En basit bir yardım gördüğümüz birisine teşekkür ederiz, yaptığı iyiliğe nezaketle karşılık veririz. Bu biz Müslüman Türklerin örf ve ananesidir. İyiliğe iyilikle karşılık veririz, kötülüğe zulme asla rıza göstermeyiz. Yani kimseye haksızlık yapmamakla beraber kimseye de hakkımızı yedirmeyiz. Nitekim bunlar İstiklal Savaşı ve Çanakkale Savaşlarında olduğu gibi, kimliğimizi net olarak ortaya koymuş olduğumuz yakın tarih gerçekleridir.Milletimizin hakkını cebren alamayacağını anlayan Batılılar, farklı yollarla sinsi emellerini gerçekleştirmek istemektedirler. Topraklarımızı, kültürümüzü, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı ele geçirmek isteyen Batılılar, bizim içimizden çıkan fakat onlara hizmet etmekle görevli siyasi ya da sivil toplum kuruluşlarını kullanmaktadırlar. Bu insanlar olayları çarpıtarak Batılıların menfaatine kullanmalarını sağlamaktadırlar.Halkımızın rızası alınmadan yabancı şirketlere verilen maden arama ve çıkarma ruhsatları değerlerimizin elimizden çıkarılmasına, yabancılara verilmesine sebep olmaktadır. Gelir getiren kuruluşlarımızın elimizden çıkarılması âdete altın yumurtlayan tavuğu satmaya benzerdir ki bunun adı da peşkeşten başka bir şey değildir.Bu örnekler çoğaltılabilir. Burada asıl görev milletimize düşmektedir. Eğer yapılan yanlışlardan haberleri var ise açıkçası ihanete ortaktırlar. Eğer yok ise öğrenmek zorundadırlar.Milletimizi uyaran, sürekli ikazda bulunan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in uyarılarını dinlemek mecburiyetindeyiz. "Haksızlık karşısında susarsanız hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz" diyerek bizleri uyaran velayetin şahı İmam Ali (a.s.) adeta günümüzü işaret etmektedir.Bu gerçeklerden hareketle milletimizin hakkını yabancılara verilmesini engelleyen sese kulak vermek mecburiyetindeyiz. Bu tek seste Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarının sesinden başkası değildir.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018