Dünyadaki devlet ve de milletler lider sıkıntısı çekiyor, desem ne dersiniz? Şöyle bir dünyaya bakın ve sözleriyle, fikirleriyle, duruşuyla, aldığı kararlarıyla insanlık adına umut olan bir lider var mı?
Ben göremiyorum. Ekonomisi, askeri ve siyasi gücü olan devletlerin liderleri direk veya endirekt açıklamalar hatta tehditler savuruyorlar.
Emin olun hepsi, kendi gemisini yürütme derdinde. 'Tekerime çomak sokma, ne yaparsan yap' anlayışında. Ortadaki restleşmeler sadece paylaşım anlaşmazlığından başka bir şey değildir.
Dünya lideri, asrın lideri lafla ile olmaz. Duruş sahibi, istikamet sahibi olarak olunur.
Asrın lideri mazeretlere sığınmaz. Zalimlere (emperyalistlere) karşı eliyle, diliyle bütün varlığıyla 'ya istiklal ya ölüm' duruşunu ortaya koyar.
Asrın lideri duruşuyla, mücadelesiyle, siyasetiyle sadece kendi milletine değil dünyada sömürülen bütün halklara umut olan liderdir.
Bu ve daha bir çok sebepten ötürü Atatürk dünya lideridir, asrın lideridir ve bugün başta ülkemiz olmak üzere bütün ezilen halklar Atatürk profilinde bir lider eksikliği çekmektedirler.
O, ezilen halkların umuduydu
Mustafa Kemal, 7 Temmuz 1922'de, Sovyet Elçisi Aralov'un, İran Elçisi Mümtazüddevle onuruna verdiği yemekte yaptığı konuşmada Türk Kurtuluş Savaşı'nın yalnızca Türkler adına yapılmadığını, bütün ezilen uluslara örnek olacağına vurgularken şunları söylemişti;
"Türkiye'nin bu günkü savaşımı yalnız kendi adına ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve çabuk bitebilirdi.
Türkiye büyük ve önemli bir çaba harcıyor. Çünkü savunduğu, bütün ezilen ulusların, bütün Doğu'nun davasıdır ve bunu sonuna getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan Doğu uluslarının, beraber yürüyeceğinden emindir."
Atatürk önderliğindeki Türk Milletinin emperyalistlere karşı verdiği tam bağımsızlık mücadelesi o yıllarda sömürge olan devlet ve halklar için umut olmuş, daha sonra emperyalizme karşı başkaldıran bu toplumların önderleri de, Mustafa Kemal'i ve Türk milletini saygıyla selamlamışlardı.
Örneğin; Hint bağımsızlık hareketinin önderi Gandi, Ahmetabad'ta toplanan Hindistan Ulusal Kongresi, 27 Aralık 1921'de - Sakarya zaferi sonrasında- şöyle bir karar almıştı:
"Mustafa Kemal Paşa ve Türkleri büyük başarılarından dolayı kutlar, Hint halkının sevgilerini sunar, Türkiye'nin bağımsızlığının korunması konusunda yardımlarını sürdüreceğini belirtir."
Bağımsız Pakistan'ın kurucusu M. Ali Cinnah da, Atatürk için şöyle diyordu;
"O, Türkiye'yi kurmakla bütün dünya uluslarına, Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu kanıtladı.
Kemal Atatürk'ün ölümüyle, Müslüman dünyası en büyük kahramanını kaybetmiştir. Atatürk gibi bir önder önlerinde bir ilham kaynağı olarak dikildiği halde, Hint Müslümanları bugünkü durumlarına hâlâ razı olacaklar mı?"
Bugüne gelelim
Fas'tan Afganistan'a İslam dünyası kaynatılıyor. Milyonlarca Müslüman katledildi, katlediliyor.
İşte İsrail. Dünyanın ve İslam devletlerini yönetenlerin gözlerinin içine bakarak 'soykırım yapıyoruz, daha da yapacağız' diyor.
