22 Temmuz seçimlerinde ezici bir çoğunlukla AKP'yi destekleyen iş dünyası, seçim havasının dağılmasından sonra ekonomik gerçeklerle karşılaşınca feveran etmeye başladı.
AKP, geçen 4,5 yıllık dönemde reel sektörün sorunlarını değil de küresel sermayedarların önünü açmıştı. IMF'nin bize dayattığı "düşük kur, yüksek faiz ve borsa" ekonomisi "kamçısız" bir şekilde uygulanmıştı.
Düşük kur sebebiyle ülkemiz ithalat cenneti olmuş, kendi üreticimiz ve ihracatçımız iç pazarı kaybetmiş, dış pazarda da rekabet edemez noktaya gelmişti. Ara malı ithalatına bağlı hale getirilen üretimimiz ve ihracatımız, arttıkça ithalatı arttırmış, adeta sanayicimiz yabancıların sadece "montaj" görevini üstlenmiştir.
Yüksek faiz ve borsa ekonomisi ise küresel para oyuncularının iştahını kabartmış ve oluk oluk sıcak para, yüksek karlar elde etmek için -1 yılda yüzde 82 kar gibi- ülkemize akmıştır.
Bu yanlış uygulamalar ekonomiyi tamamen kilitlemiştir. Ülke ekonomisi borca ve sıcak paraya dayalı hale geldiği için bu uygulama devam etmiş, devam ettikçe de dolar düşmüş, faizler yükselmiş, buna bağlı olarak ucuz ithalat tetiklenmiş, üretim maliyetleri artmış, karlılık azalmış, iç pazar ithal ürünlere teslim edilmiş, dış pazarda rekabet kaybolmuştur.
Anlayacağınız, çalışan ve üreten için ekonominin tadı tuzu kalmamış, paradan para kazanan için ise ülkemiz adeta oldukça cazip, büyük bir kumarhane gibi olmuş.
Şimdi dilerseniz, reel sektör temsilcilerinin bu konudaki sancılarını ifade eden açıklamalarıyla sizleri baş başa bırakayım:
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye'de "faiz lobisi"nin hırslarının aklın önüne geçtiğini ve oluşan bu ihtirasın sonucunda Türk sermayesinin sıcak parayla "satıldığı"nı söyledi. Merkez Bankası'nın da "faiz lobisi"nin etkisinde olduğunu, üretim sisteminin tıkandığını söyleyen Satıcı, ekonominin "sıcak para" üzerine kurulu bir sistemden hemen çıkarılarak Türkiye'nin önünün açılması gerektiğini söyledi.
Vestel'in sahibi Ahmet Nazif Zorlu, "Türkiye'de düşük kur, yüksek faizle bir yere gitmemiz mümkün değil. Kur bu seviyede kaldığı vakit bundan bütün sanayi etkilenir" dedi. Sayın Zorlu açıklamasının devamında şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu yüksek faiz dünyanın neresinde görülmüş? Dolar yıl başında 1.40'tı, değer yitirince yüzde 15 getiri geldi mi? Bir de yüzde 20 faiz veriyorsunuz. Dolar getirisi yüzde 35 olan cennetten kim çıkar? Onun için tüm sektörleri ilgilendiriyor bu. Sanayici bu yükün altından kalkamaz."
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez ise düşük kur ve yüksek faizle ilgili şu açıklamayı yaptı: "İthalat yapanları sevindiren, üretim yapan ihracatçıları ise karamsarlık ötesi bir noktaya taşıyan bu durum ekonomiye elbette olumsuz yansıyacak. Ülkemizde üretimin gerçekten bir anlamı kalmadı. Sadece dolar değil, euroda da durum aynı, bu döviz kurlarıyla ne üretilebilir ki, nereye kadar devam edebilir. Sanayici kara kara düşünüyor. Artık bu sıkıntı döviz alımlarıyla çözülecek gibi gözükmüyor. Yeni formüller üreterek, faizleri daha sık ve yüksek değerde indirilmesi gerekiyor"
Uludağ İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İbrahim Okur, düşük kurla ilgili olarak, "Bu gelişme ihracatçılar ve ihracat için üretim yapan sanayicilerin gelirinin gün giderek azalmasına sebep oluyor. Ben bunu elma kurduna benzetiyorum. Bunun etkisi ilerleyen dönemlerde görülecektir. Şu an kurt elmanın içinde. Uzun süre burada kalacaktır. Dışarıdan bakıldığında bir şey anlaşılmaz ama kurt diğer uçtan çıktığında elma çürüyecektir. Bu düşük döviz kuru da böyle devam ederse bunun tahribatı da çok kısa sürede ortaya çıkmaz ama ileride mutlaka görülecektir. Korkuyoruz ki artan ihracatın hızı bu yüzden düşecektir. Birilerinin bu gidişata dur demesi gerekir. Faizlerde indirim döviz kurlarında da yükseliş bekliyoruz. Aksi takdirde ihracatçı daha fazla zarar etmeyi göz önüne almayacak bu işe son verecektir" diye konuştu.
