Tarımsal ürünler ithalatında en büyük payı yağlı tohumlar ve bitkisel ham yağlara aktarmaktayız. İhtiyaç duyulan ayçiçeği üretimi 3 milyon ton olmasına rağmen, Türkiye bunun ancak üçte birini, yaklaşık 1 milyon ton ayçiçeğini üretiyor. Üretim yetersiz yapıldığı için tohum veya ham yağ olarak ihtiyacın büyük bölümünü yıllardır ithal ediyoruz.
Bu kapsamda TÜİK verilerine göre, 2018 yılının Ocak-Ekim döneminde 3,1 milyon ton yağlı tohum ithalatına 1,3 milyar dolar, 1 milyon ton bitkisel yağ ithalatına da 801 milyon dolar ödemişiz.
Resmi Gazete'nin 26 Aralık 2018 tarih ve 30637 sayılı nüshasında yayımlanan 497 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 30 Haziran 2019 tarihine kadar ithal edilecek 300 bin ton yağlık ayçiçeği için gümrük vergisi de sıfırlanmış durumda.
Ülkemizde sıvı yağ tüketiminde ayçiçeği yağı en önemli yeri tutmaktadır. Yıllık tüketimimiz toplamda 950 bin ton civarında olup bunun yaklaşık %55'lik bölümünü yerli ayçiçeği tohumu üretimimizle, kalan %45'lik bölümünü ise yağlık ayçiçeği ve ham yağ ithalatı ile karşılıyoruz.
Üretmekten ziyade sadece iç piyasa fiyatlarını baskı altına alma amacını taşıyan ve üç–beş ithalatçıyı mesut eden bu ithalatçı hamleler elbette amacına ulaşıyor.
Üretmek için politika geliştirmek yerine ithalat kolaycılığına kaçan hükümetimiz elbette yaptığı yanlışın farkında. Başta Bakan olmak üzere, Tarım Bakanlığı yetkililerinin karar vermede yetkin olduklarını söylemek elbette zor. Sık sık ismi ve kendisi sürekli değiştirilen bir bakanlıktan neler beklenebilir ki? Yıllardan beri gizli bir el, siz ona ithalat lobisi deyin tarımı kendi istek ve arzularına göre dizayn ediyorlar.
Ayçiçeği ve türevleri ülkede üretilse hem çiftçi hem de sektör kazanır. Küspe ve diğer yan ürünlerin ithalatına da ciddi paralar ödediğimiz göz önüne alınırsa; sektör de kazanmış olur. İthalat yerine üretime yönelik olarak tarıma aktaracağımız kaynak, destek ve yatırımlar çok daha büyük bir kazanç olarak geri dönecek, kazanan ülkemiz olacaktır.
Ayçiçeği ve ham yağ ithal ettiğimiz ülkelerin başında Rusya, Ukrayna, Moldova, Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan var. Soralım sevgili okurlar, tarım ürünleri ihraç ettiğimiz bu ülkelerden neyimiz eksik? Toprağımız, havamız, suyumuz, iklimimiz, çiftçimiz mi? Bilgimiz mi, aklımız mı yetersiz?
Her şeyimiz ama her şeyimiz var ama sevgili okurlar, sadece ülke çıkarlarına uygun bir milli tarım politikamız yok! Onu da dört dörtlük vazeden ve kitabını, 'Milli Ekonomi Modeli'ni yazan var. Son çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş hocamız var.
Var ama dinlemeyen, akletmeyen, seçmeyen ve seçemeyen, efsunlanmış bir milletimiz var. Allah akıl, fikir versin, ne diyelim…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025