Türkiye'nin kalbine, başkentine düzenlenen bombalı saldırının adresi ve hedefi oldukça net.Seçilen mekan ve zamanlama ise oldukça anlamlı. Mekan; Türkiye'nin başkentinin en kalabalık caddesi olması hasebiyle anlam kazanırken, zamanlama da; hem Türkiye'nin PKK koordinatörü Edip Başer'in görevden alınmasının ertesi olması, hem de Büyükanıt paşaya suikast iddialarını güçlendiren, Büyükanıt paşayla birlikte 5 genelkurmay başkanı, 15 Savunma bakanının geçeceği güzergahta bombanın patlaması nedeniyle önem kazanıyor. Ve hepsinden önemlisi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sıfır noktasında ve Kuzey Irak'ta başlattığı "terörü kökünden imha" operasyonlarının en yoğun günlerine denk geldi bu patlama. Terörist örgütün canı belli ki fena yandı. Kara Kuvvetleri Komutanımız İlker Başbuğ paşanın dilinden dökülen "tek bir terörist kalmayıncaya kadar operasyonlar devam edecek" kararlılığı şer cephesini fena ürkütmüş ve korkutmuş olacak ki, terörist cephe elindeki ABD markalı birkaç yüz kilo A-4 patlayıcıyı kullanmaya başladı.Ulus'taki hain saldırıda hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarımızın belki de önemli bir bölümü Kürt vatandaşlarımızdı. O kalabalığın içinde o bombayı patlatan karanlık el, Türkiye'nin etle tırnak gibi birbirine geçmiş durumdaki Kürt-Türk kardeşliğini düşünecek değildi ya. Onun hedefi can yakmak, cana kıymak, insan katletmek!Bu yönüyle bu hain saldırı İstanbul'daki, İzmir'deki, Kocaeli'deki, Antep'teki, Nevşehir'deki vatandaşlarımızı nasıl derinden yaraladıysa; Diyarbakır'daki, Şırnak'taki, Siirt'teki, Batman'daki vatandaşlarımızı da aynı şekilde yaralamıştır. Terörün dini, ırkı, milleti, vatanı ve bölgesi olmaz. Terör şiddettir, caniliktir, katliamdır, acımasızlıktır.Türkiye olarak, terör belasından kurtulma kararlılık ve azmi, sadece TSK'da değil, başta siyasiler olmak üzere tüm idare ve yönetim sathına yayılmadıkça, bu beladan kurtulmamız mümkün değil. Büyükanıt paşanın da ifade ettiği üzere, "terörün arkasındaki güçlere" inmedikçe, o karanlık ve hain güçleri sorgulamadıkça, bataklığın yanıbaşında sinek kovalamaktan farkımız kalmaz. Ulus'ta ulusça canımızı yakan saldırıda kullanılan A-4 patlayıcıların terör örgütüne ABD tarafından verildiğini bilmeyen var mı?Aynı ABD'nin Barzani ve Talabani marifetiyle, bazen de direk olarak PKK'yı desteklediğini ve Türkiye'nin PKK'ya operasyon yapmasını engellediğini bilmeyen var mı?Peki terör örgütünün en rahat hareket ve propaganda merkezi ve aynı zamanda para menbaının Avrupa olmadığını bilmeyen var mı?Mademki "bilinmeyen" bir şey yok, o halde neden harekete geçilmiyor?Ulus'taki acı manzaranın tüm Türkiye'ye yayılmasını mı bekliyor siyasi irade!Neden harekete geçilmiyor, neden TSK'ya gerekli destek verilmiyor, neden sınırötesinde yuvalanan militanlara balyoz indirilmiyor, neden?Hükümete sormak lazım, 11 Eylül saldırılarını bahane ederek iki ülke işgal eden ABD, bu ülkeleri işgal ederken Türkiye'den izin aldı mı? Hayır!Peki AKP hükümeti neden hala terörle etkin mücadele için ABD'nin ağzına bakıyor?
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012