FASL-I MUHABBET / Ümit KAYAÇELEBİ
"Benden selam olsun Bolu Beyine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar gümbür gümbür seslenmelidir" diyen halk kahramanı Köroğlu'nun asıl adı Ruşen Ali'dir. Kendisi eski bir Anadolu destanındaki Köroğlu adını kendisine mahlas olarak seçmiştir. Bir rivayete göre aşk, sevda yani gönül meselesinden dolayı dağa çıktığı ve eşkıyalık yaptığı söylenir. XVI. yüzyılın sonlarında Bolu dolaylarında yaşamış olup, Özdemiroğlu Osman Paşa'nın İran'a karşı düzenlediği sefere de katılmıştır.
"Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Delik demir çıktı mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır" diyen halk kahramanı Köroğlu'nun hatırası daha çok Doğu Anadolu Bölgesinde yaşamış, o dağ başlarında zenginlere ait kervanları soyup yoksullara pay eden bir halk kahramanı olarak anılmıştır. Eşkıya Köroğlu ile destan kahramanı Köroğlu'nun aynı kişi olması mümkün değilse de bu iki kişilik halk hayalinde birleşmiştir.
Ve halk destanına göre, Ruşen Ali'nin babası Yusuf, Bolu Beyi'nin seyisidir. Bir gün Bolu Beyi Yusuf'tan iyi bir at bulmasını ister. Yusuf, iyi cins bir tay bularak Bolu Beyine getirir. Tayın ileride iyi bir at olacağı belli ise de Bolu Beyi zayıf ve çirkin diyerek çok kızar. Yusuf'un gözlerine mil çeker ve beğenmediği tayın da üzerine bindirip salar.
Yusuf tayı ve oğlu Ruşen Ali'yi alarak oradan uzaklaşır. Sivas'a gelir. Tayı karanlık bir ahırda beslerler. Kır tay, karanlık bir ahırda yıllarca kalır, ara sıra dışarı çıkarılıp koşturulur. Tayın ayakları çamura değmediği zaman istenilen kıvama ve duruma geldiği anlaşılır. Bu arada Ruşen Ali de büyür, yiğit bir delikanlı olur.
Bir gün baba oğul Aras ırmağında, Yusuf'un rüyasında gördüğü bir ermişin Bingöl dağlarından geleceğini haber verdiği üç sihirli su köpüğünü beklerler. Bu köpükleri Yusuf içecek hem gözleri açılacak hem de Bolu Beyinden intikamını almak için gereken güç ve gençliği elde edebilecektir.
Ruşen Ali köpükler gelince dayanamaz babasına danışmadan ve ondan bihaber kendisi içer. Yusuf bunu duyunca üzülür, fakat oğlunun kendi yerine intikamını alacak bir yiğit olmasına da sevinir. Ruşen Ali'nin içtiği bu köpüklerden biri ona sonsuz yaşama gücü biri yiğitlik, öteki de saz çalma ve şairlik yeteneği verir ve saz Köroğlu'nun elinde dile gelir.
"Köroğlu düşer mi yine şanından
Ayırır çocuğunu er meydanından
Kır at köpüğünden düşman kanından
Çizme dolup şalvar ıslanmalıdır" dediği o köpükler işte saz çalma, yiğitlik ve güçlü olmaktır.
Kısa bir süre sonra Koca Yusuf ölünce Ruşen Ali kır atı alarak dağa çıkar. Adı da artık halk arasında Köroğlu olarak anılmaktadır. Kanundan kaçanlar Köroğlu'nun etrafında toplanırlar. Köroğlu da Çamlıbel'e bir kale yaptırır. Zenginden alır ve yoksula verir. Bolu Beyinin kız kardeşi Döne Hanım'a sevdalanır ve onu kaçırarak evlenir. Köroğlu, Bolu Beyi ile yaptığı savaşı da kazanır. Böylece seneler geçer. Bu arada tüfeğin icat edilmesiyle mertliğinde bozulduğunu söyleyen Köroğlu, yanındakileri dağıtır ve kendisi de ortadan kaybolup gider.
Ve Köroğlu'nun söylediği türküler Çamlıbel kalesinde yankılanır durur:
"Yiğit kendini öğende
Oklar menzilin döğende
Kılıç kalkana değende
Kalkan gümbür gümbürdenir".
