Arşivlerimde ne var, ne yok diye gezinirken 'Al sana Osmanlı' başlığı dikkatimi çekti. Gazetemizin değerli yazarlarından Rahmetli Hasan Demir abimizin 18 Şubat 2015 tarihli yazısı.
Bir daha okudum ve Atatürk ile padişahları, Türkiye Cumhuriyet ile Osmanlı'yı karşı kaşıya getirmek isteyenleri hatta kıyaslamaya kalkanların ne büyük bir cehalette olduklarını bir kez daha gördüm. Bu bakış açım yorum değil. Çünkü tarih kayıtlı, rakamlar belli.
Rahmetli Hasan Abimizin yazısından parça parça aktarayım;
1923'te?
Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu.
40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu.
Traktör sıfırdı, karasaban'dı. Beş bin köyde sığır vebası vardı.
Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu. İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu, bebek ölüm oranı binde 480'di, her doğan iki bebekten biri ölüyordu.
Memlekette sadece 337 doktor vardı. Sadece 60 eczacı vardı, sadece 8'i Türk'tü. Diş hekimi, sıfırdı. Dört hemşire vardı. 40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.
Ortalama ömür 40'tı.
Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bindi. Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu, kiremit bile ithaldi. Limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti.
Toplam sermayenin sadece yüzde 15'i Türk'tü. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e miras kalan sadece dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri?
Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus'ta vardı. Otomobil sayısı bin 490'dı. Sadece dört şehirde özel otomobil vardı?
Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu.
Okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi. Okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu.
Toplam, 4 bin 894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. Türkiye'nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı.
Öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu. Tek üniversite vardı, darülfünun, medreseden halliceydi?
İbrahim Müteferrika'dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı sadece 417'ydi. Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. Ki zaten, Müteferrika da devşirmeydi, Macar'dı. Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa'da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, beş milyar adet satılmıştı. Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: "İstanbul'da bir yılda yazılanlar, Paris'te bir günde yazılanlardan azdır!"
Biraz kısaltmak zorunda kaldık?
Özetle, Atatürk'ün şu şu uygulamalarına karşıyım de, seni anlarım. Amma, Türk Milletini bir gecede cahil bıraktı, Osmanlı'da halk çok rahattı, Cumhuriyetle kötü oldu deme, ayıptır, günahtır, yalancılığın sırıtır, çünkü tarih suratına tükürür?"
Allah razı olsun Hasan Ağabey. Nur içinde yat.
Evet, tarih kayıtlı. Arşivler orada.
29 Ekim 1923 ile başlayan Türkiye Cumhuriyetinin nüfusu 13 milyon civarındaydı. Bu nüfusun çoğu yaşlı ve çocuktu. Genç ve yetişkinlerin hemen hepsi cephede şehit olmuştu.
Bu şartlar altında genç cumhuriyet, 10 yıl içinde erkeklerde % 7, kadınlar binde 4 olan okur-yazar oranını % 20'ye çıkardı. Sağlık alanında hastaneler, sağlık ocakları kuruldu. Aşı getirildi ülkemize.
Ziraat, Etibank, Sümerbank, İş Bankası kuruldu. 1931'de Merkez Bankası kuruldu.
6 Ekim 1926: Kayseri Uçak Fabrikası hizmete açıldı. İlk denizaltılar yapıldı. Kırıkkale'de Barut, Silah ve Fişek Fabrikası üretime başladı. MTA açıldı. Demir-çelik fabrikaları açıldı.
50'den fazla mensucat, dokuma, şeker fabrikaları, hidroelektrik santralleri, kağıt, karton ve cam fabrikaları açıldı. Yurt içi demiryolu hatları yapıldı.
Bunlar gibi binlerce işletme hayata geçti. Hepsini geç! O günün şartlarında yerli ve milli uçak ürettik, uçak.
Onun için artık bırakın Osmanlıyı, Atatürk'ten veya Türkiye cumhuriyetinden üstte göstermeye. Hepsi yerinde kalsın. Bizler iyiyi, doğruyu, güzeli alıp daha ileriye götürelim.
Bir daha okudum ve Atatürk ile padişahları, Türkiye Cumhuriyet ile Osmanlı'yı karşı kaşıya getirmek isteyenleri hatta kıyaslamaya kalkanların ne büyük bir cehalette olduklarını bir kez daha gördüm. Bu bakış açım yorum değil. Çünkü tarih kayıtlı, rakamlar belli.
Rahmetli Hasan Abimizin yazısından parça parça aktarayım;
1923'te?
Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu.
40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu.
Traktör sıfırdı, karasaban'dı. Beş bin köyde sığır vebası vardı.
Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu. İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu, bebek ölüm oranı binde 480'di, her doğan iki bebekten biri ölüyordu.
