Bir efsaneye göre Çin imparatoru yorgunluktan bir ağacın altında oturmaktadır. Hizmetçisi su kaynatırken ağaçtan suya yapraklar düşer ve ortaya kahverengi sıvı bir renk çıkar. İmparatorun ilgisini çeker ve bir bardak içer. İmparator çok rahatlar, yorgunluğu gider. Böylece çayla tanışmış olur insanoğlu.
Türklerin çay ile tanışması ise Kazan Tatar Türklerinden Abdul Kayyım Nasiri eserinde anlatılmıştır. Nasiri'ye göre çayı ilk içen Türk, 12.yüzyılda Kazakistan'da yaşamış olan Hoca Ahmet Yesevi'dir. Bir komşusunu ziyarete giden Ahmet Yesevi'ye çay ikram edilir ve ilk çayı orda içer. Yorgunluğu giderdiğini söyleyerek hastalara şifa için tavsiye ve dua eder.
Coğrafyamızdaki Türk milletinin çayla tanışması aslında çok eski değildir. Osmanlı zamanında 1900'lü yıllarda Çin'den tohum getirilip Bursa'da denenmiş ancak verim alınamayınca Karadeniz'de ekilmiş fakat yoğun şekilde çay üreticisi olmamız, her şeyde olduğu gibi yine Atatürk sayesinde olmuştur. 1923'te Rize'de ilk çay fabrikası kurulmuştur. 1930'da Atatürk'ün emriyle tüm Karadeniz'e çay ekilmiş ve dünyanın en çok çay üreten ülkeleri arasına girmemizi sağlamıştır.
Türk milleti olarak çay ile bir bütün olmuşuz. Kültürümüz örfümüz âdetimiz geleneğimiz, hayatımızın uyku harici her anında çay vardır. Kahvaltılarımızda, sohbetlerimizde, yolculuklarımızda, düğünlerimizde, cenazelerimizde hep çay vardır.
Atalarımız boşuna dememiş "çay derviş içeceğidir" diye.
Türk milleti yediden yetmişe derviştir, gönül insanıdır, Allah dostudur, Asekirullahtır. Ehl-i Beyt aşığıdır.
Çay dostlukları pekiştirir, muhabbetimizi artırır, zihnimizi açar, birçok hastalıklardan korur, gaflet halimizi giderir, huzur verir. Kalpte, gönülde tütenler dilimizden akar çay içerken.
Gönüller hasretle sevmeye, sevilmeye muhtaç ve çay bütün muhabbetlerin arkadaşı ve sırdaşıdır.
Çay gönlün şifasıdır. Gönül insanlarının gönlünün bir köşesinde hep çay vardır, çaya gönlü akar, çayın da ona.
Her şey gönlünüzce tadında olsun, muhabbetiniz, çayınız bol olsun.
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -1- ‘Zeytun’a Ağıt’ olayının gözyaşı hikâyesidir / 23.04.2024
- HİLMİ SALBAŞ: Neden Bağımsız Türkiye Partisi / 25.03.2024
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023
- Fatıma Zehra Aydın: İnancımızı anlamadığımız için Atatürk’ü de anlamadık / 20.08.2023
- Rabia Sümeyye Aydın: Yolsuzluk konusunda da ‘NAS’ olduğunu biliyor muydunuz? / 13.08.2023
- JÜLİDE DOYURUM: ‘Allah dostları aynadır’ / 05.07.2023
- İlyas Güneştekin: Seçim analizi ve BTP lideri Hüseyin Baş / 03.06.2023