Yarınki yazımızda sektör temsilcilerinin açıklamalarına devam edeceğiz.
AKP, geçen 4,5 yıllık dönemde reel sektörün sorunlarını değil de küresel sermayedarların önünü açmıştı. IMF'nin bize dayattığı "düşük kur, yüksek faiz ve borsa" ekonomisi "kamçısız" bir şekilde uygulanmıştı.
Düşük kur sebebiyle ülkemiz ithalat cenneti olmuş, kendi üreticimiz ve ihracatçımız iç pazarı kaybetmiş, dış pazarda da rekabet edemez noktaya gelmişti. Ara malı ithalatına bağlı hale getirilen üretimimiz ve ihracatımız, arttıkça ithalatı arttırmış, adeta sanayicimiz yabancıların sadece "montaj" görevini üstlenmiştir.
Yüksek faiz ve borsa ekonomisi ise küresel para oyuncularının iştahını kabartmış ve oluk oluk sıcak para, yüksek karlar elde etmek için -1 yılda yüzde 82 kar gibi- ülkemize akmıştır.
Bu yanlış uygulamalar ekonomiyi tamamen kilitlemiştir. Ülke ekonomisi borca ve sıcak paraya dayalı hale geldiği için bu uygulama devam etmiş, devam ettikçe de dolar düşmüş, faizler yükselmiş, buna bağlı olarak ucuz ithalat tetiklenmiş, üretim maliyetleri artmış, karlılık azalmış, iç pazar ithal ürünlere teslim edilmiş, dış pazarda rekabet kaybolmuştur.
Anlayacağınız, çalışan ve üreten için ekonominin tadı tuzu kalmamış, paradan para kazanan için ise ülkemiz adeta oldukça cazip, büyük bir kumarhane gibi olmuş.
Şimdi dilerseniz, reel sektör temsilcilerinin bu konudaki sancılarını ifade eden açıklamalarıyla sizleri baş başa bırakayım:
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye'de "faiz lobisi"nin hırslarının aklın önüne geçtiğini ve oluşan bu ihtirasın sonucunda Türk sermayesinin sıcak parayla "satıldığı"nı söyledi. Merkez Bankası'nın da "faiz lobisi"nin etkisinde olduğunu, üretim sisteminin tıkandığını söyleyen Satıcı, ekonominin "sıcak para" üzerine kurulu bir sistemden hemen çıkarılarak Türkiye'nin önünün açılması gerektiğini söyledi.
Vestel'in sahibi Ahmet Nazif Zorlu, "Türkiye'de düşük kur, yüksek faizle bir yere gitmemiz mümkün değil. Kur bu seviyede kaldığı vakit bundan bütün sanayi etkilenir" dedi. Sayın Zorlu açıklamasının devamında şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu yüksek faiz dünyanın neresinde görülmüş? Dolar yıl başında 1.40'tı, değer yitirince yüzde 15 getiri geldi mi? Bir de yüzde 20 faiz veriyorsunuz. Dolar getirisi yüzde 35 olan cennetten kim çıkar? Onun için tüm sektörleri ilgilendiriyor bu. Sanayici bu yükün altından kalkamaz."
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez ise düşük kur ve yüksek faizle ilgili şu açıklamayı yaptı: "İthalat yapanları sevindiren, üretim yapan ihracatçıları ise karamsarlık ötesi bir noktaya taşıyan bu durum ekonomiye elbette olumsuz yansıyacak. Ülkemizde üretimin gerçekten bir anlamı kalmadı. Sadece dolar değil, euroda da durum aynı, bu döviz kurlarıyla ne üretilebilir ki, nereye kadar devam edebilir. Sanayici kara kara düşünüyor. Artık bu sıkıntı döviz alımlarıyla çözülecek gibi gözükmüyor. Yeni formüller üreterek, faizleri daha sık ve yüksek değerde indirilmesi gerekiyor"
Uludağ İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İbrahim Okur, düşük kurla ilgili olarak, "Bu gelişme ihracatçılar ve ihracat için üretim yapan sanayicilerin gelirinin gün giderek azalmasına sebep oluyor. Ben bunu elma kurduna benzetiyorum. Bunun etkisi ilerleyen dönemlerde görülecektir. Şu an kurt elmanın içinde. Uzun süre burada kalacaktır. Dışarıdan bakıldığında bir şey anlaşılmaz ama kurt diğer uçtan çıktığında elma çürüyecektir. Bu düşük döviz kuru da böyle devam ederse bunun tahribatı da çok kısa sürede ortaya çıkmaz ama ileride mutlaka görülecektir. Korkuyoruz ki artan ihracatın hızı bu yüzden düşecektir. Birilerinin bu gidişata dur demesi gerekir. Faizlerde indirim döviz kurlarında da yükseliş bekliyoruz. Aksi takdirde ihracatçı daha fazla zarar etmeyi göz önüne almayacak bu işe son verecektir" diye konuştu.
Yarınki yazımızda sektör temsilcilerinin açıklamalarına devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025