Suni Gerilimlere Aldanmayalım, Şimdi Birlik Zamanı

Ülkemizin bir takım senaryolarla suni gerilimlere sürüklendiği bu günlerde devlet ve millet olarak oldukça dikkatli olmalıyız.Yıllarca ülkemiz üzerinde oynanan devletle milleti, askerle sivili karşı karşıya getirme senaryoları bir anda yeniden sahneye konuldu.Peki, bu oyunların arkasında kimler var, kim ya da kimler bu kaos ortamlarından çıkar sağlıyor, besleniyor?Kim ne derse desin, birlik ve beraberlik milletimizin yararınadır, bu sebeple bu birlikteliği ülkemiz üzerinde kirli hesapları olan dış güçler ve yerli taşeronları asla istemezler.Kaos ortamı, sisli hava, suni gerilimler bu ülkeyi, bu milleti bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektedir.Peki, niye bu gerilimler dün rutin halde devam ederken bugün bir anda tırmanıverdi? Yaklaşan seçimlerin ve bu seçimlerde milletimizin eğilimlerinin bunda ciddi bir etkisi var.Yıllardan beri siyasilerimizin, IMF, AB ve ABD politikalarıyla yol geçen hanına çevirdiği ülkemiz, maalesef son 4,5 yıldır egemenliğimizin devrinin bile konuşulduğu dip bir noktaya getirildi. Tarım bitirildi, köylü ağlıyor, gelir dağılımındaki dengesizlik had safhaya çıktı, birileri dolar milyarderi olurken, vatandaşın çoğunluğu aç ve sefil vaziyette, ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor, topraklarımız, madenlerimiz, kamu şirketlerimiz yabancılara satılıyor, borcumuz süreklikatlanıyor, vatandaşın sırtındaki vergi yükü sürekli arttırılıyor, işsiz güçsüz gençlerimiz misyonerlerin, terörün kucağına itiliyor, iç ve dış politikada tam bir acziyet sergileniyor?Daha yüzlerce madde sayılabilir. İşte bu olumsuz tabloyu gören milletimiz "artık bu taşeron politikalara yeter" dedi, milli ve ulusal politikalara doğru meyletti, milli çözüm sunanlara yöneldi.Hatırlarsanız, son zamanlarda taşeron basının sanki büyük bir felaketmiş gibi milliyetçilik, ulusalcılık yükseliyor haberleri yapmasının, ardından da bir takım senaryolarla milliyetçilerin ve ulusalcıların hedef gösterilmesinin sebebi de buydu. Ülkemiz üzerinde hesabı olan birileri milletin bu eğilimden rahatsız olmuştu.Çünkü millet, sahip olduğu milli değerleri tekrar fark eder ve de onun etrafında kenetleşirse, bu Türkiye'nin işgalinin sonu olacaktı, yıllardan beri Türkiye üzerinde oynanan oyunlar bozulacaktı, emekler(!) boşa gidecekti.Çanakkale ruhunun yeniden canlanması birilerinin işine gelmiyordu.Oluşan bu milli uyanışın ve birliğin dağılması için işte bu son senaryolar devreye konuldu.Suni ayrımlarla millet kamplara bölünmek istendi. Halbuki, 72 milyon insanımızın her bir ferdi, az-çok milliyetçiydi, az-çok ulusalcıydı, az-çok dindardı.Yani milletimizin ayrısı gayrısı yoktu ve olamazdı.Basının da şişirmesiyle arada uçurumlar var izlenimi verilmeye çalışıldı. Dün varolan ve bu sebeple binlerce gencimize malolan sağ-sol çatışması, bugün farklı bir şekilde tezahür ettirilmek istendi.IMF'nin, AB'nin ve ABD'nin bir dediğini iki etmeyen, ülkemizin ve milletimizin değerlerini yabancılara peşkeş çekenler mağdur duruma itilerek yeniden milletin onlara sahip çıkması istendi. 4,5 yıl boyunca millete verdikleri sözü değil de kendilerini iktidara taşıyan dış güçlerin taşeronluğunu yapanlar milletin gözünde masum hale getirilmek istendi.Halbuki, milletin değerlerini siyaset malzemesi yaparak iktidara gelip de, iktidarı döneminde bu konularda bir adım dahi atmayan bu siyaset anlayışına Cumhuriyet tarihinde rastlanmamıştır.Zaten bu haliyle seçime gidilseydi, millet sandıkta gereken cevabı verecekti. Çünkü asıl mağdur milletti. Millete ait topraklar, madenler yabancılara peşkeş çekilmişti, milletin cebinde metelik kalmamıştı, milletin değerleri hiçe sayılmıştı ve milletin birlik ve beraberliği hedef alınmıştı.İşte birileri, ülkemizin elimizden gitmesini arzu edenler bu gidişata bir dur demek için bu son gerilimleri devreye koydular. Ama bu sefer bu oyunlar tutmayacaktır.Milletimiz artık birlik ve beraberlik yanlısıdır, kavgalardan kaoslardan bıkmıştır, çözüm arıyor, aradığı huzura kavuşmak istiyor.Kim bu gerilimleri tırmandırıyorsa, bir taraf olarak milleti kamplara bölmeye çalışıyorsa onu parantez içine alıyor, parantezi de soru işaretleri ve ünlem işaretleriyle süslüyor.Milli çözüm sunanları, birlik ve beraberlik vurgusu yapanları da baş tacı ediyor.Bu sebeple milletimiz, "Bu sefer Haydar Baş, bu sefer Bağımsız Türkiye Partisi (BTP)" diyor. Çünkü, devlet-millet, sivil asker kaynaşmasını sağlayarak ülkeyi birliğe götürecek tek yol BTP'dir.Çünkü seçime doğru gittiğimiz şu süreçte, ülkemizin en ücra köşelerinden en merkezi yerlerine kadar her yerde BTP'nin projeleri konuşulmaktadır ve gerçekten de bu projeler rağbet görmektedir.Çünkü milletimizin ihtiyaçlarını göz önüne alarak, milleti mağduriyetten kurtaracak, dünyanın kabul ettiği bir ekonomi modeli ortaya koyan tek parti BTP'dir.Çünkü Sayın Baş'ın Milli Ekonomi Modeli hakkında 3 adet uluslar arası kongre yapılmış ve özellikle de son Avrupa kongresi milletimiz tarafından ilgiyle takip edilmiş ve bu milletimizi BTP saflarına yöneltmiştir.