logo
29 MART 2024

Soykırım pişkinlikleri

15.10.2006 00:00:00
Herkese hak ettiği kadar değer vermek ve herkesin kendi anlayabildiği dilden konuşabilmek  mühim bir meziyet. Özellikle de uluslararası ilişkilerde vazgeçilmez bir gereklilik. Ermenileri soykırıma tabi tutmadığımızı, savaş zamanı bizi arkamızdan vurup, asıl katliam ve soykırımı yapanların kendileri olduğunu, dönemin kiliselerini silah deposu haline getirip Türkleri hem de akıl almaz işkencelerle öldürdüklerini tarihi kaynaklar net biçimde anlatıyor. Fakat iddia sahipleri ve yandaşları için haklılık asla önemli olmadığı için meseleyi tarihçilere havale etmek, arşivleri açmak vs. akıllıca yaklaşımlar değil. Meselenin diyalogla, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile halledilebileceğini savunmaksa ancak karşı tarafın bıyık altından gülmesine sebep olacak yaklaşımlardır. Çünkü kafalarına hem üzümü yemeyi hem de bağcıyı dövmeyi koymuşlar bir kere. Ermenilerle yetinmeyip Süryanilere ve Rumlara soykırım uyguladığımız iddiaları da artık gündeme taşındı. Hak ettikleri cevabı alana kadar da bu yalan ve iftiralarına devam edecekler.Bize işlemediğimiz bu suçu kabul ettirmeye çalışanların ise  sabıka dosyaları o kadar kabarık ki neresini tutsak elimizde kalıyor. Belki de kendileri bu konuda çok günahkar oldukları için bizim temiz geçmişimizi lekelemeye çalışıyorlar. Haçlı Savaşları sırasında Avrupalılar o kadar çok cinayet işlediler ki, yalnızca Kudüs'te öldürdükleri insanların kanlarının atlarının dizlerine kadar geldiğini kendileri yazıyor. Anadolu'da, Suriye ve Filistin topraklarında binlerce Müslüman'ı öldürdüler. Bu, soykırım sayılmıyor.İspanyollar, son Endülüs toprağı olan Gırnata'yı da ele geçirdikten kısa bir süre sonra İspanya'da bulunan birkaç milyon Müslümanı soykırıma tabi tutmakta hiçbir beis görmediler. Kurulan Engizisyon mahkemelerinde hristiyan olmakla ölmek arasında tercihe zorlanan Yahudiler ve Müslümanlar ya yakılarak ya da çeşitli işkencelerle öldürüldüler. Bu da soykırım sayılmıyor.İspanyollar, 1519'da bugünkü Meksika'yı keşfettiler. Hernando Cortes komutasında Meksika sahillerine çıktıklarında burada altın çağlarını yaşayan Aztekler vardı. İspanyollar, kendilerini şarkılar ve çiçeklerle karşılayan Azteklerin altın ve gümüşlerini, kendileriyle paylaşmalarıyla yetinmeyip büyük bir açgözlülükle topraklarını işgal ettiler, iki yılda 250 bin Aztek'i işkenceyle öldürdüler. Son Aztek imparatoru 2. Montezuma'yı da pek çok işkenceden geçirdikten sonra öldürerek Aztek Devletine son verdiler. Bu da soykırım sayılmıyor.Portekizliler, Fransisco Pizarro komutasında Latin Amerika'yı keşfettiklerinde burada İnkalar yaşamaktaydı. Pizarro, İnkaları öyle büyük bir canilik ve acımasızlıkla öldürüyordu ki yanındaki engizisyon papazları bile buna dayanamayarak baskı yapmaya ve onu daha az öldürmeye  ikna etmeye çalıştılar. Portekizli komutan bunun üzerine birkaç kardinalden bir fetva aldı. "Fethedilen bu topraklarda yaşayan canlılar (İnkalardan bahsediyor) her ne kadar insan görünümlü ve iki ayak üstünde yürüyorsalar da sonuç olarak engizisyon mahkemesi bunların farklı bir tür hayvan olduklarına, bundan dolayı da düşünme ve iman yetisinden yoksun bu hayvanların katlinin gerekliliğine karar vermiştir."Bu da soykırım sayılmıyor.Yeri gelmişken daha birkaç ay önce İsrail'de Lübnan'daki Müslümanları katlederken Tel Aviv'deki haham heyetinden buna benzer bir fetva almıştı. Lübnan'da, İsrail askerlerinin çocukları ve kadınları da öldürebileceğine, bundan da sevap kazanacaklarına dair bir fetva. İki fetva arasında beş asır gibi bir zamanın bulunduğunu göz önüne alınca hemen hemen hiçbir değişikliğin olmadığını görmek ne kadar ilginç. Ama tabi bunlar da kesinlikle soykırım sayılmıyor.19. y.y'da Kuzey Amerika'da yaşayan Komançi, Siyu, Apaçi ve diğer  Kızılderili kabilelerinin çoğu da Avrupa kökenli Amerikalılar tarafından yok edildi. Geriye kalan çok az sayıdaki Kızılderili ise "Rezervasyon" denen küçük bir alanda yaşamaya mahkum edildi. Bunlar da soykırım sayılmıyor tabi. Fransızların, Cezayir'i işgal edip bir buçuk milyon Cezayirliyi soykırıma tabi tutması da soykırımdan sayılmaz.Ruanda'da, 1994'te, Fransa'nın desteklediği Hutu yönetimi tarafından, çatışmalarda Tutsiler ve hükümet karşıtı tüm topluluklar katledildi. 100 günde bir milyon kişi katledildi. Çatışmalar başladığında BM barış gücü asker sayısını azalttı, ABD ve batılı devletler katliamı görmezden geldiler.Bosna-Hersek'te yaşananlar, Sırp katliamları ve bütün batının sessizce bunu seyretmesi ve el altından desteklemesi de soykırım sayılmıyor.Irak'ta ABD'nin işlediği cinayetler, kardeşi kardeşe vurdurmalar, Kürtleri donatıp Türkmenleri katlettirmeler, bu da soykırım sayılmaz.İsrail'in yıllardır Filistin'de yaptığı soykırım da soykırım sayılmaz.Peki bütün bunlar soykırım sayılmaz da hangisi soykırım sayılır? Cephede savaş devam ederken arkada kalan çoğu kadın ve çocuk olan sivilleri katledenleri ve bunlara yataklık edenleri savaş bitene kadar başka bir yere ikamet etmeleri için göndermek, taşınamayacak mallarını dönünce teslim etmek üzere kayıtla devletin emanetine bırakıp, gidenlerin can emniyetini sağlayacak tedbirleri alarak göndermek, hem de bunca dikkat ve titizliği savaş zamanı üstelik devletine ihanet edenlere göstermek  midir soykırım?Bütün tarihleri kendilerinden olmayanları aşağılamak ve yok etmekle geçmiş bu batılılara mı biz hala kendimizi anlatmaya çalışıyoruz? Temeli hırsızlık ve talanla atılmış, yüzbinlerce insanın kanı ve gözyaşıyla sulanarak bugüne gelmiş batı medeniyeti mi bizi anlayacak? Hiç uğraşmayalım, geçmişte de bugün de merhamet ve adaletten zerre kadar nasibi olmayan bu gayr-ı meşru medeniyet, bizim sevgi ve şefkatle örülü medeniyetimizi asla anlayamaz.. Doğasında olmayanı anlamasını beklemek de haksızlık olur. Şimdiye kadar batılının anladığı tek dil, Osmanlının elinin tersi olmuş da bu dili konuşabilecek adam lazım.
 
Hüma Gökçe / diğer yazıları
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.