Türkiye'nin dış politikada özellikle son dönemlerde ortaya koyduğu aciz ve pasif tutum her geçen başımıza yeni dertlerin çıkmasına neden oluyor.Türkiye'nin AB'nin potasında eritilmesinden cesaret alan Rumlar, Kıbrıs Adası'nın etrafını parsellemeye başladılar bile?Rum Kesimi ve İsrail Türkiye'ye rağmen "münhasır ekonomik alan" anlaşmasını imzaladılar. Böylece Akdeniz'in Kıbrıs adasının güneyindeki bölümü resmen paylaşılmış oldu.Münhasır ekonomik alan ne demektir, önce bunu biraz irdeleyelim.Münhasır ekonomik alan anlaşmaları, kıyı komşusu olan ülkelerin, denizdeki ekonomik bölgeleri belirleyip, özellikle hidrokarbon rezervlerinin (doğal gaz ve petrol) çıkarılmasında sınırları tarif ediyor.Bu kavram 10 Aralık 1982'deki Deniz Hukuku Konferansı'nda kabul edildi. Buna göre kıyı devletine, kıyıdan başlayarak denize doğru en fazla 200 mil kadar uzanan bölgede çeşitli ekonomik haklar tanınıyor. Bu haklar arasında, deniz içi ve altındaki doğal kaynakların aranması ve işletilmesi de yer alıyor.Türkiye bu münhasır ekonomik alan kavramına karşı çıkıyor ama Türkiye'yi takan kim?Rumların bu anlaşması, Akdeniz ile alakalı yaptığı ilk anlaşma değil, daha önce Mısır, Suriye ve Lübnan'la da anlaşmalar yapmıştı. Üstelik Türkiye'nin itirazlarına rağmen?Rum Kesimi bugün Türkiye'den hiç korkmuyor. Çünkü Türkiye'yi yöneten siyasi iradenin AB dışında bir projeleri yok ve AB uğruna her türlü tavize vermeye hazırlar.Rum Kesimi bu gerçeği bildiği için şartları da zorlayarak, Türkiye'yi de hiç takmayarak Akdeniz'i parsellemeye devam ediyor.İsrail'in de Türkiye'den yana bir korkusu yok. Wikileaks belgelerinde de ifade edildiği gibi Türk siyasilerin İsrail çıkışları sadece iç politikaya yönelik.Yoksa Türkiye İsrail ile imzalanan en ufak bir anlaşmayı bile iptal etmiş değil. İsrail bütün dünyanın gözü önünde Mavi Marmara gemisinde Türk katliamı yapmasına rağmen Türkiye hala etkin bir tavır almış değil.Savaş sebebi olan bir konuda bile en ufak bir tepki göstermeyen Türkiye'den İsrail niye korksun ki?Bu sebeplerle hem İsrail hem de Güney Rum Kesimi Akdeniz'de sanki Türkiye yokmuş gibi davranıyor ve Akdeniz'i ve yeraltı kaynaklarını yağmalamaya hazırlanıyor.Bu pasif ve bağımlı politikalar, tepkisizlik, onursuzluk, vurdumduymazlık devam ederse Türkiye uluslar arası birçok hakkından da mahrum kalacak.Türkiye bu mantıkla Akdeniz'i kaybediyor, Ege'yi de kaybeder, hatta Karadeniz'i bile kaybeder.Türkiye yepyeni bir siyasi anlayışla, milli politikalarla yeniden ayağa kalkmalı, dünya sahnesinde artık onurlu bir duruş sergilemelidir.Caydırıcılığı olmayan bir ülkenin ayakta kalması asla mümkün değildir.Türkiye'nin, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu "Milli Devlet" anlayışına ihtiyacı var.Kaynaklarını yabancılara peşkeş çeken değil, milletiyle ortak olarak işleten, ülkesinde yabancı parayı haklim kılan değil, kendi parasını kullanan, onurlu bir dış politika ortaya koyan, askeriyle milletiyle tek bilek tek yürek olmuş güçlü bir Türkiye? İşte çözüm burada?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025