Müslümana yardımın sırrı
Seyyid Abdurrahman Arvasi, ihsan sahibi birisiydi. Mal ve canını Allahu Teala'nın dinini yaymak için sarf etti. Uzak yerlerde Allah yolunda, O'nun dinini yaymak için savaşanların yardımına koşardı. Hanımı şöyle anlattı:
- "Efendim arada sırada silahlarını kuşanır, evden çıkar, sabahtan önce yine eve gelirdi. Geldiğinde üstünde-başında kan lekeleri olurdu. Elbiselerini yıkar sesimi çıkarmazdım. Yine elbiseleri kan içinde geldiği bir gün kendisine; 'Efendi! Sık sık gidip, sabaha bu vaziyette geliyorsun. Nereye gidiyorsun ve elbisen niçin kan içinde dönüyorsun?' diye sordum. O da; 'Hanım! Sağlığımda iken kimseye söylemezsen, bu sırrı sana söylerim' dedi. Ben de 'Söylemem' dedim. Bunun üzerine; 'Biz vazifemiz icabı zaman zaman dünyanın neresinde Müslümanlarla kafirlerin harbi varsa oraya gideriz. Müslümanlara yardım eder, küffar ile harbederiz. Ayrıca darda kalmış Müslümanların da yardımına yetişiriz' buyurdu. Ben bu sırrı o vefat edinceye kadar kimseye söylemedim, sakladım."
ŞİRKE DÜŞÜREN NEFS
Beyazid-i Bestami Hazretlerinin şöyle dediği rivayet edilir: - "Bir kere Mekke'de bulunuyordum. Sadece Kabe'yi görmüştüm. Tatmin olmadım. İkinci defa gittiğimde hem evi, hem de sahibini gördüm. Henüz Tevhid'in hakikatine ulaşamadığımı hissettim. Üçüncü kere gidişimde evin sahibini gördüm. O sırada sırrıma ve ruhuma şöyle seslenildi: 'Ey Beyazıd! Nefsini görmediğin müddetçe bütün kainatı görsen bile müşrik olmazsın; fakat kainatı hiç görmesen de nefsini görsen şirke düşersin.' İşte o anda varlığımı görmekten de tevbe ettim."
Seyyid Abdurrahman Arvasi, ihsan sahibi birisiydi. Mal ve canını Allahu Teala'nın dinini yaymak için sarf etti. Uzak yerlerde Allah yolunda, O'nun dinini yaymak için savaşanların yardımına koşardı. Hanımı şöyle anlattı:
- "Efendim arada sırada silahlarını kuşanır, evden çıkar, sabahtan önce yine eve gelirdi. Geldiğinde üstünde-başında kan lekeleri olurdu. Elbiselerini yıkar sesimi çıkarmazdım. Yine elbiseleri kan içinde geldiği bir gün kendisine; 'Efendi! Sık sık gidip, sabaha bu vaziyette geliyorsun. Nereye gidiyorsun ve elbisen niçin kan içinde dönüyorsun?' diye sordum. O da; 'Hanım! Sağlığımda iken kimseye söylemezsen, bu sırrı sana söylerim' dedi. Ben de 'Söylemem' dedim. Bunun üzerine; 'Biz vazifemiz icabı zaman zaman dünyanın neresinde Müslümanlarla kafirlerin harbi varsa oraya gideriz. Müslümanlara yardım eder, küffar ile harbederiz. Ayrıca darda kalmış Müslümanların da yardımına yetişiriz' buyurdu. Ben bu sırrı o vefat edinceye kadar kimseye söylemedim, sakladım."
ŞİRKE DÜŞÜREN NEFS
Beyazid-i Bestami Hazretlerinin şöyle dediği rivayet edilir: - "Bir kere Mekke'de bulunuyordum. Sadece Kabe'yi görmüştüm. Tatmin olmadım. İkinci defa gittiğimde hem evi, hem de sahibini gördüm. Henüz Tevhid'in hakikatine ulaşamadığımı hissettim. Üçüncü kere gidişimde evin sahibini gördüm. O sırada sırrıma ve ruhuma şöyle seslenildi: 'Ey Beyazıd! Nefsini görmediğin müddetçe bütün kainatı görsen bile müşrik olmazsın; fakat kainatı hiç görmesen de nefsini görsen şirke düşersin.' İşte o anda varlığımı görmekten de tevbe ettim."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.