logo
10 TEMMUZ 2025

Tehlike Türkiye’nin kapısını çok sık çalmaya başladı

23.07.2012 00:00:00
Tehlikeyi görmek için önce bakmak, anlamak, neden ve niçinleri sorgulamak artı ehil adamlarla istişare gerekir. Bakmadan, gördüğünü iddia edip, adımını atarsan kendini bir fosseptik çukurunda bulursun. Sonra ne eline, ne yüzüne bakabilirsin. Çünkü her tarafın pistir, pislik içindedir ve kokuyordur.
“Kelin ilacı olsa başına sürer” diye bir atasözümüz vardı. Sağ olsun! AKP, bu sözümüzü de tarihe gömdü. Çünkü AKP iktidarı bakmıyor, görmüyor, gördüğünü anlamıyor. Kendi milletinin-devletinin derdine çare bulup, derman üretmesi gerekirken, vermişler eline “zalime karşı demokrasi” isimli bir çakma ilaç, sür komşularının başına deniyor. Haliyle bu çakma ilacı hem alan, hem tezgâhtarlığına soyunan kaybediyor. Üreten ise “peşin sattığı” için hep kârda!
Ülkemiz maalesef patlamaya hazır bir bomba haline getirildi. Sözde Esad’ın zulmünden kaçıp, ülkemize sığınan sığınmacılar bile, artık nereden kuvvet alıyorlarsa, benim devletime, benim polisime karşı direniş gösteriyor, eylem yapıyor, taşlıyor…
Son bir yıl içinde yaşadığımız doğal afetlerde kendi halkına sağlayamadığı olanakları, Suriye’den gelen bu sığınmacılara (!) sağlayan hükümet, bu tepkiye karşı polisi devreye sokuyor. Haklı olarak, sen taş atarsan, bende gaz bombası ile karşılık veririm, diyor. Ya kurşun sıksaydılar neyle karşılık verirdik?  
Diğer taraftan PKK’nın dağ kadrosu her gün eylem içinde. Bu terör örgütünün siyasi ve sokak uzantıları da boş durmuyor. Yasadışı eylemler, gösteriler, polisle çatışmalar sürüp gidiyor.
Yaptıkları açılımlarla “güzel günlerin” müjdesini verenler, sonraki süreçte “ne olursa olsun bu açılım tamamlanacak, muhatabımız şeytan bile olsa anlaşacağız” mantığını ortaya koyanlar, hayal kırıklığı içindeler demiyorum. Hala gaflet, delalet… İçindeler.
Bakın! Erdoğan’ın “kadim dostu” ABD’nin Dışişleri Bakanlığı, İnsan Hakları Raporu yayınladı. Raporda Türkiye’ye ilişkin bölümünde terörle mücadele konusunda şöyle denildi;
“…PKK dağ kadrosuna çocukları almaya devam ediyor ve örgütün yarısına yakınını 18 yaş altındaki çocuklar oluşturuyor. Rapora göre Türkiye’deki terörle mücadelede faaliyetleri sırasında geçen yıl güvenlik güçlerinden ölümler ve yaralanmalar iki kattan fazla arttı. Sivil ölüm ve yaralanmaların sayısı da 2010’a göre artış gösterdi… ”
Yani ABD bile açılımın hiçbir faydası olmadığı gibi verilen tavizler neticesinde PKK’nın artık hem dağda, hem şehirde eskisinden daha güçlü ve organize olduğunu ifade ediyor.
Suriye’de para ve değişik araçlarla devşirilmiş bir grup insan, Suriye devletine, ordusuna, halkına karşı bir isyan hareketi başlatmış. Bombalar patlatıyorlar. Askerle çatışmaya giriyorlar. Hatta bu terörist hareketlerini devletin en tepe noktasına kadar bile hissettirebiliyorlar. Devlet te haliyle varlığını korumak için gerekeni yapıyor.
Yok, hayır, olmaz öyle şey vs. diyorsanız PKK’yı haklı çıkarıyorsunuz, derim bende. Daha geçen hafta Diyarbakır’da, PKK’nın kravatlı temsilcileri ve şehir uzantıları izinsiz bir gösteri veya eyleme kalkıştılar.
PKK’nın bu kravatlı temsilcileri ne istiyorlardı? Hükümet bize (PKK’ya) 6 söz verdi. Sözünüzü tutun. Apo’ya özgürlük vs. Neticede bağımsız Kürdistan’a gidecek her yolun açık olması.
Bu eylemin sonucu ne oldu? Devlet görevini yaptı. Neydi o görev? Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı başlatılan her türlü hareketi önleme ve gereken müdahaleyi yapma göreviydi.
