Kore-Japonya'daki Dünya şampiyonasında üçüncülüğü elde ederken bu başarının mimarı Şenol Güneş'i göremedim, gösteremedim.
Bir birikimin, birleşimin ve gelişim sürecinin ürünüydü o başarı. Beğendiğimiz sonucun tek mimarı Şenol Güneş değildi. Türkiye'de, eldeki belli evrimi geçirmiş kadro ile o sonuca ulaşabilecek başka teknik direktörler de vardı.
Şimdi hep beraber kendimize soralım; Türkiye'de şu son Konfederasyon Kupası'nda böyle bir kadro devrimi arayışı yaparak, kendi kariyerini, hatta daha anlatıcı olmak gerekirse, fiyakası üzerinde sorgulama açtırmaya peşin peşin rıza gösterecek kaç teknik direktör var? diye.
Doğru söylemek gerekirse hemen aklıma gelen yok. İllaki bir isim söylemem gerekirse de Şenol Güneş'ten sonra gelir sanırım.
O nun da, her türlü riski göze alması münkün değil. Çünkü böyle bir turnuvaya ideal kadroyu davet eder, yanına da bir iki adı sanı duyulmayan futbolcuyu çağırırdı.
Kuşkusuz bu, bir şuçlamayı gerektirmeyen tercih olurdu ama, suçlamasak da onları doğru bulmazdık. Şenol Güneş'in kafasında rahatça yakaladığı, yaptığı işteki yeterliliği hala tartışmalara konu edilirken, sahada da yakalamanın yolunu cesurca seçti. Başarılı olamasa idi herhalde darağacına ipi hazırlanırdı. Bu cesareti, inancı uğuruna kelleyi ortaya koymaktı.
Nasıl daha önce görev yapan meslektaşlarının, bugünkü başarılı takımı üretimlerinde payları varsa, yarınların takımının üreteceklerinde de Şenol Güneş'in yatırımlarının, yaklaşımlarının, kültürünün, öngörü zenginliği ve cesaretinin payı olacak.
Diliyorum ki, bu durum Şenol Güneş'e özgüven ile bir daha, ondan çok kendilerini öne çıkarmak için eleştiri yapanların tuzaklarına kapılmasın. Şu artık bir gerçek: Türkiye yeni bir ulusal kadro kazandı ise, yeni bir teknik diraktör de kazandı. Onu yaşatmak öncelikli olarak kendisinin elinde.
Bir birikimin, birleşimin ve gelişim sürecinin ürünüydü o başarı. Beğendiğimiz sonucun tek mimarı Şenol Güneş değildi. Türkiye'de, eldeki belli evrimi geçirmiş kadro ile o sonuca ulaşabilecek başka teknik direktörler de vardı.
Şimdi hep beraber kendimize soralım; Türkiye'de şu son Konfederasyon Kupası'nda böyle bir kadro devrimi arayışı yaparak, kendi kariyerini, hatta daha anlatıcı olmak gerekirse, fiyakası üzerinde sorgulama açtırmaya peşin peşin rıza gösterecek kaç teknik direktör var? diye.
Doğru söylemek gerekirse hemen aklıma gelen yok. İllaki bir isim söylemem gerekirse de Şenol Güneş'ten sonra gelir sanırım.
O nun da, her türlü riski göze alması münkün değil. Çünkü böyle bir turnuvaya ideal kadroyu davet eder, yanına da bir iki adı sanı duyulmayan futbolcuyu çağırırdı.
Kuşkusuz bu, bir şuçlamayı gerektirmeyen tercih olurdu ama, suçlamasak da onları doğru bulmazdık. Şenol Güneş'in kafasında rahatça yakaladığı, yaptığı işteki yeterliliği hala tartışmalara konu edilirken, sahada da yakalamanın yolunu cesurca seçti. Başarılı olamasa idi herhalde darağacına ipi hazırlanırdı. Bu cesareti, inancı uğuruna kelleyi ortaya koymaktı.
Nasıl daha önce görev yapan meslektaşlarının, bugünkü başarılı takımı üretimlerinde payları varsa, yarınların takımının üreteceklerinde de Şenol Güneş'in yatırımlarının, yaklaşımlarının, kültürünün, öngörü zenginliği ve cesaretinin payı olacak.
Diliyorum ki, bu durum Şenol Güneş'e özgüven ile bir daha, ondan çok kendilerini öne çıkarmak için eleştiri yapanların tuzaklarına kapılmasın. Şu artık bir gerçek: Türkiye yeni bir ulusal kadro kazandı ise, yeni bir teknik diraktör de kazandı. Onu yaşatmak öncelikli olarak kendisinin elinde.
Murat Kandazoğlu / diğer yazıları
- Trabzonspor zor kazandı / 23.03.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004