Günün ilk ışıkları ile birlikte köyün sığır sürüsünü önüne katıp yolladığınız çobana güvendiğiniz için dönüp diğer işlerinizle meşgul oldunuz.Güneş yükseldi, zeval vaktini buldu, güneş inişe geçti, eşyayı ikindi gölgesi bastı derken, güneşin ufuktan veda zamanı gelmişti ki ufukta köyün çobanı belirdi. Siz yürekleriniz ağzınızda, sürünün dönüş saati hayli geçtiği için tedirgin bekleyişinizi sürdürürken ve tam o saatte önce sürü sonra çoban gelmesi gerekirken, elinde değneği, sırtında heybesi ve ardında köpeği ile köyün çobanı çıkageldi.Meraklı bakışlarla, adeta nefesler tutulmuş ağzından çıkacak ilk kelimeyi beklediğiniz çoban, ulusa sesleniş olmasa bile köylüye sesleniş için boğazını temizleme, yutkunma faaliyetlerini sürdürürken sabrı tükenmiş olan Ayşe teyze ilk sorusunu yöneltiyor çobana:- Evladım, yavrum! Bizim alaca dana gelmedi, ne oldu, bir haber var mı?Çobanın uzun uzun yutkunmasından belli ki, çok önemli şeyler söyleyecek, köylüye mutlaka diyecekleri var ama bir türlü başlayamıyor ve köyün muhtarı patlıyor: - Be anacığım! Sürü kayıp, sen alaca danadan haber sorarsın. Teröristler, lütfetmiş, köylüye çobanlarını bağışlamışlar. Bu meşhur değimin alt yapısını, arka planını özellikle gençlere anlatabilmek için sözü biraz uzun eyledik.Bu ufacık hikâyemizi ülke geneline uyarlayacak olursak; millet ticaretini, üretimini, tüketimini, kültürünü sanatını, dinini, diyanetini, eğitimini, ahlakını, örfünü, geleneğini, töresini, kısaca bütün yönetimini emanet ettiği mevcut iktidar, elinde değneği ile köylünün karşısına dikilen çobanın görüntüsünü veriyor.Ayşe teyzenin yaptığı gibi ara sıra alaca danayı sorup, ortamı yumuşatanların ve iktidara zaman kazandıranların dışında yaprak kıpırdamıyor.Binlerce yıllık birikimin sonucu oluşan izzetiz vakarımız, şahsiyetimiz ne oldu? Üç buçuk milyonluk İsrail'in Ankara büyükelçisi tekmeledi.Borcunu, çekini, senedini, ödeyemediği için intiharların ardı ardına yaşandığı, kepeklerin kapandığı, içsizler ordusunun hızla artığı, hırsızların gaspçıların, mağdurlardan daha fazla bağırdığı ve daha dik yürüdüğü bir ortamdan haberdar mısınız? İşin güvenlik kısmını AB uyum yasalarına ekonomik tarafını da IMF'ye havale etmiştik. Dört bir yandan kuşatılmışlığın yaşandığı, her gün çemberin biraz daha daraldığı, kayıpların ve ayıpların çığ gibi büyüdüğü bu günlerde hala alaca danasını bekleyenler var.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025