logo
24 MAYIS 2024

Sanal dünyayı solucanlar bastı

17.02.2011 00:00:00
Anti-virüs yazılım şirketi ESET'in analizerine göre 2011 yılı ocak ayında tüm dünyada en yüksek karşılaşılan tehdit yüzde 5.38 ile yeniden 'Win32/Conficker' adlı sanal solucan (worm) türü oldu

YENİ MESAJ - İSTANBUL

Dünyanın çok kullanılan antivirüs programlarından NOD32'yi geliştiren yazılım kuruluşu ESET, bilgisayarlara yönelik yeni yılın ilk Dünya Tehdit Raporu'nu yayınladı. Ocak ayında yeniden birinciliğe oturan solucan türü Conficker, 2009'da ve 2010'un ilk altı ayı boyuna zararlı yazılımlar arasında dünyada en yüksek tehdit olma özelliğini kimseye bırakmamıştı. 2011'e yine en yüksek tehdit olarak giren Conficker, işletim sisteminde bulduğu açık sayesinde geçerli kullanıcı bilgilerine ihtiyaç duymadan sisteme girebiliyor. Conficker bir bilgisayarda çalıştırıldığında, Windows Otomatik Güncelleştirmeler, Windows Güvenlik Merkezi, Windows Defender ve Windows Hata Raporlama gibi sistem hizmetlerini devre dışı bırakıyor. Daha sonra virüs, ek bir yazılım indirip kişisel bilgilere kötü amaçlı kişiler tarafından ulaşılmasını sağlıyor.

İkinci ve üçünçü

En yüksek tehditler arasında ocak ayının ikincisi ise yüzde 5.30 oranıyla INF/Autorun oldu. Bu tehdit çok revaçta olan USB Flash Disk gibi çıkarılabilir aletlerden geliyor. 'INF/Autorun' olarak tanımlanan ve kendilerini bu tür ürünlere kopyalayan zararlı yazılımlar, bilgisayarın  otomatik olarak devreye girmesi nedeniyle bir anda sisteme yayılabiliyor. Win32/PSW.OnLineGames ise yüzde 2.17'lik oran ile üçüncü sırada. Çevrimiçi oyunlardan bulaşabilen bu tip truva atları, klavye hareketlerini kaydedebiliyor ve oyuncuya ait özel bilgileri toplamak amacı ile kullanılıyor.
Üsküdar'da silahlı çatışma
3 kişi öldü, 2'si ağır 5 yaralı var
Naci Görür 'başka çare yok' dedi
'Hiç acımadan yıkacaksın'
5 dönümle başladı siparişlere yetişemiyor
Kilosu tarlada 60 lira
Yahudi yerleşimciler yeni bir "kaçak yerleşim birimi" kurdu
Gazze'de katliam, Eriha'da işgal!
Gazze'deki Aksa Şehitleri Hastanesinde alarm
1200 hasta ölümle karşı karşıya
Bakan Yerlikaya gözaltı ve tutuklama sayılarını açıkladı
11 ayda FETÖ'den kaç kişi tutuklandı?
1 kişi ağır yaralandı, 4 kişi dumandan etkilendi
Mahkum kendini yaktı, koğuş tutuştu
Sayı 147'yi bulacak
46 ülke Yahudi lobisinin kuklası
Nefes kesen sonda kupaya Kartal uzandı
12 milyonluk Musrati galibiyet golünü attı
Ayhan Bora Kaplan'dan 'bitanem' açıklaması
'Sehven 'efendim bir tanem' dedim'
Netanyahu Almanya'ya giderse tutuklanacak
'Biz kanunlara uyarız'
Yaklaşım farkı ortaya çıktı
Gündem sokak hayvanları
Erdoğan'ın seferberlik yetkisi ne anlama geliyor?
Şahsi ihtiraslar için kullanılırsa...
TCMB faiz kararını açıkladı
Merkez Bankası faizi değiştirmedi
Orman yangını mevsimi geldi
Hava filosu ne durumda?
Üsküdar'da silahlı çatışma
3 kişi öldü, 2'si ağır 5 yaralı var
Naci Görür 'başka çare yok' dedi
'Hiç acımadan yıkacaksın'
5 dönümle başladı siparişlere yetişemiyor
Kilosu tarlada 60 lira
Yahudi yerleşimciler yeni bir "kaçak yerleşim birimi" kurdu
Gazze'de katliam, Eriha'da işgal!
Gazze'deki Aksa Şehitleri Hastanesinde alarm
1200 hasta ölümle karşı karşıya
Bakan Yerlikaya gözaltı ve tutuklama sayılarını açıkladı
11 ayda FETÖ'den kaç kişi tutuklandı?
1 kişi ağır yaralandı, 4 kişi dumandan etkilendi
Mahkum kendini yaktı, koğuş tutuştu
Sayı 147'yi bulacak
46 ülke Yahudi lobisinin kuklası
Nefes kesen sonda kupaya Kartal uzandı
12 milyonluk Musrati galibiyet golünü attı
Ayhan Bora Kaplan'dan 'bitanem' açıklaması
'Sehven 'efendim bir tanem' dedim'
Netanyahu Almanya'ya giderse tutuklanacak
'Biz kanunlara uyarız'
Yaklaşım farkı ortaya çıktı
Gündem sokak hayvanları
Erdoğan'ın seferberlik yetkisi ne anlama geliyor?
Şahsi ihtiraslar için kullanılırsa...
TCMB faiz kararını açıkladı
Merkez Bankası faizi değiştirmedi
Orman yangını mevsimi geldi
Hava filosu ne durumda?

