"Neyin ilkesini, kuralını tartışıyorsun" diyebilirsiniz ama biz yine de hatırlatalım.
Bu hükümet, daha özelde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ne demişti?
"Yaptığımız her şeyi milletle ve kamuoyu ile paylaşacağız. Gizli hiçbir şeyimiz olmayacak. Temel ilkemiz şeffaflıktır..."
Bugünlerde partilerinden duydukları rahatsızlığı dalga dalga açığa vuran AKP seçmeni herhalde 3 Kasım öncesinde bu söze çok güvenmişti. Çünkü parti yönetimi şeffaflık meselesini kelimenin tam anlamıyla seçim programlarının merkezine oturtmuş, her ortamda şeffaflık ilkesine vurgu yapmıştı.
Peki seffaflık dedi de ne oldu? Hükümet bu işi ciddiye aldı mı acaba?
Psikolojide "suçluluk psikolojisi" diye bir temel kavram vardır. Eğer bir insan kendisini suçlu hissediyorsa bunun tam tersi işler yapar. Mesela hırsızlık yapmışsa, kendisinin ne kadar güvenilir bir insan olduğunu anlatmaya, bu izlenimi vermeye çalışır.
AKP'ninki de belli ki bu hesap! Hiç tereddüt etmeden şunu söyleyebiliriz:
"Bu iktidarın 2.5 yılı şeffaflığın tam tersi ne varsa onunla doludur. Gizli anlaşmalar, gizli sözler, gizli kararnameler! Yani karanlık bir iktidar!"
***
Sözü boşuna söylemiyoruz. Hükümetin özellikle dış politikada yaptığı her icraat milletten gizlenmiştir. Yani şeffaflık kelimesi adeta çürütülmüştür.
İşte tezkereler sürecinde yaşananlar; Tezkeresiz sevkiyatlar, yabancı bir gazeteciden öğrendiğimiz ve Türkiye dışında ve her ülkede hükümet devirecek gizli 1. İncirlik Kararnamesi ve nihayet uzatılan 2. İncirlik Kararnamesi!
Bu kararname de biliyorsunuz gizli tutuluyor. Meselenin sıradan bir konu olmadığını, bilmiyoruz söylemeye gerek var mı?
Öğrenebildiğimiz kadarı ile sadece İncirlik değil Türkiye topraklarının tamamı, Amerikalılara ve onun İngiltere, Polonya gibi müttefiklerine açılıyor. Yine öğrenebildiğimize göre burada 50 bin Amerikan askeri sınırsız bir şekilde kalabilecek!
İşte böylesine önemli, tarihi önemde bir başlığı hükümet milletten, kamuoyundan -en hafif ifade ile- giz-li-yor!
Eee, gelin de İsmet Paşa'nın o ünlü sözüne atıf yapmayın:
"Şeffaflık mı? Hadi canım sizde!"
***
Hükümetin şeffaflık ilkesine inat uyguladığı gizlilik örneğini Hüseyin Macit Yusuf yazdı. Konu şu:
Hükümet Ankara protokolünü genişleterek Kıbrıs Rum Kesimini bu anlaşmanın içine dahil eden imza için "Bu Kıbrıs'ı tanıdığımız anlamına gelmez" demişti. Biz gülmüş, gerekli açıklamayı yapmıştık. İşte bu imzaya bir not da geçen hafta toplanan Türkiye AB Ortaklık Konseyi'nden geldi. AB Tutum Belgesi olarak Abdullah Gül'ün önüne konan rapor Türkiye'nin, Kıbrıs'a nasıl bakması gerektiğini açıklıyor.
Belge ve toplantı tabii ki gizleniyor ve sessizce geçiştiriliyor.
Tabii konu yabancı basında yer alıp da içeriği tercüme edilinceye kadar... Ama hükümet hala dut yemiş bülbül gibi suskun.
Gelin isterseniz AB Tutum Belgesini, hükümetin sözümona şeffaflık ilkesini çiğneyerek sizlerle paylaşalım. Görün bakalım Rumları tanımış mıyız, tanımamış mıyız?
1- Türkiye Rum yönetimi ile ilişkilerini normalleştirmeli.
2- Türkiye, Kıbrıs Rum bandıralı gemilere uyguladığı kısıtlamaları kaldırmalı ve limanları açmalıdır. Ayrıca Rum ürünlerine Türk pazarları açılmalı, ticaret ve taşımacılıktaki tüm engeller kaldırılmalıdır.
3- Türkiye Kıbrıs'ta AB ilkelerine uygun kapsamlı bir çözümü desteklemelidir.
4- Türkiye AİHM kararlarını tam olarak uygulamalıdır.
5- Türkiye, komşularıyla olan anlaşmazlıkları barışçıl yollardan çözmelidir.
6- Türkiye, Heybeliada Ruhban Okulu'nu açmalıdır.
7- Türkiye, Gökçeada ve Bozcaada'daki azınlıkların haklarını korumalıdır. (Bu adalarla ilgili olarak ilk kez talepte bulunuluyor).
İşte 25 AB üyesi ülkenin üzerinde anlaştığı belge bu! Ve tabii ki belgeden hükümetin haberi yok! Haberleri olsa herhalde açıklarlardı!
