Samsun, Amasya, Erzurum'dan sonra Mustafa Kemal'in durağı Sivas'tı? Bu dönemde, İstanbul için tutuklanması gereken bir suçlu; işgalciler için durdurulması gereken asi bir generaldir.
Sivas Kongresi ancak 38 kişi ile toplanabildi. 4 Eylül 1919'da lise binasında kongre yapıldı. Delegelerin çoğunluğu, büyük savaşla neden ve sonuçlarından, uluslararası ilişkilerden habersizdiler. Bir araya ülkenin parçalanmasını önleme ve yaşadığı toprağı savunma içgüdüsüyle gelmişlerdi. Ancak mandacılar sayısal çoğunluğu oluşturacak kadar fazlaydılar. En yakın çevresi bile kürsüden açıkça manda sözcülüğü yapıyordu.
Türkiye'yi kurtarma inancı, Mustafa Kemal'e olağanüstü bir ikna gücü vermişti. Sabahlara kadar onlarla konuştu, sohbet etti.
Manda problemi, bir haftalık Sivas Kongresi'nde, tüm oturumcuları kapsadı ve 3 gün tartışıldı. Onlara şunu söyledi:
"İstanbul'dan gelen arkadaşlar, manda konusunda hala nasıl ısrar edebiliyor ve mandanın bağımsızlığı bozan bir unsur olmadığına inanıp inandırmaya çalışıyorlar? Bir milletin İstiklâl hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla kanını akıtmasından daha doğal ne olabilir? Şerefsiz ve istiklâlsiz esir bir milletin çocukları olarak yaşamak yerine, kahramanca ölmek elbette bize yakışan seçimdir. Bunu anlamamak ne garip mantıktır!"
Kongreye, Askeri Tıbbiye öğrencileri adına delege olarak üniformasıyla katılan Hikmet adında 22 yaşında bir genç heyecanla atılır ve şunları söyler:
"Paşam, delegesi bulunduğum tıbbiyeliler, beni buraya istiklâl davamızı kazanma mücadelesine katılmak için gönderdi. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar reddederiz, yabancı sayarız. Manda düşüncesini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil; vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz."
Bu içten hitabe, duygu yükünü artırır ve delegelerin çoğu gözyaşını tutamaz. Mustafa Kemal de son derece duygulanmıştır. Şunları söyler:
"Evlat için rahat olsun. Gençlikle övünüyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak da mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklâl ya ölüm!"
Sivas Kongresi, 7 gün sürdü ve 11 Eylül'de sona erdi. Atatürk'e ve arkadaşlarına minnettarız. Ve bugün biz Sivas Kongresi'ne sadığız.
Allah (c.c.) hepsine rahmet eylesin.
Sivas Kongresi ancak 38 kişi ile toplanabildi. 4 Eylül 1919'da lise binasında kongre yapıldı. Delegelerin çoğunluğu, büyük savaşla neden ve sonuçlarından, uluslararası ilişkilerden habersizdiler. Bir araya ülkenin parçalanmasını önleme ve yaşadığı toprağı savunma içgüdüsüyle gelmişlerdi. Ancak mandacılar sayısal çoğunluğu oluşturacak kadar fazlaydılar. En yakın çevresi bile kürsüden açıkça manda sözcülüğü yapıyordu.
Türkiye'yi kurtarma inancı, Mustafa Kemal'e olağanüstü bir ikna gücü vermişti. Sabahlara kadar onlarla konuştu, sohbet etti.
Manda problemi, bir haftalık Sivas Kongresi'nde, tüm oturumcuları kapsadı ve 3 gün tartışıldı. Onlara şunu söyledi:
"İstanbul'dan gelen arkadaşlar, manda konusunda hala nasıl ısrar edebiliyor ve mandanın bağımsızlığı bozan bir unsur olmadığına inanıp inandırmaya çalışıyorlar? Bir milletin İstiklâl hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla kanını akıtmasından daha doğal ne olabilir? Şerefsiz ve istiklâlsiz esir bir milletin çocukları olarak yaşamak yerine, kahramanca ölmek elbette bize yakışan seçimdir. Bunu anlamamak ne garip mantıktır!"
Kongreye, Askeri Tıbbiye öğrencileri adına delege olarak üniformasıyla katılan Hikmet adında 22 yaşında bir genç heyecanla atılır ve şunları söyler:
"Paşam, delegesi bulunduğum tıbbiyeliler, beni buraya istiklâl davamızı kazanma mücadelesine katılmak için gönderdi. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar reddederiz, yabancı sayarız. Manda düşüncesini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil; vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz."
Bu içten hitabe, duygu yükünü artırır ve delegelerin çoğu gözyaşını tutamaz. Mustafa Kemal de son derece duygulanmıştır. Şunları söyler:
"Evlat için rahat olsun. Gençlikle övünüyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak da mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklâl ya ölüm!"
Sivas Kongresi, 7 gün sürdü ve 11 Eylül'de sona erdi. Atatürk'e ve arkadaşlarına minnettarız. Ve bugün biz Sivas Kongresi'ne sadığız.
Allah (c.c.) hepsine rahmet eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019