Memlekette sadece 337 doktor vardı. Sadece 60 eczacı vardı, sadece 8'i Türk'tü. Diş hekimi, sıfırdı. Dört hemşire vardı. 40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.
Ortalama ömür 40'tı.
Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bindi. Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu, kiremit bile ithaldi. Limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti.
Toplam sermayenin sadece yüzde 15'i Türk'tü. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e miras kalan sadece dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri?
Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus'ta vardı. Otomobil sayısı bin 490'dı. Sadece dört şehirde özel otomobil vardı?
Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu.
Okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi. Okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu.
Toplam, 4 bin 894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. Türkiye'nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı.
Öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu. Tek üniversite vardı, darülfünun, medreseden halliceydi?
İbrahim Müteferrika'dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı sadece 417'ydi. Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. Ki zaten, Müteferrika da devşirmeydi, Macar'dı. Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa'da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, beş milyar adet satılmıştı. Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: "İstanbul'da bir yılda yazılanlar, Paris'te bir günde yazılanlardan azdır!"
Biraz kısaltmak zorunda kaldık?
Özetle, Atatürk'ün şu şu uygulamalarına karşıyım de, seni anlarım. Amma, Türk Milletini bir gecede cahil bıraktı, Osmanlı'da halk çok rahattı, Cumhuriyetle kötü oldu deme, ayıptır, günahtır, yalancılığın sırıtır, çünkü tarih suratına tükürür?"
Allah razı olsun Hasan Ağabey. Nur içinde yat.
Evet, tarih kayıtlı. Arşivler orada.
29 Ekim 1923 ile başlayan Türkiye Cumhuriyetinin nüfusu 13 milyon civarındaydı. Bu nüfusun çoğu yaşlı ve çocuktu. Genç ve yetişkinlerin hemen hepsi cephede şehit olmuştu.
Bu şartlar altında genç cumhuriyet, 10 yıl içinde erkeklerde % 7, kadınlar binde 4 olan okur-yazar oranını % 20'ye çıkardı. Sağlık alanında hastaneler, sağlık ocakları kuruldu. Aşı getirildi ülkemize.
Ziraat, Etibank, Sümerbank, İş Bankası kuruldu. 1931'de Merkez Bankası kuruldu.
6 Ekim 1926: Kayseri Uçak Fabrikası hizmete açıldı. İlk denizaltılar yapıldı. Kırıkkale'de Barut, Silah ve Fişek Fabrikası üretime başladı. MTA açıldı. Demir-çelik fabrikaları açıldı.
50'den fazla mensucat, dokuma, şeker fabrikaları, hidroelektrik santralleri, kağıt, karton ve cam fabrikaları açıldı. Yurt içi demiryolu hatları yapıldı.
Bunlar gibi binlerce işletme hayata geçti. Hepsini geç! O günün şartlarında yerli ve milli uçak ürettik, uçak.
Onun için artık bırakın Osmanlıyı, Atatürk'ten veya Türkiye cumhuriyetinden üstte göstermeye. Hepsi yerinde kalsın. Bizler iyiyi, doğruyu, güzeli alıp daha ileriye götürelim.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Kobani’ye giden yolu açan AKP, patlatan HDP’dir / 27.05.2024
- Suçluyu saklamak suç mudur? / 26.05.2024
- Katledilen Filistinlilerin sayıları neden düşük tutuluyor? / 25.05.2024
- İmam Ali'nin seçildiği güne bir ay kaldı / 24.05.2024
- AKP döneminde ‘aile’ kurumu da dağıldı / 23.05.2024
- Erdoğan’ın cevaplanmayan sorusu: ‘Burası kabile devleti mi?’ / 22.05.2024
- Haydar Baş’a sırt dönmenin bedelini ödüyoruz / 20.05.2024
- Haydar Baş’a sırt dönmenin bedelini ödüyoruz / 20.05.2024
- Bugün Ata’nın doğum günü / 19.05.2024
- Erdoğan, Hamas üzerinden baltayı taşa vurdu / 18.05.2024
- Suçluyu saklamak suç mudur? / 26.05.2024
- Katledilen Filistinlilerin sayıları neden düşük tutuluyor? / 25.05.2024
- İmam Ali'nin seçildiği güne bir ay kaldı / 24.05.2024
- AKP döneminde ‘aile’ kurumu da dağıldı / 23.05.2024
- Erdoğan’ın cevaplanmayan sorusu: ‘Burası kabile devleti mi?’ / 22.05.2024
- Haydar Baş’a sırt dönmenin bedelini ödüyoruz / 20.05.2024
- Haydar Baş’a sırt dönmenin bedelini ödüyoruz / 20.05.2024
- Bugün Ata’nın doğum günü / 19.05.2024
- Erdoğan, Hamas üzerinden baltayı taşa vurdu / 18.05.2024