Bencillik her toplumda ve her inanç da hor görülmüş, kınanmış bir davranış biçimidir. Nedir bencillik? Her daim kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutma, yalnız kendini düşünme biçimi, halidir. Haliyle bu hali hayata geçiren insanlar, toplumlar, devletler bencildir. Bana necilik de, bencilliğin ya kuzenidir, ya da sütkardeşi herhalde.
Bugün hem birey, hem toplum, hem de küresel olarak insanoğlu bencilleşmiştir. Ama ilginçtir! Bencil olduğunu kimse kabul etmez. Çünkü herkeste bir maske var. Cömertlik maskesi. İşte bu maske ile insanlar hem kendini, hem de insanlığı kandırmaktadır. Evet, yüzler maskeli.
Sizde duymuşsunuz dur (!) dava için, işi için, ülke için veya bayan-erkek diyaloglarında, 'senin için canımı veririm' cümlesini.
Hadi oradan! Daha Kızılay'a gidip kan vermiyorsun, can verecekmişsin. Hadi oradan.
Neyse konuyu biraz yumuşatayım. İki arkadaş sohbet ediyorlar. Biri soruyor; "İki evin olsa birini bana verir miydin? Evet, verirdim.
İki araban olsa birini bana verir miydin? Evet, tabi ki.
İki ineğin olsa birini bana verir miydin? I ıh, vermezdim.
Neden? İki ineğim var da ondan."
Yaşadığımız gerçek bu. Başka bir soru sorayım; Yolda acıdığınız, yardım etmek istediğiniz bir dilenciye hiç kağıt para verdiniz mi?
Herkesin elinde maskeler var. Bu maskeyi devlet adamları da takıyor, din adamları da, iş adamları da. Hatta yardım kuruluşu olduğunu iddia eden dernek ve vakıflarda. Bir aldatma dünyası gidiyor işte.
Sosyal medya bir resmi paylaşılmıştı, belki de görmüşsünüzdür, Papa, som altından tahtına oturmuş, yardımseverlikten ve Afrika'ya yardım etmekten bahsediyor. Hemen yanına ise açlıktan derisi kokmaya başlamış ve her yanını sinek sarmış bir Afrikalı çocuk resmi koymuşlar. Biri söz, diğeri gerçek. Başka lafa hacet var mı? Aynı tablo İslam dünyasında da var.
Peki, biz bencil miyiz? Bir Müslüman bu soruya inancına ve inandığını fiiliyata geçirip, geçirmediğine bakarak cevap vermesi lazım, diye düşünüyorum.
İnancımız, bencilliği reddeder. En basitinden Allah- Teala, Müslümanları kardeş ilan etmiştir. (Hucurat 10) Hz. Peygamber ise bu kardeşliğin gereklerinden birini şöyle tariflendirmiştir; "Kendisi için istediğini kardeşi için istemeyen bizden değildir." Daha açık, daha net bir ölçü var mı?
Bencililiği yok eden paylaşmaktır, vermektir. Tabi vermek, denince akla ilk maddi değerler gelir. O da bir gerçektir ama sadece madde değildir.
Mesela! Bir Müslüman'a selam vermiyorsan sen bencilsin.
Evinde pişen yemeğin kokusu komşuna ulaştı. Paylaşmayı düşünmüyorsan bencilsin.
Araban var. İşe gidiyorsun. Komşunu gördün, yürüyor. Arabana almıyorsan bencilsin.
Dertli gördün kardeşini. Derdini dinlemeye bile tenezzül etmiyorsan bencilsin.
Örnek çok. Konunun özeti ise Peygamberimizin (s.a.a) Hadis'te belirttiği gibi "Kendin için istediğini kardeşin içinde isteyeceksin."
Bunu gerçekleştirirsen bencillik kendiliğinden biter ve bizler cömert oluruz. Cömertlerin yurdu neresidir, biliyor musunuz? Cennet. Hz. Peygamber öyle müjdeliyor.
Bir başka hadisinde ise cömertlik ile cimriliği şöyle kıyaslıyor; "Cömert Allah'a yakın, insanlara yakın, Cennet'e yakın ve cehennemden uzaktır. Cimri Allah'tan uzak, insanlardan uzak, Cennet'ten uzak ve cehenneme yakındır. Allah katında cömert biri, cimri bir alimden daha sevimlidir. En ağır hastalık cimrilik hastalığıdır". (Dârekutnî, Tirmizi). "İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.'' (Maide suresi 2).
