Tarih 3 Ekim 2012. Yer Ankara.
Başkentin göbeğinde inanılmaz bir manzara takılıyor kameralara.
Bir vatandaşımız sırtlamış babasını hastaneye koşuyor.
Oğlunun sırtındaki yaşlı adam ayağından yaralı, yere basamıyor.
Oğul kan ter içinde babasını Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi’ne yetiştirmeye çalışıyor.
Manzara bu!
Olayı görüntüleyen basın mensupları nedenini soruyor.
Gelen cevap oldukça enteresan. Babasını sırtlayan vatandaş "çünkü yol kesilmiş, hastanenin olduğu caddeye minibüs girmiyor, bizi indirdiler" şeklinde bir izahat yapıyor.
Peki ama neden, hastaneye giden yol neden kapatılır?
Çünkü o sırada başbakan Erdoğan orada.
Ankara Üniversitesi’nin yeni akademik yılı açılışını yapıyor.
Olağanüstü güvenlik önlemleri var.
Erdoğan'ın konuşacağı salona girecek öğrenciler bile önceden belirlenmiş, öğretim üyeleri dahi salona aranarak alınıyor.
Bu önlemlerden vatandaş da nasibini alıyor tabi.
Erdoğan var diye yol kapatılmış, vatandaş yaralı babasını sırtında taşımak zorunda kalmış.
Ve tarih 6 Ekim 2012.
Bu olaydan sadece 3 gün sonra.
Bu sefer yer İstanbul Bağcılar.
Başbakan Erdoğan bir hastane açılışında konuşuyor; sağlıkta devrim yaptıklarını, dünyanın kendilerini kıskanacak hale geldiklerini falan anlatıyor.
Ve ardından şu beylik lafları ediyor; "Vatandaşına en kaliteli sağlık hizmetini sunamayan bir devlet görevini hakkıyla yerine getiremiyor demektir. Devlet halkı çile çekiyorsa o da çile çekecektir. Eğer halkının çilesine ortak olamıyorsa o devlet de devlet değildir."
Evet... Ankara'daki olay ve Erdoğan'ın bu sözleri....
Ne diyelim, sağlıkta büyük refom başkentimizde çoktan hayata geçmiş bile!
2 AÇIKLAMA 2 YORUM
Başbakan Erdoğan: "Benim vatandaşım şehit edilecek, eee biz hala 'barış' diyeceğiz. Ne barışı? Ne barışı…” (Suriye ile Türkiye arasında savaş istemeyenlere cevap veriyor).
Yorum: Bizim askerimiz Irak'ın kuzeyinden gelen teröristlerce şehit edilirken ne hikmet ise kendilerinden savaş kelimesini duymadık. Üstelik "teröre yataklık yapıyor" dediği Barzani'yi partisinin kongresine onur konuğu olarak davet edebiliyor.
AB Bakanı Egemen Bağış: "Türkiye’nin askeri gücü Suriye’yi birkaç saat içerisinde bitirebilecek noktada.”
Yorum: Devletimizin güçlü olması bizi gururlandırır ama Suriye'yi birkaç saat içinde yok edebilecek bu güç acaba neden terör örgütü PKK'ya karşı kullanılmıyor.
Başkentin göbeğinde inanılmaz bir manzara takılıyor kameralara.
Bir vatandaşımız sırtlamış babasını hastaneye koşuyor.
Oğlunun sırtındaki yaşlı adam ayağından yaralı, yere basamıyor.
Oğul kan ter içinde babasını Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi’ne yetiştirmeye çalışıyor.
Manzara bu!
Olayı görüntüleyen basın mensupları nedenini soruyor.
Gelen cevap oldukça enteresan. Babasını sırtlayan vatandaş "çünkü yol kesilmiş, hastanenin olduğu caddeye minibüs girmiyor, bizi indirdiler" şeklinde bir izahat yapıyor.
Peki ama neden, hastaneye giden yol neden kapatılır?
Çünkü o sırada başbakan Erdoğan orada.
Ankara Üniversitesi’nin yeni akademik yılı açılışını yapıyor.
Olağanüstü güvenlik önlemleri var.
Erdoğan'ın konuşacağı salona girecek öğrenciler bile önceden belirlenmiş, öğretim üyeleri dahi salona aranarak alınıyor.
Bu önlemlerden vatandaş da nasibini alıyor tabi.
Erdoğan var diye yol kapatılmış, vatandaş yaralı babasını sırtında taşımak zorunda kalmış.
Ve tarih 6 Ekim 2012.
Bu olaydan sadece 3 gün sonra.
Bu sefer yer İstanbul Bağcılar.
Başbakan Erdoğan bir hastane açılışında konuşuyor; sağlıkta devrim yaptıklarını, dünyanın kendilerini kıskanacak hale geldiklerini falan anlatıyor.
Ve ardından şu beylik lafları ediyor; "Vatandaşına en kaliteli sağlık hizmetini sunamayan bir devlet görevini hakkıyla yerine getiremiyor demektir. Devlet halkı çile çekiyorsa o da çile çekecektir. Eğer halkının çilesine ortak olamıyorsa o devlet de devlet değildir."
Evet... Ankara'daki olay ve Erdoğan'ın bu sözleri....
Ne diyelim, sağlıkta büyük refom başkentimizde çoktan hayata geçmiş bile!
2 AÇIKLAMA 2 YORUM
Başbakan Erdoğan: "Benim vatandaşım şehit edilecek, eee biz hala 'barış' diyeceğiz. Ne barışı? Ne barışı…” (Suriye ile Türkiye arasında savaş istemeyenlere cevap veriyor).
Yorum: Bizim askerimiz Irak'ın kuzeyinden gelen teröristlerce şehit edilirken ne hikmet ise kendilerinden savaş kelimesini duymadık. Üstelik "teröre yataklık yapıyor" dediği Barzani'yi partisinin kongresine onur konuğu olarak davet edebiliyor.
AB Bakanı Egemen Bağış: "Türkiye’nin askeri gücü Suriye’yi birkaç saat içerisinde bitirebilecek noktada.”
Yorum: Devletimizin güçlü olması bizi gururlandırır ama Suriye'yi birkaç saat içinde yok edebilecek bu güç acaba neden terör örgütü PKK'ya karşı kullanılmıyor.
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021