‘Sabahlayınca kendine akşam sözünü verme!’
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ey Ebuzer! Sabahlayınca kendine akşam sözünü verme. Akşama erişince kendine sabah sözünü verme. Hastalanmadan önce sağlığından istifade et, ölmeden önce hayatından faydalan. Zira yarın hangi ismi alacağını, (ölüp ölmeyeceğini, sağlam kalıp kalmayacağını) bilemezsin”
22.04.2020 23:50:00





OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Tevrat'ta şöyle yer almıştır: Her kim sabaha dünya hırsıyla başlarsa, Allah'tan hoşnutsuzlukla başlamıştır. Her kim de sabaha kendisine gelip çatan musibetten şikayetle başlarsa, hakikatte Rabbini şikayet etmiştir." (Tuhef'ul Ukul, 8).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim sabaha dünya hüznü ile başlarsa Allah'ın kaza ve kaderine öfkelenmiş olur. Ve her kim kendine inen bir beladan şikayet ederek sabaha başlarsa, Allah'ı şikayet etmiş sayılır." (Nehc'ul Belağa, 228. Hikmet).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim sabaha ahiret hüznü ve gamıyla başlarsa, malı ve mülkü olmadığı halde müstağni olur, ehli ve ailesi olmadığı halde yalnızlıktan çıkar, soy ve sopu olmadığı halde güçlü olur." (Emali et-Tusi, 580/1198).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim sağlıklı ve huzurlu olduğu ve yanında bir günlük yiyeceği bulunduğu halde sabahlarsa dünya nimeti kemale ermiştir. Dördüncü nimete de sahip olursa, dünya ve ahiret nimeti kemale ermiştir ve o dördüncü nimet de imandır." (Tuhef'ul Ukul, 36).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'tan başka düşünceleri olduğu halde sabahlarsa, ziyana uğramışlardan olur." (Bihar, 74/307/59).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimden biri Allah'tan başka bir düşüncesi olduğu halde sabahlarsa o, Allah'tan değildir ve her kim de mü'minlerin işlerine önem vermezse mü'minlerden değildir." (Tuhef'ul Ukul, 58).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim kendini ateşten kurtarma dışında bir düşünceyle sabahlarsa büyük bir işi (ahireti) küçümsemiş ve az bir nasip (dünya) için Rabbinden yüz çevirmiştir." (a.g.e., 302).
İmam Ali (a.s), takva sahiplerinin niteliği hakkında şöyle buyurmuştur: "İşi Allah'ı anmak olduğu halde sabahlar, hüznü ve gamı Allah'ı şükretmek olarak akşama erişir. Geceyi gaflet uykusundan korkuyla geçirir, gündüz ise kendisine erişen Allah'ın rahmet ve ihsanından dolayı sevinçli olur." (Bihar, 78/30/96).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Gündüz akşama kadar düşüncesi şükür, gece sabaha kadar işi zikirdir. Korkuyla geceler, neşeyle sabahlar, gaflete düşmekten çekinerek korkar, rahmet ve fazilete nail olduğundan sevinir." (Nehc'ul Belağa, 193. hutbe).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ey Ebuzer! Sabahlayınca kendine akşam sözünü verme. Akşama erişince kendine sabah sözünü verme. Hastalanmadan önce sağlığından istifade et, ölmeden önce hayatından faydalan. Zira yarın hangi ismi alacağını, (ölüp ölmeyeceğini, sağlam kalıp kalmayacağını) bilemezsin." (Mekarim'ul Ahlak, 2/364/2661).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey Allah'ın kulları! Bilin ki mü'minler ancak sabah akşam endişe içinde yaşarlar, sürekli nefislerini ayıplar, dururlar. Bu yüzden de sürekli kendi nefislerini eleştirirler ve kendilerinden sürekli iyi işleri arttırmalarını isterler." (Nehc'ul Belağa, 176. Hutbe). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.































































