Bugün hem birey, hem toplum, hem de küresel olarak insanoğlu bencilleşmiştir. Ama ilginçtir! Bencil olduğunu kimse kabul etmez. Çünkü herkeste bir maske var. Cömertlik maskesi. İşte bu maske ile insanlar hem kendini, hem de insanlığı kandırmaktadır. Evet, yüzler maskeli.
Sizde duymuşsunuz dur (!) dava için, işi için, ülke için veya bayan-erkek diyaloglarında, 'senin için canımı veririm' cümlesini.
Hadi oradan! Daha Kızılay'a gidip kan vermiyorsun, can verecekmişsin. Hadi oradan.
Neyse konuyu biraz yumuşatayım. İki arkadaş sohbet ediyorlar. Biri soruyor; "İki evin olsa birini bana verir miydin? Evet, verirdim.
İki araban olsa birini bana verir miydin? Evet, tabi ki.
İki ineğin olsa birini bana verir miydin? I ıh, vermezdim.
Neden? İki ineğim var da ondan."
Yaşadığımız gerçek bu. Başka bir soru sorayım; Yolda acıdığınız, yardım etmek istediğiniz bir dilenciye hiç kağıt para verdiniz mi?
Herkesin elinde maskeler var. Bu maskeyi devlet adamları da takıyor, din adamları da, iş adamları da. Hatta yardım kuruluşu olduğunu iddia eden dernek ve vakıflarda. Bir aldatma dünyası gidiyor işte.
Sosyal medya bir resmi paylaşılmıştı, belki de görmüşsünüzdür, Papa, som altından tahtına oturmuş, yardımseverlikten ve Afrika'ya yardım etmekten bahsediyor. Hemen yanına ise açlıktan derisi kokmaya başlamış ve her yanını sinek sarmış bir Afrikalı çocuk resmi koymuşlar. Biri söz, diğeri gerçek. Başka lafa hacet var mı? Aynı tablo İslam dünyasında da var.
Peki, biz bencil miyiz? Bir Müslüman bu soruya inancına ve inandığını fiiliyata geçirip, geçirmediğine bakarak cevap vermesi lazım, diye düşünüyorum.
İnancımız, bencilliği reddeder. En basitinden Allah- Teala, Müslümanları kardeş ilan etmiştir. (Hucurat 10) Hz. Peygamber ise bu kardeşliğin gereklerinden birini şöyle tariflendirmiştir; "Kendisi için istediğini kardeşi için istemeyen bizden değildir." Daha açık, daha net bir ölçü var mı?
Bencililiği yok eden paylaşmaktır, vermektir. Tabi vermek, denince akla ilk maddi değerler gelir. O da bir gerçektir ama sadece madde değildir.
Mesela! Bir Müslüman'a selam vermiyorsan sen bencilsin.
Evinde pişen yemeğin kokusu komşuna ulaştı. Paylaşmayı düşünmüyorsan bencilsin.
Araban var. İşe gidiyorsun. Komşunu gördün, yürüyor. Arabana almıyorsan bencilsin.
Dertli gördün kardeşini. Derdini dinlemeye bile tenezzül etmiyorsan bencilsin.
Örnek çok. Konunun özeti ise Peygamberimizin (s.a.a) Hadis'te belirttiği gibi "Kendin için istediğini kardeşin içinde isteyeceksin."
Bunu gerçekleştirirsen bencillik kendiliğinden biter ve bizler cömert oluruz. Cömertlerin yurdu neresidir, biliyor musunuz? Cennet. Hz. Peygamber öyle müjdeliyor.
Bir başka hadisinde ise cömertlik ile cimriliği şöyle kıyaslıyor; "Cömert Allah'a yakın, insanlara yakın, Cennet'e yakın ve cehennemden uzaktır. Cimri Allah'tan uzak, insanlardan uzak, Cennet'ten uzak ve cehenneme yakındır. Allah katında cömert biri, cimri bir alimden daha sevimlidir. En ağır hastalık cimrilik hastalığıdır". (Dârekutnî, Tirmizi). "İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.'' (Maide suresi 2).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025