Tüketici desteklenmeden kurtuluş olmaz

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, her fırsatta; "tüketiciyi desteklemeden ne kadar üretirseniz üretin, piyasayı açmanın, para kazanmanın, insanları rahatlatmanın, mümkünü yoktur." Diye haykırıyor.  Değerli dostlar bu fikrin doğruluğunu anlamak çok kolaydır. Çıkın çarşıya pazara, piyasada olmayan ürün yok gibidir. Mağazalar mal ile dolu; yerlisinden yabancısına? Her şey var, alıcı yok. Piyasa kilitlenmiş, çare bulunamıyor. Neden? Çünkü alıcının cebinde para yok da ondan?Fazla uzağa gitmeyin cebinize bakın, ihtiyaçlarınıza bakın, kaç kalem ihtiyacınızı alabiliyorsunuz? Alamıyorsunuz, çünkü para yok!O zaman "tüketicinin desteklenmesi" tezinin doğruluğu meydana çıkmaktadır?Hükümet arada bir kobilere destek vereceklerini, çok düşük faizli kredilerle esnafın destekleneceğini söylüyor. Ve hatta bazen faizsiz sınırlı kredi verebileceklerini dahi söylüyorlar. Bakınız Meltem TV de yayınlanan "Eko analiz" programında Prof. Dr. Haydar Baş bey bu konudaki tehlikeden dolayı esnafı uyarıyor: "Sakın kredi almayın, eğer kredi alırsanız alıcı olmadığından dolayı, ürettiğiniz mallar elinizde kalır, satamayınca da kredilerinizi ödeyemezsiniz, ödeme yapamayınca da ister istemez faiz farkı da üstüne biner, o zaman da perişan olursunuz" Görünen manzara ve bekleyen akıbet budur, aksini düşünmek mümkün değil!Bakınız Sayın Baş, oynanan bir başka oyun hakkında da şu tarihi uyarıyı yapıyor:"Hükümet bazen büyüme olduğundan bahsediyor hatta 2010 yılında bir miktar büyüme olacağından bahsediliyor. Evet belki bir miktar büyüme olacak ancak bu büyüme üretilen ve eldeki stokların tüketilemediği için meydana gelen bir büyüme olur. Bu büyüme de sağlıklı bir büyüme olmadığından dolayı çürümeye sebep verecektir. Üretici ürettiği mamulü satamadığından dolayı kendi eliyle kendi sonunu hazırlamış olacak çürüyecek ve batacaktır. İşte onun için büyüme rakamlarına inanmayın, bu büyüme çürümenin habercisidir." İşte tüketim olmadan hiçbir meselenizi halledemezsiniz derken, Sayın Baş, bu noktaya dikkat çekmek istemektedir. Para basma (senyoraj) hakkımızı kullanarak, emisyonu genişletecek  vatandaşlık maaşı ile ilk ivme sağlanacak, tüketim başlayınca üretilenler pazar bulacak, emme basma tulumba gibi sistem kendi içinde işlemeye başlayacaktır. Kapitalist düzenler bu güne kadar üretimi destekleyerek bir noktaya gelineceğiyle avunmuş ve avutmuştur. Ve maalesef bu yolla insanlık perişan olmuştur. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Ekonomi Modeli" ise tüketimi teşvik ederek hem vatandaşın ihtiyacının karşılanacağını hem tıkanan piyasanın açılacağını savunmaktadır.