33 askerin şehit edildiği olayda kabul edilemez detay

33 askerin şehit edildiği olayda gazi olan Erkan Omay: "Silahlı koruma yoktu, bizde de silah yoktu"
24.05.2024 10:25:00
İhlas Haber Ajansı
33 askerin şehit edildiği olayda kabul edilemez detay
33 askerin şehit edildiği olayda kabul edilemez detay
Bingöl'de 24 Mayıs 1993'te bölücü terör örgütü tarafından 33 askerin şehit edildiği olaydan sağ kurtulan Erkan Omay, olayın 31. yıl dönümünde o gün yaşadıklarını anlattı. Otobüste silahlı koruma olmadığını, kendilerinde de silah olmadığını ve şoförün gereksiz yere molalar verdiğini belirten Omay, "31. yılımızda 33 şehidimizi rahmetle anıyorum. Ülkemiz için de çok acı bir olaydı. Yıl dönümü, insan üzülüyor. Gencecik ve pırıl pırıl insanlar. O gün de Kurban Bayramı'na yakın bir gündü. Kurbanın çocukları olarak tarihe geçtik" dedi.

24 Mayıs 1993'te acemi birliklerini tamamlayan ve Malatya'daki toplanma merkezine geçerek usta birliklerine gitmek üzere yola çıkan sivil ve silahsız 33 er, Bingöl-Elazığ Karayolu'nda bölücü terör örgütü PKK'lı teröristler tarafından pusuya düşürülüp şehit edilmişti. Aradan geçen 31 yıla rağmen 33 şehidin yüreklerdeki acısı hala yerini korurken, olayda PKK'lı teröristlerin elinden kurtulan Erkan Omay yaşadıklarını anlattı.

"Bizi durduran PKK'lıların geleceğimizden haberi vardı"



Konvoyun silahsız, korumasız ve teçhizatsız bir şekilde yola çıkarılmasının büyük zayiata neden olduğunu kaydeden Omay, "Acemi birliğinden çıktık, usta birliğine giderken Malatya bizim toplanma bölgemizdi. Malatya'da bizi iki otobüse bindirdiler. Ben ikinci otobüsteydim. Yolda koruma, silah, hiçbir şey yoktu. 'Neden arabada koruma yok, silah yok' diye sorduk. 1993 yılı terör bakımından çok sıkıntılı bir dönemdi. Bize 'Yolda sizi koruma alacak, asker eşlik edecek' denildi. Fakat yolda kesinlikle bir asker ve polis görmedik. Otobüs 3-4 defa lüzumsuz molalar verdi. Biz 3-4 saatlik yolu 6-7 saatte gittik.

Birinci otobüs kesilen yolda pusuya düştü. Şoföre, 'PKK yol kesmiş' dedim. 'Onlar PKK değil, nevruz kutluyorlar' diyerek aracı kalabalığın içerisine sürdü. Biz de pusuya düştük. Sonrasında araçtan inerken 'Bunların hepsi asker' dedi. Bizi durduran PKK'lıların bizim geleceğimizden haberi varmış. Zaten silahların namluları hep aşağıya bakıyordu. Hakikaten olmayacak bir şeydi. Konvoyumuzun silahsız, teçhizatsız gönderilmesi büyük bir zayiata neden oldu. Halbuki iki araçta da birer tane silah olsa yine bu kadar çok kayıp vermezdik" dedi.

