İstiklal Mahkemeleri, önce emperyalizme karşı verilen bir ölüm kalım savaşı sırasında asker kaçaklarını ve işbirlikçi vatan hainlerini yargılamak için sonra da cehalete ve bağnazlığa karşı verilen uygarlık savaşı sırasında karşı devrimciler ve bölücüleri yargılamak için kurtulmuştu.
İstiklal Mahkemeleri deyince akla ilk gelen konulardan biri de İskilipli Atıf efsanesidir.
Giresun İstiklal Mahkemesi'nde, yazmış olduğu 'Frenk Mukallitliği ve Şapka' adlı 32 sayfalık risalesi yüzünden yargılanmış ve beraat etmiştir.
Fakat Ankara İstiklal Mahkemesi'nde Babaeski Müftüsü Ali Rıza ile birlikte 'vatana ihanet' suçundan idama mahkûm edilmiştir.
İskilipli Atıf'a göre şapka takmak 'dinsizliktir, küfürdür.'
Atatürk'ün cevabı ise şöyle olmuştur;
"Buna caiz değil diyenler vardır. Onlara diyelim ki, çok bilgisizsiniz ve cahilsiniz, dünyadan habersizsiniz.
Ve onlara sormak isterim: Yunan başlığı olan fesi giymek caiz olur da, şapkayı giymek neden olmaz? Yine onlara ve bütün millete hatırlatmak isterim ki, Bizans papazlarının ve Yahudi hahamlarının özel kılığı olan cübbeyi ne vakit niçin ve nasıl giydiler?"
İskilipli Atıf, Teali İslam Cemiyeti'nin yönetim kurulu başkanıdır.
Yani gerçek din adamları canla başla kurtuluş için mücadele ederken, kendisi bu kutsal mücadelenin karşısında durmuştur.
Hatta bildirilerinde şu ifadeler bulunmaktadır:
"Anadolu'da Mustafa Kemal ve Kuvay-i Milliye maskaraları ortaya çıktı?"
"Millet, Mustafa Kemal gibi eşkıyaların vücudunu ortadan kaldırmak için küçük fedakârlığı göze alamıyor."
Ankara İstiklal Mahkemesinin deyimiyle; Atıf, sütten çıkmış ak kaşık değildir?
Prof. Dr. Haydar Baş hoca, İskilipli Atıf hakkında, "Ben olsam 10 defa diriltir 20 defa asardım" demiştir.
Yaşar Nuri Öztürk, Halk TV'de yaptıkları bir programda Haydar Baş Hoca'nın bu sözlerinden çok etkilendiklerini belirtmiş ve gerçek İslam şuurunun bu olduğu ifade etmişlerdir.
Peki, neden köşemizin başlığı 'siyaset mahkemesi?'
Atatürk için dün 'mahkeme' ne ise, bugün de Haydar Baş hoca için 'siyaset' odur. Dün Atatürk için 'İstiklal' ne ise, bugün de Haydar Baş hoca için 'Bağımsız Türkiye' odur.
Dün; vatana ihanet edenleri ve İslam kisvesi altında bâtılı satanları 'demokratik' bir yolla ortadan kaldırmak için Atatürk'ün kullandığı bir araçtır 'İstiklal Mahkemeleri.'
Bugün ise; gizliden gizleye fakat bir o kadar da açık biçimde vatana ihanet edenlere, İslam kisvesi altında bâtılı satanlara karşı Prof. Dr. Haydar Baş'ın kullandığı bir araçtır 'siyaset.'
Haydar Baş Hoca'nın, "Biz siyaseti Allah için yapıyoruz" ifadesi bunun göstergesidir.
Milletimizin bunu idrak etmesi zaruridir.
İstiklal Mahkemeleri deyince akla ilk gelen konulardan biri de İskilipli Atıf efsanesidir.
Giresun İstiklal Mahkemesi'nde, yazmış olduğu 'Frenk Mukallitliği ve Şapka' adlı 32 sayfalık risalesi yüzünden yargılanmış ve beraat etmiştir.
Fakat Ankara İstiklal Mahkemesi'nde Babaeski Müftüsü Ali Rıza ile birlikte 'vatana ihanet' suçundan idama mahkûm edilmiştir.
İskilipli Atıf'a göre şapka takmak 'dinsizliktir, küfürdür.'
Atatürk'ün cevabı ise şöyle olmuştur;
"Buna caiz değil diyenler vardır. Onlara diyelim ki, çok bilgisizsiniz ve cahilsiniz, dünyadan habersizsiniz.
Ve onlara sormak isterim: Yunan başlığı olan fesi giymek caiz olur da, şapkayı giymek neden olmaz? Yine onlara ve bütün millete hatırlatmak isterim ki, Bizans papazlarının ve Yahudi hahamlarının özel kılığı olan cübbeyi ne vakit niçin ve nasıl giydiler?"
İskilipli Atıf, Teali İslam Cemiyeti'nin yönetim kurulu başkanıdır.
Yani gerçek din adamları canla başla kurtuluş için mücadele ederken, kendisi bu kutsal mücadelenin karşısında durmuştur.
Hatta bildirilerinde şu ifadeler bulunmaktadır:
"Anadolu'da Mustafa Kemal ve Kuvay-i Milliye maskaraları ortaya çıktı?"
"Millet, Mustafa Kemal gibi eşkıyaların vücudunu ortadan kaldırmak için küçük fedakârlığı göze alamıyor."
Ankara İstiklal Mahkemesinin deyimiyle; Atıf, sütten çıkmış ak kaşık değildir?
Prof. Dr. Haydar Baş hoca, İskilipli Atıf hakkında, "Ben olsam 10 defa diriltir 20 defa asardım" demiştir.
Yaşar Nuri Öztürk, Halk TV'de yaptıkları bir programda Haydar Baş Hoca'nın bu sözlerinden çok etkilendiklerini belirtmiş ve gerçek İslam şuurunun bu olduğu ifade etmişlerdir.
Peki, neden köşemizin başlığı 'siyaset mahkemesi?'
Atatürk için dün 'mahkeme' ne ise, bugün de Haydar Baş hoca için 'siyaset' odur. Dün Atatürk için 'İstiklal' ne ise, bugün de Haydar Baş hoca için 'Bağımsız Türkiye' odur.
Dün; vatana ihanet edenleri ve İslam kisvesi altında bâtılı satanları 'demokratik' bir yolla ortadan kaldırmak için Atatürk'ün kullandığı bir araçtır 'İstiklal Mahkemeleri.'
Bugün ise; gizliden gizleye fakat bir o kadar da açık biçimde vatana ihanet edenlere, İslam kisvesi altında bâtılı satanlara karşı Prof. Dr. Haydar Baş'ın kullandığı bir araçtır 'siyaset.'
Haydar Baş Hoca'nın, "Biz siyaseti Allah için yapıyoruz" ifadesi bunun göstergesidir.
Milletimizin bunu idrak etmesi zaruridir.
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018