Geçen Hac mevsimiydi. Atatürk profilinde bir lider çıkıp milyonlarca hacının şeytana attıkları taşları, 'aynı taşları İsrail'e atmadıkça Haccınız kabul olmaz' deseydi bugün soykırım bitmiş olurdu.
Yaşasın Mustafa Kemal Paşa
Fransız yazarı Pierre Benoit, doğu uluslarının uyanışındaki Mustafa Kemal etkisini şu örnekle dile getirmişti;
"Kudüs'te toplanan on binlerce Arap, minarelere ve kulelere yerleştirilen İngiliz mitralyözleri, zırhlı otomobillerindeki İngiliz askerleri karşısında, semayı dalgalandıran bir gürleyişiyle coşkun ve korkusuz haykırıyorlar; Yaşasın Mustafa Kemal Paşa!"
Bugün ise aynı coğrafyada benim ülkemiz bayrağına saldırılıyor, askerim ve devletim tehdit ediliyorsa birilerinin kendini sigaya çekmesi lazımdır.
'Doğudan şimdi doğacak güneşe bakınız'
Mustafa Kemal 1922'de yaptığı bir konuşmada; "Bu gün, günün ağardığım nasıl görüyorsam, uzaktan, bütün Doğu uluslarının da uyanışlarını öyle görüyorum.
Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak olan çok kardeş ulus vardır. Onların yeniden doğuşu, kuşkusuz ki, ileriye ve gelişmeye yönelik olacaktır. Bu uluslar bütün güçlüklere ve bütün engellere karşın başarılı olacaklar ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır."
1933 yılında ise; "Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine, uluslar arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı egemen olacaktır" diyordu.
BTP'nin ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yukarıdaki hakikati şu cümleler ile özetlemişti;
'Her milletin merkezinde bir merkezi otorite vardır. Türk milletinin merkezindeki otorite Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Bunu bilmezsek, bunu anlamazsak biz çok nankörüz, körüz, sağırız. Bunu bilmeyen bir insanın olduğunu da zannetmiyorum. Atatürk'e sahip çıkacağız ve herkese de tavsiye edeceğiz.
'İyi bir lider olmak istiyorsanız Atatürk'e bakın, onun gibi olacaksınız. Başkası gibi olmak bizi kurtarmaz' diyeceğiz bunu. Hepimiz Atatürk gibi olmaya çalışacağız. Atatürk gibi olduğumuz zaman mesele halledilir."
Atatürksüz çıkış yolu yoktur
"Türk milleti olarak Atatürk'ü kendimize rol model yaptığımız sürece bütün zorlukları rahatlıkla aşacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Zor zamanlardan geçen Türkiye'nin Atatürksüz çıkış yolu yoktur. Bundan dolayı bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının kısacası 82 milyon vatandaşımızın Atatürk'te bir olması, beraber olması gerekmektedir.
Zira Türk milletinin birleştirici harcı Atatürk'tür, O'na ne kadar sarılırsak iç ve dış tehditlerden o kadar korunuruz, O'na ne kadar sarılırsak o kadar kardeş olur, bir bilek bir yürek oluruz.
Rahmetli Genel Başkanımızın da dediği gibi; 'Atatürk tam bağımsızlıktır. Atatürk milli birliktir. Atatürk devlettir. Atatürk vatandır, imandır, onurdur, topyekûn Türk milletidir.' (BTP lideri Hüseyin Baş)
- Beni gaza mı getirmeye çalışıyorsunuz? / 16.03.2025
- Devlet Bahçeli’den neden görüntü alınamıyor? / 15.03.2025
- Orucu bozanları biliyoruz… Ya imanı bozanlar? / 14.03.2025
- Dün Suriyeliler tehditti bugün Suriye tehdit / 13.03.2025
- Esad, halkını katlediyor (!) Şara devletini koruyor (!) / 11.03.2025
- ABD neden Ortadoğu’da? / 10.03.2025
- Faiz maddi-manevi hastalıktır / 09.03.2025
- Ramazanda faiz indirim kararı / 08.03.2025
- Erdoğan ve Bahçeli birlikte başardılar / 07.03.2025