logo
13 ARALIK 2025


Polonya'nın barış masasındaki arayışı: Avrupa diplomasisi ve Türkiye

13.12.2025 00:00:00
Avrupa siyasetinin son yıllarda giderek daha çetrefilli bir hal aldığı ortada. Ukrayna savaşına ilişkin bazı barış girişimlerinde Polonya'nın davet edilmemesi, Varşova'da şaşkınlık ve kırgınlık yarattı. İlk bakışta küçük bir diplomatik ihmal gibi görünebilir; ama aslında bu durum, Avrupa'nın güvenlik anlayışında sessiz bir değişimin ve diplomatik önceliklerin yeniden şekillendiğinin habercisi.
 
Polonya, tarih boyunca Ukrayna ile inişli çıkışlı bir ilişki sürdürmüş bir ülke. Orta Çağ'dan 20. yüzyıla kadar farklı dönemlerde sınır anlaşmazlıkları ve ittifaklar yaşamış, aynı zamanda Doğu Avrupa'daki istikrarın önemli bir parçası olmuştu. Bu geçmiş, bugün Polonya'nın Ukrayna meselesinde neden bu kadar hassas davrandığını anlamak açısından kritik. Savaşın başından itibaren Ukrayna'ya verdiği destekle dikkat çeken Polonya, milyonlarca mülteciye kapılarını açtı, lojistik yardımı hızla ulaştırdı ve diplomatik platformlarda Ukrayna'nın haklı taleplerini savundu. Ülke, bu yönüyle Batı dünyasında daha da görünür bir aktör haline geldi.
 
Bugün ise aynı ülke, barış görüşmelerinde kendisine bir yer bulmakta zorlanıyor. Bu durum, diplomasi dünyasında "temsil ve söz hakkı" konusunun ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Polonya'nın masadan dışlanmasının arkasında birkaç etken öne çıkıyor. Öncelikle Varşova ve Kiev arasında son dönemde tarım ürünleri ve sınır ticareti üzerinden yaşanan anlaşmazlıklar, ilişkilerde hafif bir gerilim yarattı. Polonya'daki çiftçiler, Ukrayna'dan gelen ürünlerin kendi piyasalarını zorladığını düşününce hükümete baskı yaptı; diplomatik masalarda bu tür küçük sürtüşmeler, görünürlüğü etkileyebiliyor.
 
İkinci olarak, Polonya'nın iç siyasi değişimleri süreci etkiledi. Hükümet değişiklikleri, dış politikadaki ton ve önceliklerin de değişmesine yol açtı. Avrupa'nın büyük güçleri, müzakereleri dar ve kontrollü bir grup üzerinden yürütmeyi tercih edince, Polonya gibi orta ölçekli ülkeler masanın kenarında kaldı. Bu, niyet olarak dışlayıcı olmasa da sonuç itibarıyla Varşova'nın sürecin dışında kalmasına yol açtı.
 
Jeostratejik açıdan bakıldığında Polonya'nın konumu kritik öneme sahip. Baltık Denizi'nden Karadeniz'e uzanan coğrafyada NATO'nun doğu kanadını güçlendiren bir ülke olarak Polonya, Ukrayna krizinde Avrupa'nın güvenlik dengesini doğrudan etkileyen kararların alınmasında kilit rol oynuyor. Masada olmamak, sadece Polonya'yı değil, bütün bölgedeki güvenlik planlamalarını etkileyebiliyor. Polonya'nın talebi, diplomasi dünyasında sadece bir ülkenin sesini duyurma çabası değil; aynı zamanda Avrupa'nın savunma ve güvenlik mekanizmalarının hassasiyetine dair bir uyarı niteliği taşıyor.
 
Ekonomik boyutta ise durum daha da ilginçleşiyor. Polonya, Ukrayna'dan gelen tahıl ve tarım ürünlerinin kendi piyasasına etkisini sınırlamak istiyor. Bu tartışmalar, diplomatik ilişkileri doğrudan etkilemese de Polonya'nın masadaki ağırlığını hissettirmesini zorlaştırıyor. Aynı zamanda enerji ve lojistik alanında da Avrupa güvenliği ile doğrudan ilişkili meseleler bulunuyor; Karadeniz'deki enerji koridorları ve deniz taşımacılığı, Polonya gibi ülkelerin diplomatik ve askeri varlığı ile güvenceye alınıyor.
 
Türkiye açısından bakıldığında tablo daha da anlam kazanıyor. Ankara, Karadeniz ve Doğu Avrupa'daki güvenlik dengeleri açısından Polonya ile benzer hassasiyetlere sahip. Enerji güvenliği, deniz güvenliği ve mülteci akışları gibi meseleler, Türkiye'nin sürekli takip ettiği konular arasında. Polonya'nın masada olmaması, Avrupa'daki karar mekanizmalarının daha dar bir çerçevede yürütüldüğünü ve orta ölçekli ülkelerin daha fazla görünürlük için mücadele etmek zorunda kaldığını gösteriyor. Bu durum, Türkiye'nin bölgesel krizlerde masada güçlü bir rol arayışı ile paralellik taşıyor.
 
