Rüzgara göre söylem ve kurtuluş

Başbakan R. T. Erdoğan, rüzgara göre söylem kullanma işini oldukça ilerletti. Aynı konuda Şemdinli'de başka, Ankara'da başka, Brüksel'de veya Yeni Zelanda'da başka başka konuşabilmek, zannediyorum herkesin harcı değil.Erdoğan'ın "rüzgara göre söylem"ine en son örnek, "asker" hususunda oldu. "Türk askerinin Küçük Muhammed" olduğunu anlattı. Bu yeni "sürpriz söylem"inde, önümüzdeki dönem Genelkurmay Başkanı olması düşünülen Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın Amerika ziyaretinde, AKP ve Erdoğan'ın geleceğine ilişkin etrafa uçurulan haberler etkili mi olmuş bilemiyorum. Bu etkiyi Erdoğan açıklamalı tabii.68 şehit ailesi derneğini kabulünde Erdoğan, tam bir Kuvay-ı Milliyeci kesildi? Askeri yere-göğe sığdıramadı. "Dünyanın hiçbir ülkesinde şehadet, bizdeki kadar ulvi bir mahiyet kazanmamıştır. Hatta bizde 'Mehmetçik' kavramının bile farklı bir özelliği vardır. Askerine Mehmetçik adını veren bir başka ülke,bir başka ordu yoktur. Bu 'Küçük Muhammed' anlamında verilmiştir" buyurdu Erdoğan.Günaydın sayın Erdoğan, öğleden sonra günaydın!Hayırdır, nereden bu rüzgara göre söylem?Biraz aşırma söyleme benziyor.Sizin demokratlığınız, AB ve ABD ile süregelen stratejik ortaklığınıza uymuyor bu söylem.Ezberlenmiş bir söylem? Bu cümlelerin yürekten sahipleri belli; Kuvay-ı Milliye ve BTP kadroları. Muhalefet liderleri gibi, Başbakan da çareyi BTP'nin söylemlerinde bulmuş olacak ki, sıkıştığı yerde BTP'nin söylem ve ilkelerine yapışmaya başladı. AKP'nin söylemine hiç benzemiyor, hiç uymuyor? Öğleden sonra günaydın sayın Erdoğan!Akıllarından istifade ettiğiniz Ali Bayramoğlu, Fehmi Koru veya Etyen Mahçupyan'ın bu "rüzgara göre askeri söylem"iniz yüzünden size darılacaklarını, belki de bu "hâki renk söylem"iniz yüzünden size cephe açacaklarını hiç hesap etmemiş olmalısınız?AB şeflerinizden müsaade alınmadan sarf edilmiş bu söylem, yarın AB hayalini engelleyici "takiyye söylemi" olarak Türkiye'nin önüne çıkartılacaktır şüphesiz.Bu yeni ezberlediğiniz "Askerimize Mehmetçik adı, 'Küçük Muhammed' anlamında verilmiştir" söylemini, öncelikle AKP'li vekillere öğretiniz? Çeyrek kağıtlara yazıp onların ellerine veriniz.Tokat vekiliniz Resul Tosun'un bizzat eline veriniz, ezberletiniz.Zira Ankara'da Mehmetçik görmek istemiyoruz diye nara atanlar onlar. AB istemiyor, Mehmetçik Ankara'yı boşaltmalı, diye gevrek gevrek gülerek haykıranlar onlar.Bu dersi, şehit analarına değil, kendi kabinenize ve vekillerinize veriniz.Irak'ta yaşananları hiç görmemiş gibi, Türk Milletini, rüzgara göre söyleminizde "Küçük Muhammed" diye nitelediğiniz kendi askerinin ocağından ve kucağından kopartarak Amerika'nın ve AB'nin kucağına sürüklemeye çalışan diyalogcu zavallılara veriniz bu dersi.Bu dersi, Süleymaniye'de Amerikan conileri askerimizin başına çuval geçirdiğinde kiraz festivaline kapak atan kabine üyelerinize veriniz? Siz o sıralarda nerelerdeydiniz? Şimdi güya "Küçük Muhammed" diye sıvazladığınız Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde, eyvah "Küçük Muhammed"imiz başına çuval geçirildi, diye niye ortalığı toza dumana katmadınız, niye stratejik ortağınızı sigaya çekecek bir devlet adamlığı göstermediniz?! "AB istiyorsa ki, istiyor, o halde KKTC'den Türk askeri çıkmalıdır, işgalci pozisyonundan kurtulmalıyız" diyenlere veriniz, bu dersi.Ülkenin selameti ve milletin ve devletin bekası için artık ezber ve aşırma söylemlere sarılarak vakit doldurmayı bırakınız.Sizin de "kurtuluş ancak bunlardadır" inancıyla artık söylem, çözüm ve ilkelerini aşırıp konuştuğunuz, konuşmalarını gizli gizli dinleyip ezberleyerek millete sattığınız "gerçeklerin adresi"ne, BTP'ye geliniz, Bağımsız Türkiye'ye koşunuz? Sizin kurtuluşunuz da BTP ile mümkündür çünkü.Aksi halde ne ikircikli tavırlarınız, ne sonradan ezberleyip rüzgara göre savurduklarınız, ne de stratejik ortaklarınız, sizi ve ülkemizi kurtarabilir? Kendinize acımıyorsanız, bâri insanlığın medar-ı iftiharı Türk Milleti'ne acıyınız, vakit kaybettirmeyiniz?