Arkadaşının yanına geçti, hayatta kaldı

Araçtan indirilmelerinin ardından bölücü terör örgütü mensuplarınca üç ayrı gruba ayrıldıklarını anlatan Omay, "Gece bizi üç gruba ayırarak sıraya dizdiler. Ben de en öndeydim. Benimle birlikte gelen devremin yanına geçeyim dedim. Allah tarafından o an öyle hissettim ve arkadaşımın yanına geçtim. Sonrasında en başta yer alan 6 kişiyi aldılar ve o arkadaşlarımızı kurşuna dizdiler. Bizi ise ellerinde tutmalarının nedeni helikopter taramasın, F-16 bombalamasın, kendilerine mermi gelmesin diye bizi hep açık alana bıraktılar. Olayı devlete yıkmak istediler ama bizim hayatta kalmamız ve bunları anlatmamız planlarını suya düşürdü" şeklinde konuştu.

Çatışmalar sonrasında uygun bir vakit bularak bir grup arkadaşıyla kaçma fırsatı elde ettiklerini kaydeden Omay, "Serbest kaldığımız vakit değneğe mendil bağladım. Cebimde duran mendili değneğe bağladıktan sonra askeriyenin üzerine gittim. Tarandık sonrasında, kafamın üzerinden izli mermi geçti. Oradaki bir taşa sığındım. Allah tarafından şartlar sanki benim için var gibiydi. Öldürmeyen Allah öldürmüyor. Biraz daha ilerlediğimde mavi bereli komandolarımızı gördüm. Tüm silahlar benim üzerime doğrultulmuştu. Tabii ben ağlıyorum. Geldiler, kimlik sordular, aradılar. Sonrasında komutan bana sarıldı. Geride rehineler olduğunu söyledim, gidip arkadaşları da aldık geldik. Böyle bir badire atlattık, Allah kimsenin başına vermesin" dedi.

Kurtulduğu anda aklına ilk olarak annesinin geldiğini anımsadığını belirten Omay, "İlk kaçmayı düşünürken, 'Ölmesine öleceğim ama annem ne düşünecek, ailem ne düşünecek' diye düşünüyordum. Kurtulduktan sonra emin olun evin telefonuna kadar unuttum. Nasıl bir durumdan çıktıysak kendimizde değildik. Daha sonrasında usta birliğine gönüllü olarak gittim. Görevimizi yaptık, hatta fazlasını da yaptık. Ben hırsla gittim. Yeni gençlerimiz terörün ne olduğunu bilmiyorlar. Terörü bizler anlatsın, bizlere sorsunlar. Ben elimden geldiğince gençliğe bunları anlatmaya çalışıyorum. Özellikle terör konumunda. Ben ülkemle ve vatanımla gurur duyuyorum. Bugün bir savaş, çatışma olsa her daim giderim. Biz dün askerdik, bugün askeriz, yarın da askeriz" ifadelerini kullandı.

Üsküdar'da bir kafede iki grup arasında silahlı çatışma çıktı: 3 kişi öldü

Üsküdar'daki bir kafede iki grup arasında çıkan silahlı çatışmada 3 kişi öldü, 2'si ağır 5 kişi yaralandı. Çatışmanın, tarafların çocukları arasında daha önce yaşanan kavgadan dolayı çıktığı öğrenildi. Olayla ilgili 2 kişi gözaltına alındı 
24.05.2024 10:23:00 / Güncelleme: 24.05.2024 10:30:36
Haber Merkezi
Üsküdar'da bir kafede iki grup arasında silahlı çatışma çıktı: 3 kişi öldü
Üsküdar'da bir kafede iki grup arasında silahlı çatışma çıktı: 3 kişi öldü
Üsküdar'daki bir kafede iki grup arasında çıkan silahlı çatışmada 3 kişi öldü, 2'si ağır 5 kişi yaralandı.

Ünalan Mahallesi'nde iki grubun çocukları arasında henüz belirlenemeyen nedenle kavga çıktı. Kavga sonrası gruplar, aile büyüklerinin de katılımıyla Ayazma Caddesi Özcan Sokak'taki kafede bir araya geldi.