"Benden selam olsun Bolu Beyine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar gümbür gümbür seslenmelidir" diyen halk kahramanı Köroğlu'nun asıl adı Ruşen Ali'dir. Kendisi eski bir Anadolu destanındaki Köroğlu adını kendisine mahlas olarak seçmiştir. Bir rivayete göre aşk, sevda yani gönül meselesinden dolayı dağa çıktığı ve eşkıyalık yaptığı söylenir. XVI. yüzyılın sonlarında Bolu dolaylarında yaşamış olup, Özdemiroğlu Osman Paşa'nın İran'a karşı düzenlediği sefere de katılmıştır.
"Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Delik demir çıktı mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır" diyen halk kahramanı Köroğlu'nun hatırası daha çok Doğu Anadolu Bölgesinde yaşamış, o dağ başlarında zenginlere ait kervanları soyup yoksullara pay eden bir halk kahramanı olarak anılmıştır. Eşkıya Köroğlu ile destan kahramanı Köroğlu'nun aynı kişi olması mümkün değilse de bu iki kişilik halk hayalinde birleşmiştir.
Ve halk destanına göre, Ruşen Ali'nin babası Yusuf, Bolu Beyi'nin seyisidir. Bir gün Bolu Beyi Yusuf'tan iyi bir at bulmasını ister. Yusuf, iyi cins bir tay bularak Bolu Beyine getirir. Tayın ileride iyi bir at olacağı belli ise de Bolu Beyi zayıf ve çirkin diyerek çok kızar. Yusuf'un gözlerine mil çeker ve beğenmediği tayın da üzerine bindirip salar.
Yusuf tayı ve oğlu Ruşen Ali'yi alarak oradan uzaklaşır. Sivas'a gelir. Tayı karanlık bir ahırda beslerler. Kır tay, karanlık bir ahırda yıllarca kalır, ara sıra dışarı çıkarılıp koşturulur. Tayın ayakları çamura değmediği zaman istenilen kıvama ve duruma geldiği anlaşılır. Bu arada Ruşen Ali de büyür, yiğit bir delikanlı olur.
Bir gün baba oğul Aras ırmağında, Yusuf'un rüyasında gördüğü bir ermişin Bingöl dağlarından geleceğini haber verdiği üç sihirli su köpüğünü beklerler. Bu köpükleri Yusuf içecek hem gözleri açılacak hem de Bolu Beyinden intikamını almak için gereken güç ve gençliği elde edebilecektir.
Ruşen Ali köpükler gelince dayanamaz babasına danışmadan ve ondan bihaber kendisi içer. Yusuf bunu duyunca üzülür, fakat oğlunun kendi yerine intikamını alacak bir yiğit olmasına da sevinir. Ruşen Ali'nin içtiği bu köpüklerden biri ona sonsuz yaşama gücü biri yiğitlik, öteki de saz çalma ve şairlik yeteneği verir ve saz Köroğlu'nun elinde dile gelir.
"Köroğlu düşer mi yine şanından
Ayırır çocuğunu er meydanından
Kır at köpüğünden düşman kanından
Çizme dolup şalvar ıslanmalıdır" dediği o köpükler işte saz çalma, yiğitlik ve güçlü olmaktır.
Kısa bir süre sonra Koca Yusuf ölünce Ruşen Ali kır atı alarak dağa çıkar. Adı da artık halk arasında Köroğlu olarak anılmaktadır. Kanundan kaçanlar Köroğlu'nun etrafında toplanırlar. Köroğlu da Çamlıbel'e bir kale yaptırır. Zenginden alır ve yoksula verir. Bolu Beyinin kız kardeşi Döne Hanım'a sevdalanır ve onu kaçırarak evlenir. Köroğlu, Bolu Beyi ile yaptığı savaşı da kazanır. Böylece seneler geçer. Bu arada tüfeğin icat edilmesiyle mertliğinde bozulduğunu söyleyen Köroğlu, yanındakileri dağıtır ve kendisi de ortadan kaybolup gider.
Ve Köroğlu'nun söylediği türküler Çamlıbel kalesinde yankılanır durur:
"Yiğit kendini öğende
Oklar menzilin döğende
Kılıç kalkana değende
Kalkan gümbür gümbürdenir".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.