"Siz olmasaydınız, biz mümin olurduk"

İki taraf… Geç kalmış itiraf. Tutuklanmış zincire vurulmuş halde zindana götürülürken bir biri ile laf dalaşı yapan, bir birini suçlayan mahkumların manzarası… "Böyle bir gün" mutlaka gelecek.
O gün geldikten sonra yapılacak itiraflar bir işe yaramayacak, beni şu saptırdı bu saptırdı türünden şikayetler de cezayı hafifletmeyecek. Vakit varken, "ahiretin tarlası olan dünya" hayatı devam ederken siz siz olun, iki taraftan hiç birinden olmayın, olmamaya çalışın. Yarın o hesap gününde, o fasıl gününde, o mahşer yerinde "olmasaydınız siz, mümin olurduk biz" dememek için burada çok ince hesaplar yapmak, kimin, kimlerin ardına takıldığımıza bir bakmak gerekiyor. İşte bir tablo:
 "Küfre sapanlar dedi ki: "Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız!" Ah, bir görsen o zalimleri Rableri huzurunda, tutuklanmış halde! Bir kısmı da bir kısmına söz atar durur. Basit görülüp horlananları, büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Siz olmasaydınız, vallahi biz inanacaktık!" (Sebe, 31).   
Ahirete yakinen inananlar için ürpertici bir tablo değil mi? İki taraf için de korkunç bir sonuç… Hem aldatan hem aldanan taraf "ateşte yanma" ortak paydasında birleşiyorlar.
 "Büyüklük taslayanları ise basit görülüp horlananlara şöyle derler: "Hidayet size geldikten sonra, sizi ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz günahkârlardınız!" (Sebe, 32).
 "Bu kez, basit görülüp horlananlar büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Hayır, öyle değil!" İşiniz gece gündüz düzenbazlıktı. Siz bize Allah'a nankörlük etmemizi, O'na eşler, ortaklar tutmamızı emrediyordunuz." Nihayet, azabı gördüklerinde, pişmanlığı içlerine gömerler. Biz ise inkârcıların boyunlarına bukağıları vurmuşuzdur. Yapıp ettiklerinden başka, neyin karşılığını görüyorlar ki!.." (Sebe, 33)
Bu sahnelerin yaşanacağı o dehşetli gün mutlaka vuku bulacak, öyleyse bu rahatlık neden, vakitleri çar-çur etmek neden, bir durum muhasebesi yapmamak neden?
Kimlerle beraberiz, kimlerin arkasındayız, arkasında olduklarımız kimlerin arkasında, girdiğimiz yol bizi nereye götürüyor, yol arkadaşlarımızın hassasiyetleri neler? Yarın ateşin içindeki kavga hiçbir tarafın işine yarmayacağına göre bu gün nefsimizle kavga edelim, imanımızı Kur'an ve Sünnet terazisinde tartalım, önümüzdeki ve yanımızdaki insanların halini, tavrını sorgulayalım ve istikametimizi düzeltelim.
Eğer ahirete inanıyorsak, önümüzde dehşetli günler var. Bir birimize ilgili ayetleri ve o dehşet günleri mutlaka hatırlatalım.