Buluşmada çıkan tartışmanın büyümesi üzerine kafede başlayan ve sokak ile caddeye taşan silahlı çatışma yaşandı.

Çatışmada 3 kişi hayatını kaybetti, 5 kişi yaralandı.

İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Çevredeki hastanelere kaldırılan yaralılardan 2'sinin durumunun ağır olduğu öğrenildi.

Çatışmada hayatını kaybedenlerin yakınları sinir krizi geçirdi. Bu kişilere olay yerindeki ambulanslarda müdahale edildi.

Bölgeye Özel Harekat, Çevik Kuvvet ve Olay Yeri İnceleme ekipleri de sevk edildi.

Olay Yeri İnceleme ekipleri delilleri toplarken, savcı da bölgeye gelerek incelemelerde bulundu.

Çevrede geniş güvenlik önlemi alan polis ekipleri, çatışmanın yaşandığı sokağı ve caddeyi trafiğe kapattı.


Valilik'ten açıklama


İstanbul Valiliğinden yapılan açıklamada, Üsküdar Ünalan Mahallesi Ayazma Caddesi'ndeki bir kafede dün saat 20.10 sıralarında iki grup arasında çıkan tartışmanın silahlı çatışmaya dönüştüğü belirtildi.

Olayda 3 kişinin yaşamını yitirdiği, 2'si ağır olmak üzere 5 kişinin yaralandığı aktarılan açıklamada, yaralıların çevredeki hastanelerde tedavi altına alındığı ve olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü kaydedildi.



2 zanlı yakalandı


3 kişinin öldüğü, 2'si ağır 5 kişinin yaralandığı silahlı çatışmaya ilişkin 2 şüpheli gözaltına alındı.

Dün akşam, iki grubun çocukları arasında henüz belirlenemeyen nedenle çıkan kavga sonrası Ünalan Mahallesi Ayazma Caddesi Özcan Sokak'ta bulunan kahvehanede yaklaşık 40 kişinin bir araya gelmesinin ardından yaşanan silahlı çatışmaya ilişkin soruşturma sürüyor.

Polis ekiplerinin çalışmaları sonrası olaya karıştığı ve silah kullandığı tespit edilen F.Ö. ile kahvehane işletmecisi C.Y. gözaltına alındı.

İki şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ederken, olayın yaşandığı sokağın girişinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için polis ekiplerinin güvenlik önlemleri sürüyor.

Prof. Dr. Naci Görür: Binaları hiç acımadan kepçeyi vurarak yıkacaksın

Güngören, Bahçelievler ve Bağcılar çevresinde havadan çekilen görüntüler ile betona boğulan şehrin adeta tablosu ortaya çıktı. Açık ve yeşil alanların hiç olmadığı görüntüleri yorumlayan Yer Bilimci ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, çözümün 'yıkım' olduğunu söyledi.
24.05.2024 09:34:00 / Güncelleme: 24.05.2024 09:40:38
İhlas Haber Ajansı
Prof. Dr. Naci Görür: Binaları hiç acımadan kepçeyi vurarak yıkacaksın
Prof. Dr. Naci Görür: Binaları hiç acımadan kepçeyi vurarak yıkacaksın
Betona boğulan İstanbul'un havadan çekilen görüntülerini yorumlayan Yer Bilimci ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, 'İlçenin belediye başkanı, insanlarımız ölmesin diye önce yapı stokunu deprem dirençli mi, değil mi araştıracak. Bu araştırma sırasında deprem dirençli olmayanları ise ya yıkacak ya da güçlendirecek. Bunu belirledikten sonra yapılacak iş, insanları ölüme terk etmek olmayacağına göre, binaları hiç acımadan kepçeyi vurarak yıkacaksın. Kentsel dönüşüm binayı sadece yenilemek değil, planlamaktır. Kente zarar veren bütün bileşenleri deprem dirençli yapmaktır' dedi.



Güngören, Bahçelievler ve Bağcılar çevresinde havadan çekilen görüntüler ile betona boğulan şehrin adeta tablosu ortaya çıktı.

