son vasiyetini yazdırmayan kimdi?
Ümmeti Muhammed için en büyük musibetlerden biri olan 'kırtas' olayı Kütübü Sitte, diğer sünen kitapları ve tarih alanında yazılmış kitapların tamamında var.
Bütün kaynaklarda geçen ve Peygamberin vasiyetinin yazılmasına engel olan isim Ömer bin Hattab'tır. Daha sonraları kendisi de, vasiyetin yazılmasına engel olduğunu itiraf etmiştir.
Bazı Sünni alimler bu durumu aklamak için olayda geçen lafızlarla oynamaya kalkışmışlar, 'Ömer'in celalli bir kişi olduğu, Hz. Peygamberden ayrılma üzüntüsüne kapıldığı için o sözleri söyledi' gibi bir mantıksızlığa sığınmışlardır.
Ne olmuştu?
'Abdullah İbn Abbas'dan rivayet edilmiştir: 'Peygamber (son hastalığında) ağrısı şiddetlenince: 'Yazı yazacak şey getiriniz, size öyle bir kitap (vasiyet) yazayım ki, ondan sonra hiç dalalete düşmeyesiniz' buyurdu.
Ömer: 'Peygamber sayıklıyor, hezeyan içindedir. Bizim elimizde Allah'ın Kitabı vardır. O, bize yeter', dedi.
Bunun üzerine oradaki sahabeler ihtilafa düştüler. Bazıları, 'Peygamberin emirinin yerine getirilmesini' isterken bazıları da, Ömer'in dediklerini tekrarladılar. Sözleri birbirine karıştı, gürültü arttı.
Resulullah: 'Yanımdan çıkın; benim yanımda tartışmak olmaz' buyurdu.
İbn Abbas, bu sözleri ravi Ubeydullah ibn Abdullah'a naklettikten sonra odadan çıkmaya davranıp: 'Ah ne büyük musibettir o musibet ki, Resulullah ile yazmak istediği vasiyet arasına engel oldu' diyerek dışarı çıktı. (Buhârî, İlim,114; Müslim, Vasiyet, 1637)
Olay net! İtaat farz olan Hz. Muhammed'e, itaat edilmemiş, sözü dinlememiş, emri yerine getirilmemişti.
Yüce Allah'ın maddi-manevi her türlü kiri, pası, eksiliği giderdiğini ve tertemiz kıldığını beyan ettiği (Ahzap 33) Peygamber Efendimize, 'hezeyan ve sayıklıyor' gibi kötü bir tabirle atıfta bulunulmuştu.
Sanki orada bulunan ve itiraz edenler, Efendimizden (s.a.a.v) Kur'an'ı ve Kur'an'ın özelliklerini daha iyi bilmekteymiş gibi davranmış ve bunu, 'Kuran, bize yeter' sözleriyle dile getirmiştiler.
Bütün bunlar Kur'an'a ve İslam'ın temel ilkeleriyle asla bağdaşmamaktadır. Çünkü:
"Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir resulüm." (Şuarâ 125)
"Allah'tan korkup, sakının ve bana itaat edin." (Şuarâ 131)
"Ey iman edenler! Allah'a ve Resulüne itaat edin. Söylediklerini işitip, durduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin!" (Enfal 20)
"Peygamber'e itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur. Kim de, itaatten yüz çevirirse aldırma! Çünkü biz seni, onların üzerine bekçi olarak göndermedik." (Nisa 80)
"Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve onlara itaatsizlikten sakının. Eğer itaatten yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen açıkça tebliğ etmekten ibarettir." (Maide 92)
"Peygamber, size ne verirse onu alın, sizi neden men ederse ondan geri durun." (Haşr, 7)
"Bu (Kur'ân), pek değerli, çok güçlü, Arş'ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerin arasında) sözü dinlenilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail'in) sözüdür. Arkadaşınızı da (uzun süre bir arada bulunup iyice tanıdığınız Muhammed) cin çarpmış değildir." (Tekvir, 19- 22)
"Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; O, arzusuna göre de konuşmaz. O, ancak (kendisine) vahyedilen bir vahiydir" (Necm, 2-4)
"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin de, sakın amellerinizi boşa çıkarmayın!" (Muhammed 33)
"Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Şayet yüz çevirecek olursanız bunun zararı sizedir. Çünkü Peygamberimize düşen Allah'ın buyruklarını açıkça bildirmekten ibarettir." (Teğabun 12)
"Allah'a ve Resul'e itaat edin ki merhamet olunasınız." (Al-i İmran 132)
"Kim, Allah'a ve Resulüne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim onlara isyan ederse ancak kendisine zarar verir. Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez." (Ebû Dâvûd, Salât, 221, 223)
"Size bir şeyi yasakladığım zaman ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman gücünüzün yettiği ölçüde onu yerine getirin." (Buhârî, İ'tisâm, 2)
"Bana itaat eden, Allah'a itaat etmiştir. Bana isyan eden, Allah'a isyan etmiştir..." (Müslim, İmâre, 33) Devam edecek…
- İsrail için söz tükenmiş yazı bitmiştir / 02.10.2024
- Geleceğimizi de çaldılar / 01.10.2024
- Erdoğan dışarıdan da içeriye oynuyor / 30.09.2024
- Doğu sınırlarımız namustur ya batı sınırlarımız! / 29.09.2024
- ‘Türkiye’nin sorunu artık siyasi parti sorununu aşmıştır’ / 28.09.2024
- Suriyelilerin gitmesini bir de Bilal Erdoğan istemiyor / 27.09.2024
- BTP neden gizlendi, gizleniyor? / 26.09.2024
- Bağımsız Türkiye Partisi neden kuruldu? / 25.09.2024
- İyi bir ekonomist olmadan önce iyi bir insan olmak / 23.09.2024