Tevekkül, tembellik değil

Mevlana, Mesnevisi'nde bunu çok tatlı bir misalle beyan buyurur. Padişahın, bir sebeptan dolayı vüzerasını imtihan etmesi gerekiyor. Sebep; vezirlerin bir veziri kıskanmaları. "Yahu bu adam herkesten daha sonra bizim sarayımıza girdi. Vüzeranın içerisinde nasıl olur da padişahımız onu çok daha sever" derler. Bunun üzerine padişah der ki: "O halde gelin her birinizi milletin huzurunda bir imtihana tabi tutayım da, doğru mu yapıyorum, yanlış mı görün." Halkın huzurunda vüzerayı toplar. Birinci vezirine, "Al bakalım şu mücevheri. Yere çak. At kır" der. "Aman efendim! Dünya kadar pahası olan bu mücevherleri ben nasıl yere çarparım?" "Aferin! Geç bakalım" der padişah. İkinciye de aynı emri verir. O da, "Öyle şeymi olur? Bu hükümdarımıza layıktır. Perişan edilmmesi gerekir" der. Padişah, "Aferin" diye karşılık verir ve onura gönderir. Üçüncüsü ve diğerleri de aynı şeyi söyler. En son olarak herkesten çok sevdiği veziri gelir. "Evladım! Al bakalım şu mücevheri sen parçala" der. Hükümdarın kelamı biter bitmez mücevheri yere çakar, paramparça eder. Diğer arkadaşlar, "Vayy! Sakar herif. Onun pahasının ne olduğunu biliyor musun?" dediklerinde cevabı şu olur: "Ben size soruyorum. Acaba hükümdarımın emri mi daha kıymetli, yoksa onun karşısında şu mücevher mi? Bana kalırsa hükümdarımın verdiği emir her şeyden daha kıymetlidir. Onun için yere çaktım ve parçaladım." Bunun üzerine hükümdar diğer vezirlerine döner ve "İşte ben bu vezirimi onun için sizlerden fazla seviyorum" der.Allah'ın en fazla hoşlandığı da kulunun O'na teslimiyetidir. Bu teslimiyetin adı tevekküldür. Malumunuz, Allah'ın sevgilisi, Mekke'den, Medine'ye hicret edecekler. Allah: "Biz onların önüne ve arkasına set çektik. Onlar hakikati göremezler" (Yasin, 36/9) buyuruyor ve Sevgili Peygamberimize emrediyor ki, "Sen bunu oku; bu toprağı ve evini saran Kureyş'in üzerine at. Ve oradan çık." Çünkü her kabileden bir iki tane delikanlı gelmiş, Peygamber Efendimizi öldürecekler. Şu teslimiyete, şu tevekküle bakın. Eğer o tevekkül, Allah'a o güven olmamış olsaydı, Allah'ın Sevgilisi kapıyı açıp da onların içinden çıkar mıydı? Denileni yapıyor ve çıkıp gidiyor. Hiç kimse bir şey yapamıyor. Görmüyorlar bile.