Ömer NECATİ
Ziyaeddin Abdurrahman Halis'in (ks) Türkçe şiirleri
Şükr lillah mahrem olduk mahzen-i esrardan
Ruşen oldu dide-yi giryanımız didardan
Yoku görmez çeşmimiz sevda-yı aşk-ı yardan
Hab görmez çeşmimiz endişe-i ağyardan
Basbanız genc-i esrar-ı muhabbet bekleriz
Kays idüp sahraya saldı gayret-i aşkın bizi
Mest-i seyda eylemiştir şiddet-i şevkin bizi
Dur idüp zevk-i cihandan lezzet-i zevkin bizi
Suret-i dıvar ediptir hayret-i aşkın bizi
Gayr seyr-i bağ eder biz künc-i mihnet bekleriz
Aşıkız envar-ı hüsnün mazhar-ı dilde görüp
Mesken-i me'lüfumuzdan hüsnünü seyre gelüp
Taliban-ı genc-i aşkız cevher-i candan geçüp
Karvan-ı rah-ı tecridiz hatar havfın çeküp
Kah mecnun kah biz devr ile nevbet bekleriz
Sanma zahid bi eserdir dide-i giryanımız
Aşktan hali değildir sine-i püryanımız
Ateş-i aşk ile yanmış hatır-ı nalanımız
Sanmanız kim giceler bi-hudedir efganımız
Mülk-i aşk içre hisar-ı istikamet bekleriz
Berk-ı hüsnünden nigara şu'le dünyayı tutup
Şöhret-i avaz-ı aşkın kuh-i sahrayı tutup
Halis-i şeyda tarik-ı aşkta kanlar içup
Yattılar ferhad ü Mecnun mest-i cam-ı aşk olup
Ey Fuzuli biz olar yattıkça nevbet bekleriz
Açıklama:
Hayli müddettir pişmanlık ahının gamını bekleriz
Aşk hanedanında selamet köşesini bekleriz
Ayrılık gecesine düşüp, kıyamet sabahını bekleriz
Nice yıllardır, ayıplanma yerinin başında bekleriz
İrfan ülkesinin padişahının ordusuyuz, ülkeyi bekleriz
Ey gönül! Aşk denizinde dalgalardan sakınma
Aşkta, başından geçmeyen hiç kimse zafer bulmaz
Dergahta, güzelliğinin sevdası için kemer bağlarız
Gece gündüz, dergahın kapısının toprağında otururuz
Değerimizin artması için padişah sarayının kapısında bekleriz
Acı çeken gönlümüz, geceleri, gam yüzünden rahat bulmaz
Yaş akıtan gözlerimiz, gam sahrasında kan döker
Mahbubumuz, sevgilinin aşkının zevkinden başka bir şey değildir
Akbaba gibi dünya leşini istemeyiz
Bir bölük anka kuşuyuz, kanaat kafını bekleriz
Allah'a (cc) şükrolsun. Sırlar hazinesine mahrem olduk
Ağlayan gözlerimiz ,dost yüzünü görmekten dolayı aydınlandı
Sevgilinin aşkının arzusundan, gözümüz fani olan hiçbirşeyi görmez
Düşmanlarımızı düşünmekten gözümüze uyku girmez
Aşk sırlarının gizlendiği hazinenin bekçisiyiz, hazineyi bekleriz
Senin aşkının gayreti, bizi, 'Kays' gibi aşık edip sahraya saldı
Senin şevkinin şiddeti, bizi kendimizden geçirip çılgın bir aşık yaptı
Senin zevkinin lezzeti, bizi dünyanın lezzetinden uzaklaştırdı
Senin aşkının hayreti ile donakalıp duvardaki resimlere döndük
Başkaları, bağ içinde gezip dolaşır, biz sıkıntı köşesinde bekleriz
Güzelliğinin nurlarını, kalbimizdeki tecelligahında görüp aşık olduk
Ünsiyet evimiz olan gönlümüzde güzelliğini seyredip aşık olduk
Can cevherinden geçerek, aşk hazinesinin talep edicileri olduk
Dünya alakalarından soyunma yolunun kervanıyız
Yol tehlikesi korkusundan bazen mecnun bazan ben nöbetleşerek kervanı bekleriz
Ey zahid! Sanmaki ağlayan gözlerimiz, bir şeye delalet etmez
Yanan sinemiz aşktan boş değildir
İnleyen gönlümüz aşk ateşi ile yanmıştır
Sanmayın ki, geceler boyunca olan haykırışımız boşunadır
Biz aşk ülkesindeki doğruluk kalesini bekleriz, çıkardığımız ses bu yüzdendir.
Ey sevgili! Güzelliğinin şimşeğinin aydınlığı dünyayı tuttu
Aşkının sadasının ünü, yerleri gökleri tuttu
Tutkun aşık 'Halis', aşk yolunda kanlar içiyor
'Ferhad'la 'Mecnun', aşk kadehinden sarhoş olup yattılar
Ey Fuzuli! Onlar yattıkça aşk sohbetinin toplantısını biz bekleriz.