Bu müdahalede, kravatlı ve devletten iyi maaş alan eylemcilerden biri Türk devletine zavallı, Türk Milletine ise işgalci dedi.
“20 bin polisle, yüzlerce panzerle, TOMA’yla, copla gerçeği örtmeye çalıştınız. Ama yapamadınız. Çünkü zavallısınız… Artık başka bir dönemdeyiz. İşgalci zihniyet bize bu topraklarda hükmedemez. Bize köle muamelesi yapamaz…”
Şimdi 1 Mayıs 1977’yi, Maraş olaylarını, Madımak olayını, Başbağlar katliamını vs. bir hatırlayın. Allah korusun… Diyarbakır’da veya buna benzer birçok eylemlerde az önce bir kaçını saydığım yaşadığımız acı olaylar yaşansa, sonuç ne olur?
Daha açıkçası, bir gösteride, birileri bomba patlatsa, polis ve göstericilerden yüzlerce ölü, bir o kadar yaralı olsa veya yine aynı odaklar, kullandıkları PKK’lılara özellikle büyük şehirlerde, aynen Suriye’de olduğu gibi isyan hareketi, insan katliamı, AVM’lere, devlet kurumlarına bombalı saldırılar vs. yaptırmaya kalksalar ve kardeş olan iki halkı karşı karşıya getirseler sonuç ne olur?
Bu sonuca karşı devletin, askerin, polisin tavrı nasıl olur? En önemlisi bu sonuçların yaşanmasına zemin hazırlayanların sonu ne olur?
Son olarak derim ki; Hepimizin bildiği ama ısrarla “karanlık odaklar” olarak adlandırdığı, o kapitalist haçlı zihniyet, isterse bir anda Türkiye’yi Suriye yapar. Neden mi yapmıyor? Çünkü planları var ve henüz Türkiye’ye sıra gelmedi. Sen, ben sahip çıktıkça bu ülkeye asla o sıra gelmeyecek… 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Akın Aydın / diğer yazıları
'Sandıktan korkuyorlar'
Özel Sancaktepe'de konuştu
Suriye'de kirli ittifak
Şara, Abdi ve ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile bir araya geldi
'PKK/YPG değerli bir ortak'
'Soğanın kabuklarını soyar gibi yavaş yavaş..'
Fahrettin Altun'un yerine Burhanettin Duran atandı
İletişim Başkanlığı'nda değişim
Uzungöl: Karadeniz’in kalbinde bir doğa masalı
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması
Özgür Özel'e cevap verdi
Trump çıldırdı
Moskova ve Pekin'i bombalama tehdidi
Dünyada 18. sıradayız
İşte Türkiye'nin nüfus gerçekleri
10 kişi daha gözaltına alındı
İBB'ye yeni operasyon
Erişime engellenen ilk yapay zekâ aracı
Grok hakkında soruşturma
'Ne anayasası yani'
'Muhaliflere düşman hukuku uygulanırken..'
Tartışmalı kanun yürürlükte
İşte İklim Kanunun tüm detayları
Dünya Gıda Programı'ndan (WFP) uyarı
"Gazze'deki durum en kötü seviyede"
Bin Selman ve Erakçi görüştü
İkili ilişkiler ele alındı
Bazı bakanlık ve kurumlara 2 bin 659 kadro ihdas edildi
Resmi Gazete'de yayımlandı
'Sandıktan korkuyorlar'
Özel Sancaktepe'de konuştu
Suriye'de kirli ittifak
Şara, Abdi ve ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile bir araya geldi
'PKK/YPG değerli bir ortak'
'Soğanın kabuklarını soyar gibi yavaş yavaş..'
Fahrettin Altun'un yerine Burhanettin Duran atandı
İletişim Başkanlığı'nda değişim
Uzungöl: Karadeniz’in kalbinde bir doğa masalı
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması
Özgür Özel'e cevap verdi
Trump çıldırdı
Moskova ve Pekin'i bombalama tehdidi
Dünyada 18. sıradayız
İşte Türkiye'nin nüfus gerçekleri
10 kişi daha gözaltına alındı
İBB'ye yeni operasyon
Erişime engellenen ilk yapay zekâ aracı
Grok hakkında soruşturma
'Ne anayasası yani'
'Muhaliflere düşman hukuku uygulanırken..'
Tartışmalı kanun yürürlükte
İşte İklim Kanunun tüm detayları
Dünya Gıda Programı'ndan (WFP) uyarı
"Gazze'deki durum en kötü seviyede"
Bin Selman ve Erakçi görüştü
İkili ilişkiler ele alındı
Bazı bakanlık ve kurumlara 2 bin 659 kadro ihdas edildi
Resmi Gazete'de yayımlandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.