Ukrayna açısından da durum kritik. Polonya, savaşın başından beri Kiev'in yanında oldu. Masada söz hakkı azaldığında, Ukrayna'nın diplomatik ağırlığı dolaylı olarak etkileniyor. Türkiye hem NATO üyesi hem de bölgesel aktör olarak bu tür gelişmeleri yakından izliyor; çünkü Avrupa'da oluşacak yeni dengeler Karadeniz'deki çıkarlarla doğrudan örtüşüyor.
 
Polonya'nın yaklaşımı agresif değil; daha çok "Biz de katkı sunabiliriz" mesajı taşıyor. Diplomasi dünyasında sıkça karşılaşılan bu yapıcı yaklaşım, sürecin daha kapsayıcı yürütülmesi gerektiğini hatırlatıyor. Masadaki sandalyelerin dağılımı kadar, hangi aktörlerin ne kadar söz sahibi olduğu da savaş sonrası Avrupa ve Karadeniz'in geleceğini belirleyecek.
 
Sonuç olarak, Polonya'nın barış masasında kendine yer arayışı, Avrupa diplomasisinin yeniden şekillendiğini gösteriyor. Varşova'nın mesajı net: katkı sunmak için orada olmak istiyoruz. Bu, yalnızca Polonya'nın talebi değil; aynı zamanda bölgesel barış ve güvenliğe dair ortak sorumluluğun da hatırlatılması demek. Avrupa'daki sessiz diplomatik dalgalanmalar, Türkiye için de bir uyarı niteliğinde: Söz hakkı ve temsil, sadece masada oturmakla değil, sürecin her aşamasına aktif katkı sunmakla güvenceye alınabiliyor. Polonya'nın örneği, bu gerçeği çok net biçimde ortaya koyuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Cem Bürüç / diğer yazıları
Karadeniz'de yüksek tansiyon
Rusya, Odessa kentinde demirli olan Türk gemisini vurdu
İmamoğlu davası 9 Mart'ta
Yargılamanın hedef süresi 4 bin 600 gün
Asgari ücret maratonu
Komisyonun 2. toplantısı 18 Aralık'ta
Yasal düzenleme için zaman verdi
Fesih, silah bırakma..!
DEM barış yasası istedi
Bahçeli 'imzamı atıyorum' dedi
Gazze'yi İsrail'in yanı sıra Byron fırtınası da vurdu
Ölen ve kaybolanların sayısı 12'ye ulaştı
MSB'den 'SDG' açıklaması
"Suriye ordusuna birlik olarak değil, ferdi olarak entegre olmalı"
Ertelendi
İmamoğlu'nun "bilirkişi" davası
Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi'ni yayımladı
Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 31.17
İSPARK'lara yüzde 33 zam
1 Ocak'ta yürürlüğe girecek
ABD'den Ukrayna toplantısına katılma sinyali
Trump: 'Artık çözülmesini istiyoruz'
İsrail güvenlik kabinesi 'Gazze' konulu toplandı
ABD, Gazze'deki molozları İsrail'in toplamasını istemiş!
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
İçkinin kötülüğü
Merz'den Kiev'e toprak tavizi mesajı
Rusya'ya hangi tavizler verilecek?
Karadeniz'de yüksek tansiyon
Rusya, Odessa kentinde demirli olan Türk gemisini vurdu
İmamoğlu davası 9 Mart'ta
Yargılamanın hedef süresi 4 bin 600 gün
Asgari ücret maratonu
Komisyonun 2. toplantısı 18 Aralık'ta
Yasal düzenleme için zaman verdi
Fesih, silah bırakma..!
DEM barış yasası istedi
Bahçeli 'imzamı atıyorum' dedi
Gazze'yi İsrail'in yanı sıra Byron fırtınası da vurdu
Ölen ve kaybolanların sayısı 12'ye ulaştı
MSB'den 'SDG' açıklaması
"Suriye ordusuna birlik olarak değil, ferdi olarak entegre olmalı"
Ertelendi
İmamoğlu'nun "bilirkişi" davası
Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi'ni yayımladı
Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 31.17
İSPARK'lara yüzde 33 zam
1 Ocak'ta yürürlüğe girecek
ABD'den Ukrayna toplantısına katılma sinyali
Trump: 'Artık çözülmesini istiyoruz'
İsrail güvenlik kabinesi 'Gazze' konulu toplandı
ABD, Gazze'deki molozları İsrail'in toplamasını istemiş!
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
İçkinin kötülüğü
Merz'den Kiev'e toprak tavizi mesajı
Rusya'ya hangi tavizler verilecek?
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.