Dini konularda konuşup yazan kimi eşhas "Dinde Reform" sözcüklerini telaffuz ediyorlar.
Aslında bu iki kelimeyi hiç uzatmadan rahmetli neneme "dinde yenilik", "dini yenileme", "modern şartlara uydurma"... gibi anlamlarıyla söyleseydik nenem şöyle cevap verirdi:
-Dini yenileme, geliştirme, insanlara yeni peygamber gönderme işi Allah'a aittir. Cenab-ı Hak son kitab-ı Kur'an-ı Kerim ve son Peygamberi Hz. Muhammed (sav) ile de İslam dinini tamamlamıştır. Kıyamete kadar en açık, en anlaşılır şekilde insanlığa gönderilmiştir..."
Rahmetli nenem böyle anlardı.
İman ölçüsü kalptedir. O saf ve pırıl pırıl bir inanç akıdesi ile Rabbine kavuştu.
Ne dinde reformların, ne keyfi fetva satanların, ne gaflet içerisinde yüzen tahsilli kariyer sahiplerinin bozguncu, şüpheye sevkeden sözlerini duydu.
Duysaydı sapa sağlam iman firasetiyle kahramanca iman dolu göğsünü muhafaza etmesini bilirdi.
Müslümanlar 1400 küsur yıldan beri dinini Allah'ın emrettiği, Resulullah'ın (sav) gösterdiği şekilde yaşamaktadır.
"Reform" hevesi İslam'dan önceki dinlerin yıkılmasında ana temeli teşkil eden amillerin başında gelmiştir. Dinleri kendi heva ve hevesine göre yorumlayan, çarpıtan, değiştirenler Kur'an-ı Kerim'de beyan edilirken "Allah'ın ayetlerini az bir menfaat karşılığı satmayın" ikazı vardır.
Bu gibi insanlara dine inanmıyorsanız bari insana saygılı olun dense onu bile hile girdabında çırpınan fikirlerinde kabul etmezler.
Size belki tuhaf gelecek ama yıllar sonra inancını koruyan ninelerimi, dedelerimi reform heveslilerinin modernist modalara takılanların beğenmediklerini farkedince nenemi anlatarak, sahiplenerek başladım.
Unutmadan şunun da altını çizmem gerekiyor:
Anne-babasından sadece bir dua öğrenmiş kişilerin bile aileden görerek yaşadıkları bilgilere düşmanlık, bilgilerini hafife alma, yanlış gösterme çabaları aslında İslam'ın öğrenildiği merkezlere, aile ocağına sinsice düşmanlık ve husumettir.
Reform ne demek?
Düzeltmek ıslah etmek demekmiş. İnsan ceketini düzeltebilir, değiştirebilir. Ama dini Allah'tan başka hiç kimse değiştiremez.
Dinimiz İslam'dır.
Kitabımız Kur'an'ı Kerim 'dir
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'dır (s.a.v).
Kulların hangi devirde nasıl yaşadıklarını, nasıl yaşayacaklarını en iyi bilen Allah ona göre son ve en mükemmel dini bildirerek tamamlamıştır.
Bundan yaklaşık kırk sene önce de yüz sene önce de, beş yüz sene önce de dinde reform yapmak isteyen, kendini Peygamber yerine koymak isteyen, kendini Allah'ın yerine koymak isteyen de çıkmıştır. Bu yeni değildir. İnsanlık ve inanç varolduça bu tıynette adamlar çıkacaktır.
Bize düşen, inancımızı sapasağlam öğrenmek. Dinini ihlasla yaşayan din alimlerini dinlemektir.
Yıllar önce ülkemizde "Kur'an Türkçe yazılabilir mi?" tartışmaları yapılmış, aylarca sürmüş...
Sonra biri çıkmış "Türkçe namaz" kılınmalı demiş. Aylarca tartışılmış.
Hatta Ayasofya'da uygulama bile yapılmaya kalkılmış, imam "Tanrı uludur" diye tekbir alınca cemaat:
"Adam kafayı yedi" diyerek pabucunu kapan Sultan Ahmet'e koşmuş.
Kimi çıkmış "Namaz duadan ibarettir" demiş... vs. vs...
Yarın inşallah cevap niteliğinde tesbitlerle devam edeceğiz...