Açık ve yeşil alanların hiç olmadığı görüntüleri yorumlayan Yer Bilimci ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, 'O kentte veya o ilçede bina yoğunluğu ne kadar fazlaysa yıkım, ona bağlı olarak ölüm ve maddi zarar olma ihtimali o kadar fazla olur. Bu duruma izin veren ve onu öyle kabul eden anlayışta da bir yanlışlık var. İşin başında zaten öyle bir kent, öyle bir planlama zaten olmazdı. Ama olmuş, böyle bir hata yapılmış. Şimdi ne yapacağız diyorsanız; o ilçenin belediye başkanı, insanlarımız ölmesin diye önce yapı stokunu deprem dirençli mi, değil mi araştıracak. Bu araştırma sırasında deprem dirençli olmayanları ise ya yıkacak ya da güçlendirecek. Bunu belirledikten sonra yapılacak iş, insanları ölüme terk etmek olmayacağına göre, binaları hiç acımadan kepçeyi vurarak yıkacaksın. Ona göre de bir yasa çıkaracaksın. Bunun başka yolu yok. Yıktığın yerde de aynı şekilde, ev yapayım derseniz yanlış yaparsınız. Kentsel dönüşüm binayı sadece yenilemek değil, planlamaktır. Kente zarar veren bütün bileşenleri deprem dirençli yapmaktır. Yapılacak şey, anlattığım gibi 6 bileşen üzerinde duracaksın. Çok yoğun bir bölgede, dönüşüm alanı yapacaksın. Dönüşüm alanında 10 bin ev yaptıysan, o kentin içinde 10 bin problemli evi yıkacaksın. Orayı ferahlatacaksın. Yeşil alana, parka dönüştüreceksin. Ve oradan çıkacak insanlara da 'senin evin bu' diyeceksin. O zaman halk da memnun olur. Halka tepeden bakarsan, uzak yerlere gönderirsen, halk onu istemez. İlçenin içerisinde güzel bir yerde usulüne uygun, 'mis gibi deprem dirençli evler' yaparsanız, o bölgeleri de yıkıp yeşil alana dönüştürürseniz kimse bir şey demez. En kötü durumda bile can güvenliği önemlidir. Kamu yararı önemlidir. Devlet şefkatli ve anlayışlı olmalıdır. Ne vatandaş rant peşinde koşmalı, ne de yönetimler rant peşinde olmamalıdır' ifadelerini kullandı.

'Dur' ihtarına uymayan otomobilden 17 kişi çıktı

Edirne'de polisin "dur" ihtarına uymayan Bulgar plakalı otomobilin içinden 14 düzensiz kaçak göçmen, kaçan sürücü ve yanındaki 2 kişiyle birlikte toplam 17 kişi çıktı.
24.05.2024 07:55:00 / Güncelleme: 24.05.2024 09:18:31
İhlas Haber Ajansı
'Dur' ihtarına uymayan otomobilden 17 kişi çıktı
'Dur' ihtarına uymayan otomobilden 17 kişi çıktı

Edirne'de polis ekipleri CB 2356 TH Bulgar plakalı otomobili İstasyon Mahallesi Güney çevre yolunda durdurmak istedi. Şüpheli otomobilin daha önce de defalarca uygulama noktalarında polis ekiplerinin "dur" ikazında bulunmasına rağmen sürekli kaçtığı öğrenildi.

Kaçan otomobil yaşanan kovalamaca sonucu trafik polislerinin ekip otosuna çarparak durduruldu. Durdurulan otomobilin sürücüsü ve yanında bulunan 2 kişi ise yaya olarak kaçarak kayıplara karıştı.

Polis ekipleri, otomobilin içinde aralarında çocukların ve kadınların da bulunduğu 14 düzensiz kaçak göçmenin olduğunu tespit etti.

Tıka basa adeta istiflenerek otomobilin içine doldurulan göçmenlerin halsiz olduğu ve ayağa kalkmakta zorluk yaşadıkları görüldü. Ayrıca, otomobilin bagajında Meriç Nehri üzerinden göçmenlerin geçiş yapması için de bot bulundu.



Polisler, 1'i Iraklı, 6'sı Suriyeli ve 7'si Filistinli toplam 14 düzensiz kaçak göçmeni hastane kontrolünün ardından gerekli işlemlerini yapmak üzere emniyette götürdü.

Öte yandan otomobilin içinde göçmenleri terk ederek kaçan sürücü ve 2 kişiyi bulmak için inceleme başlattı.



Göçmenlerin emniyetteki işlemlerinin adından ülkelerine geri gönderilmek üzere Edirne İl Göç İdaresine teslim edileceği öğrenildi.

Olayla ilgili inceleme sürüyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.