Ziyaeddin Abdurrahman Halis'in (ks) Türkçe şiirleri
Şükr lillah mahrem olduk mahzen-i esrardan
Ruşen oldu dide-yi giryanımız didardan
Yoku görmez çeşmimiz sevda-yı aşk-ı yardan
Hab görmez çeşmimiz endişe-i ağyardan
Basbanız genc-i esrar-ı muhabbet bekleriz
Kays idüp sahraya saldı gayret-i aşkın bizi
Mest-i seyda eylemiştir şiddet-i şevkin bizi
Dur idüp zevk-i cihandan lezzet-i zevkin bizi
Suret-i dıvar ediptir hayret-i aşkın bizi
Gayr seyr-i bağ eder biz künc-i mihnet bekleriz
Aşıkız envar-ı hüsnün mazhar-ı dilde görüp
Mesken-i me'lüfumuzdan hüsnünü seyre gelüp
Taliban-ı genc-i aşkız cevher-i candan geçüp
Karvan-ı rah-ı tecridiz hatar havfın çeküp
Kah mecnun kah biz devr ile nevbet bekleriz
Sanma zahid bi eserdir dide-i giryanımız
Aşktan hali değildir sine-i püryanımız
Ateş-i aşk ile yanmış hatır-ı nalanımız
Sanmanız kim giceler bi-hudedir efganımız
Mülk-i aşk içre hisar-ı istikamet bekleriz
Berk-ı hüsnünden nigara şu'le dünyayı tutup
Şöhret-i avaz-ı aşkın kuh-i sahrayı tutup
Halis-i şeyda tarik-ı aşkta kanlar içup
Yattılar ferhad ü Mecnun mest-i cam-ı aşk olup
Ey Fuzuli biz olar yattıkça nevbet bekleriz
Açıklama:
Hayli müddettir pişmanlık ahının gamını bekleriz
Aşk hanedanında selamet köşesini bekleriz
Ayrılık gecesine düşüp, kıyamet sabahını bekleriz
Nice yıllardır, ayıplanma yerinin başında bekleriz
İrfan ülkesinin padişahının ordusuyuz, ülkeyi bekleriz
Ey gönül! Aşk denizinde dalgalardan sakınma
Aşkta, başından geçmeyen hiç kimse zafer bulmaz
Dergahta, güzelliğinin sevdası için kemer bağlarız
Gece gündüz, dergahın kapısının toprağında otururuz
Değerimizin artması için padişah sarayının kapısında bekleriz
Acı çeken gönlümüz, geceleri, gam yüzünden rahat bulmaz
Yaş akıtan gözlerimiz, gam sahrasında kan döker
Mahbubumuz, sevgilinin aşkının zevkinden başka bir şey değildir
Akbaba gibi dünya leşini istemeyiz
Bir bölük anka kuşuyuz, kanaat kafını bekleriz
Allah'a (cc) şükrolsun. Sırlar hazinesine mahrem olduk
Ağlayan gözlerimiz ,dost yüzünü görmekten dolayı aydınlandı
Sevgilinin aşkının arzusundan, gözümüz fani olan hiçbirşeyi görmez
Düşmanlarımızı düşünmekten gözümüze uyku girmez
Aşk sırlarının gizlendiği hazinenin bekçisiyiz, hazineyi bekleriz
Senin aşkının gayreti, bizi, 'Kays' gibi aşık edip sahraya saldı
Senin şevkinin şiddeti, bizi kendimizden geçirip çılgın bir aşık yaptı
Senin zevkinin lezzeti, bizi dünyanın lezzetinden uzaklaştırdı
Senin aşkının hayreti ile donakalıp duvardaki resimlere döndük
Başkaları, bağ içinde gezip dolaşır, biz sıkıntı köşesinde bekleriz
Güzelliğinin nurlarını, kalbimizdeki tecelligahında görüp aşık olduk
Ünsiyet evimiz olan gönlümüzde güzelliğini seyredip aşık olduk
Can cevherinden geçerek, aşk hazinesinin talep edicileri olduk
Dünya alakalarından soyunma yolunun kervanıyız
Yol tehlikesi korkusundan bazen mecnun bazan ben nöbetleşerek kervanı bekleriz
Ey zahid! Sanmaki ağlayan gözlerimiz, bir şeye delalet etmez
Yanan sinemiz aşktan boş değildir
İnleyen gönlümüz aşk ateşi ile yanmıştır
Sanmayın ki, geceler boyunca olan haykırışımız boşunadır
Biz aşk ülkesindeki doğruluk kalesini bekleriz, çıkardığımız ses bu yüzdendir.
Ey sevgili! Güzelliğinin şimşeğinin aydınlığı dünyayı tuttu
Aşkının sadasının ünü, yerleri gökleri tuttu
Tutkun aşık 'Halis', aşk yolunda kanlar içiyor
'Ferhad'la 'Mecnun', aşk kadehinden sarhoş olup yattılar
Ey Fuzuli! Onlar yattıkça aşk sohbetinin toplantısını biz bekleriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.