Diyarbakır yanıyor, sırtlanlar sırıtıyor. Diyarbakır duman duman, Van virane görüntüsünde, sırtlanlar sırıtıyor.Mardin harabeye dönmüş, Kızıltepe'de kızıl bayraklar dalgalanıyor, Şemdinli'ye şeytanın uşakları bomba taşıyor ve sırtlanlar sırıtıyor. Koca koca şehirlerimiz, cennet vatanımızın cennet köşeleri ve oralarda yaşayan kardeşlerimiz, haçlıların maşası olmuş üç beş satılmışın insafına ve at oynatmasına terkedilmiş vaziyette. Anadolu'da gözü ve hesabı olan tüm haçlıların temsilen ABD'nin Ankara Büyükelçisi, sakalının altından sinsice sırıtıyor ve "durum çok ciddi" diyor. Bebek katilinin posterlerinin meydanlarda dalgalanmasına ses çıkarmayan, devlete, millete küfredilmesine, bölücü başına methiyeler dizmesine, yazışmalarda davetiyelerde Diyarbakır'ın adının değiştirilmesine ses çıkarmayan Kadri Ağa'nın bakanlığı şehirlerin yıkılıp yıkılmasına seyirci kalmayı tercih etti. Polisin, kendisine parke taşları atanları, sapan taşı ile karşılanmasının başka bir izahı olamaz, herhalde.Devletin polisi dayak yiyor, taşlarla, bıçaklarla yaralanıyor sırtlanlar sırıtıyor. Devletin ay yıldızlı bayrağı devlet kurumlarından alınıp yerine bir takım bez parçaları asılıyor ve yine sırtlanlar sırıtıyor. ABD'ye mensup, AB'ye mensup özel görevlilerin, ülkemiz üzerine çalışan kimi özel masa mensuplarının, şehirlerimizin ateşe verilmesi, insanlarımızın ölmesi karşınsında kahkaha atması ve ormandaki sırtlanların geride bırakacak derecede sırıtmaları, fıtratları, inançları, medeniyetleri gereğidir.Sırtlanları, tilkileri kümese bekçi yapanlara ne demeli? Peki, olayları organize edenler, yönlendirenler, şehirleri ateşe verenleri cesaretlerinden dolayı kutlayanlar, hepsi hepsi ortada iken, ayan beyan besbelli iken, haberlerine provokatörle başlayıp onunla bitiren televizyonlara ne demeli? "Provokatörler yine sahnede" yazılarına başlayıp aynı şekilde bitiren sözde yazar-çizerlere ne demeli? Üç buçuk yıldan beri, yılanların, çıyanların, çakallarının ve sırtlanların ülkemizde rahat faaliyetle bulunmaları, yılanların rahat sokmaları, çakalların rahat ulumaları, sırtlanların rahat sırıtmaları için ne gerekiyorsa yapan, gerekli düzenlemeleri yapan AKP hükümeti şimdi meydanlarda görünmüyor. Tam da lazım olduğu günde, kara bulutların semalarda dolaştığı günlerde hükümet piyasada yok. İçişler Bakanı, kendi memleketine ancak olayların dördüncü gününde gidebiliyor. Temenni ediyoruz ki; sırtlanların sırıtması daha fazla sürmesin.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024