Öyle ya en şeffaf (!) hükümet işbaşında değil mi?
Bu hükümet, daha özelde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ne demişti?
"Yaptığımız her şeyi milletle ve kamuoyu ile paylaşacağız. Gizli hiçbir şeyimiz olmayacak. Temel ilkemiz şeffaflıktır..."
Bugünlerde partilerinden duydukları rahatsızlığı dalga dalga açığa vuran AKP seçmeni herhalde 3 Kasım öncesinde bu söze çok güvenmişti. Çünkü parti yönetimi şeffaflık meselesini kelimenin tam anlamıyla seçim programlarının merkezine oturtmuş, her ortamda şeffaflık ilkesine vurgu yapmıştı.
Peki seffaflık dedi de ne oldu? Hükümet bu işi ciddiye aldı mı acaba?
Psikolojide "suçluluk psikolojisi" diye bir temel kavram vardır. Eğer bir insan kendisini suçlu hissediyorsa bunun tam tersi işler yapar. Mesela hırsızlık yapmışsa, kendisinin ne kadar güvenilir bir insan olduğunu anlatmaya, bu izlenimi vermeye çalışır.
AKP'ninki de belli ki bu hesap! Hiç tereddüt etmeden şunu söyleyebiliriz:
"Bu iktidarın 2.5 yılı şeffaflığın tam tersi ne varsa onunla doludur. Gizli anlaşmalar, gizli sözler, gizli kararnameler! Yani karanlık bir iktidar!"
***
Sözü boşuna söylemiyoruz. Hükümetin özellikle dış politikada yaptığı her icraat milletten gizlenmiştir. Yani şeffaflık kelimesi adeta çürütülmüştür.
İşte tezkereler sürecinde yaşananlar; Tezkeresiz sevkiyatlar, yabancı bir gazeteciden öğrendiğimiz ve Türkiye dışında ve her ülkede hükümet devirecek gizli 1. İncirlik Kararnamesi ve nihayet uzatılan 2. İncirlik Kararnamesi!
Bu kararname de biliyorsunuz gizli tutuluyor. Meselenin sıradan bir konu olmadığını, bilmiyoruz söylemeye gerek var mı?
Öğrenebildiğimiz kadarı ile sadece İncirlik değil Türkiye topraklarının tamamı, Amerikalılara ve onun İngiltere, Polonya gibi müttefiklerine açılıyor. Yine öğrenebildiğimize göre burada 50 bin Amerikan askeri sınırsız bir şekilde kalabilecek!
İşte böylesine önemli, tarihi önemde bir başlığı hükümet milletten, kamuoyundan -en hafif ifade ile- giz-li-yor!
Eee, gelin de İsmet Paşa'nın o ünlü sözüne atıf yapmayın:
"Şeffaflık mı? Hadi canım sizde!"
***
Hükümetin şeffaflık ilkesine inat uyguladığı gizlilik örneğini Hüseyin Macit Yusuf yazdı. Konu şu:
Hükümet Ankara protokolünü genişleterek Kıbrıs Rum Kesimini bu anlaşmanın içine dahil eden imza için "Bu Kıbrıs'ı tanıdığımız anlamına gelmez" demişti. Biz gülmüş, gerekli açıklamayı yapmıştık. İşte bu imzaya bir not da geçen hafta toplanan Türkiye AB Ortaklık Konseyi'nden geldi. AB Tutum Belgesi olarak Abdullah Gül'ün önüne konan rapor Türkiye'nin, Kıbrıs'a nasıl bakması gerektiğini açıklıyor.
Belge ve toplantı tabii ki gizleniyor ve sessizce geçiştiriliyor.
Tabii konu yabancı basında yer alıp da içeriği tercüme edilinceye kadar... Ama hükümet hala dut yemiş bülbül gibi suskun.
Gelin isterseniz AB Tutum Belgesini, hükümetin sözümona şeffaflık ilkesini çiğneyerek sizlerle paylaşalım. Görün bakalım Rumları tanımış mıyız, tanımamış mıyız?
1- Türkiye Rum yönetimi ile ilişkilerini normalleştirmeli.
2- Türkiye, Kıbrıs Rum bandıralı gemilere uyguladığı kısıtlamaları kaldırmalı ve limanları açmalıdır. Ayrıca Rum ürünlerine Türk pazarları açılmalı, ticaret ve taşımacılıktaki tüm engeller kaldırılmalıdır.
3- Türkiye Kıbrıs'ta AB ilkelerine uygun kapsamlı bir çözümü desteklemelidir.
4- Türkiye AİHM kararlarını tam olarak uygulamalıdır.
5- Türkiye, komşularıyla olan anlaşmazlıkları barışçıl yollardan çözmelidir.
6- Türkiye, Heybeliada Ruhban Okulu'nu açmalıdır.
7- Türkiye, Gökçeada ve Bozcaada'daki azınlıkların haklarını korumalıdır. (Bu adalarla ilgili olarak ilk kez talepte bulunuluyor).
İşte 25 AB üyesi ülkenin üzerinde anlaştığı belge bu! Ve tabii ki belgeden hükümetin haberi yok! Haberleri olsa herhalde açıklarlardı!
Öyle ya en şeffaf (!) hükümet işbaşında değil mi?
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021