Aslında bu iki kelimeyi hiç uzatmadan rahmetli neneme "dinde yenilik", "dini yenileme", "modern şartlara uydurma"... gibi anlamlarıyla söyleseydik nenem şöyle cevap verirdi:
-Dini yenileme, geliştirme, insanlara yeni peygamber gönderme işi Allah'a aittir. Cenab-ı Hak son kitab-ı Kur'an-ı Kerim ve son Peygamberi Hz. Muhammed (sav) ile de İslam dinini tamamlamıştır. Kıyamete kadar en açık, en anlaşılır şekilde insanlığa gönderilmiştir..."
Rahmetli nenem böyle anlardı.
İman ölçüsü kalptedir. O saf ve pırıl pırıl bir inanç akıdesi ile Rabbine kavuştu.
Ne dinde reformların, ne keyfi fetva satanların, ne gaflet içerisinde yüzen tahsilli kariyer sahiplerinin bozguncu, şüpheye sevkeden sözlerini duydu.
Duysaydı sapa sağlam iman firasetiyle kahramanca iman dolu göğsünü muhafaza etmesini bilirdi.
Müslümanlar 1400 küsur yıldan beri dinini Allah'ın emrettiği, Resulullah'ın (sav) gösterdiği şekilde yaşamaktadır.
"Reform" hevesi İslam'dan önceki dinlerin yıkılmasında ana temeli teşkil eden amillerin başında gelmiştir. Dinleri kendi heva ve hevesine göre yorumlayan, çarpıtan, değiştirenler Kur'an-ı Kerim'de beyan edilirken "Allah'ın ayetlerini az bir menfaat karşılığı satmayın" ikazı vardır.
Bu gibi insanlara dine inanmıyorsanız bari insana saygılı olun dense onu bile hile girdabında çırpınan fikirlerinde kabul etmezler.
Size belki tuhaf gelecek ama yıllar sonra inancını koruyan ninelerimi, dedelerimi reform heveslilerinin modernist modalara takılanların beğenmediklerini farkedince nenemi anlatarak, sahiplenerek başladım.
Unutmadan şunun da altını çizmem gerekiyor:
Anne-babasından sadece bir dua öğrenmiş kişilerin bile aileden görerek yaşadıkları bilgilere düşmanlık, bilgilerini hafife alma, yanlış gösterme çabaları aslında İslam'ın öğrenildiği merkezlere, aile ocağına sinsice düşmanlık ve husumettir.
Reform ne demek?
Düzeltmek ıslah etmek demekmiş. İnsan ceketini düzeltebilir, değiştirebilir. Ama dini Allah'tan başka hiç kimse değiştiremez.
Dinimiz İslam'dır.
Kitabımız Kur'an'ı Kerim 'dir
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'dır (s.a.v).
Kulların hangi devirde nasıl yaşadıklarını, nasıl yaşayacaklarını en iyi bilen Allah ona göre son ve en mükemmel dini bildirerek tamamlamıştır.
Bundan yaklaşık kırk sene önce de yüz sene önce de, beş yüz sene önce de dinde reform yapmak isteyen, kendini Peygamber yerine koymak isteyen, kendini Allah'ın yerine koymak isteyen de çıkmıştır. Bu yeni değildir. İnsanlık ve inanç varolduça bu tıynette adamlar çıkacaktır.
Bize düşen, inancımızı sapasağlam öğrenmek. Dinini ihlasla yaşayan din alimlerini dinlemektir.
Yıllar önce ülkemizde "Kur'an Türkçe yazılabilir mi?" tartışmaları yapılmış, aylarca sürmüş...
Sonra biri çıkmış "Türkçe namaz" kılınmalı demiş. Aylarca tartışılmış.
Hatta Ayasofya'da uygulama bile yapılmaya kalkılmış, imam "Tanrı uludur" diye tekbir alınca cemaat:
"Adam kafayı yedi" diyerek pabucunu kapan Sultan Ahmet'e koşmuş.
Kimi çıkmış "Namaz duadan ibarettir" demiş... vs. vs...
Yarın inşallah cevap niteliğinde tesbitlerle devam edeceğiz...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021































































































