Tütün yasası üzerine çok şeyler yazıldı ve çizildi. Ama hükümet yine bildiğini, daha doğrusu kendisine ezberletileni okudu. Cumhurbaşkan'nın veto ettiği tütün yasasını alel acele tekrar çıkardı. Yasalar, hayatın gerçeklerine uygun olmalıdır. Hayatın gerçeklerine uygun olmayan yasalar zulüm aracı olurlar. Tütün yasası da, Şeker yasası gibi Türkiye'nin gerçeklerine ters bir yasadır.
Ulusüstü sigara tekellerinin ve IMF'nin istekleri doğrultusunda hazırlanan bu yasa ne götürüyor? Getirdiği birşey yok, götürdüklerine bakalım. Tekelin ürün satın alma hizmeti ortadan kalkıyor. 2002 yılında tütüne destek sağlanmayacak. Tütün ekim belgesi verilmeyecek. Üretici ürününü açık artırma yöntemi ile satacak. Tütün üreticisi ekim öncesi, tüccarla sözleşme yapacak, ürettiği tütünü sözleşmedeki fiyattan tüccara satacak. Sözleşme yapmamış ise vay haline! Hele Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki üreticinin hiç şansı yok. Çünkü bu bölgelerde üretilen tütünün bir tek alıcısı Tekel'di.
Diyarbakır Ziraat Odası Başkanı Bahri Erdem, Tütün Yasası'nın bölgeden götürdüklerini şöyle anlatıyor: "Bölgede tütün ekimi yapan yaklaşık 100 bin aile mağdur oldu. Tütün ekimi yapılan araziler alternatif bir ürün için elverişli değil. Tütün ekimi yapanların büyük çoğunluğu işsiz kalacak. Bizim artık hiç bir beklentimiz kalmadı". Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin'in ise feryadı şöyle: "Şeker ve Tütün yasası IMF'nin Dünya Bankası'nın istekleri doğrultusunda çıkarıldı. Bu yasa ABD'li sigara tekellerini memnun edecek, onların elinde kalan tütünlerine yeni pazarlar açacak. Tekel kâr eden bir kuluştur. Tekel Türkiye'nin Merkez Bankası gibidir. Yıllardır zarar etmemiş, ayrıca üreticinin elinde iddia edildiği gibi tütün fazlası bulunmamaktadır". Tütün Yasası işte böyle bir yasa.
İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Tütün Yasası ile bütünde yeni bir Reji İdaresi mi kuruluyor? Çünkü bu yasa Reji İdaresi'ne tıpa tıp benziyor. Borç batağına saplanan Osmanlı'ya da aynısı yapılmıştı. Reji İdaresi kurularak tütün ekimi, satışı ve ticareti tamamen yabancılara devredilmişti. Reji idaresi'ne bağlı kolcu birlikleri oluşturulmuştu. Kolcu birlikleri, tütün üreticilerinin anasını ağlatmıştı. Onların yaptıkları, türkülerimize konu olmuştu. Tekrar o günlere mi dönüyoruz? Yasada deniliyor ki, "Bakanlar Kurulu kararları ile kendilerine verilecek kontrol görevlerini yerine getirmeyen muhtarlar ve diğer kolluk kuvvetleri hakkında 225 milyon liradan 1 milyar 125 milyon liraya kadar ağır para cezası hükm olunur". Muhtarları anladık da, şu kolluk kuvvetleri kimlerden oluşacak? Bir türlü anlayamadık. Yoksa Reji İdaresi'nde olduğu gibi "kolcular" yine göreve mi çağrılacaktır?
"Bu yasa hayatın gerçeklerine uymuyor" dedik. Şu fıkrayı okuyun, hayatın gerçeklerine uyup uymadığına sizler karar verin: "Ekim belgesinde tespit edilen miktarların kabul edebilir bir sebep olmaksızın yüzde 10'undan fazla veya az tütün teslim eden üreticiler hakkında fazla veya eksik teslim edilen miktarların her kilo ve artığı için 500 bin lira ağır para cezasına hükm olunur". Dünyada hangi çiftçi, üreteceği ürünü önceden tam tahmin edebilir? Tarım ürünleri genellikle hava şartlarına bağlıdır. Hava şartları iyi olur, iki senelik ürünü birden alırsınız, tabii afet olur, hiç bir ürün alamazsınız. Bu yasayı hazırlayanlar, hayatın gerçeklerinden bu kadar mı habersizdirler? İnsan merak ediyor.
17 Şubat 1923 tarihinde toplanan 1. İzmir İktisat Kongresi'nde alınan en önemli kararlardan birisi Reji İdaresi'ni kaldırmak olmuştur. Reji İdaresi'ni kaldıran Atatürk, 4 Mart 1925'te onun yerine Tekel'i kurmuştu. Şimdi Tütün Yasası ile Tekel kaldırılıyor, onun yerine "Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu" kuruluyor. Hani Başbakan "söz geçiremiyorum, devlet içinde devlet oldular" dediği kurumlar var ya, işte onlardan birisi daha kuruluyor. "Madem ki, Başbakan bu kurumlardan şikayet ediyor, neden hala sayılarını artırıyor?" diye sormayın. Eğer bu sorunun cevabını biliyorsanız, Tütün Yasası'nın niçin çıkarıldığını da anlarsınız. Aksi halde, Tütün Yasası üzerinde fazla düşünmeyin, aklınıza ziyan gelebilir.
Ulusüstü sigara tekellerinin ve IMF'nin istekleri doğrultusunda hazırlanan bu yasa ne götürüyor? Getirdiği birşey yok, götürdüklerine bakalım. Tekelin ürün satın alma hizmeti ortadan kalkıyor. 2002 yılında tütüne destek sağlanmayacak. Tütün ekim belgesi verilmeyecek. Üretici ürününü açık artırma yöntemi ile satacak. Tütün üreticisi ekim öncesi, tüccarla sözleşme yapacak, ürettiği tütünü sözleşmedeki fiyattan tüccara satacak. Sözleşme yapmamış ise vay haline! Hele Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki üreticinin hiç şansı yok. Çünkü bu bölgelerde üretilen tütünün bir tek alıcısı Tekel'di.
Diyarbakır Ziraat Odası Başkanı Bahri Erdem, Tütün Yasası'nın bölgeden götürdüklerini şöyle anlatıyor: "Bölgede tütün ekimi yapan yaklaşık 100 bin aile mağdur oldu. Tütün ekimi yapılan araziler alternatif bir ürün için elverişli değil. Tütün ekimi yapanların büyük çoğunluğu işsiz kalacak. Bizim artık hiç bir beklentimiz kalmadı". Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin'in ise feryadı şöyle: "Şeker ve Tütün yasası IMF'nin Dünya Bankası'nın istekleri doğrultusunda çıkarıldı. Bu yasa ABD'li sigara tekellerini memnun edecek, onların elinde kalan tütünlerine yeni pazarlar açacak. Tekel kâr eden bir kuluştur. Tekel Türkiye'nin Merkez Bankası gibidir. Yıllardır zarar etmemiş, ayrıca üreticinin elinde iddia edildiği gibi tütün fazlası bulunmamaktadır". Tütün Yasası işte böyle bir yasa.
İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Tütün Yasası ile bütünde yeni bir Reji İdaresi mi kuruluyor? Çünkü bu yasa Reji İdaresi'ne tıpa tıp benziyor. Borç batağına saplanan Osmanlı'ya da aynısı yapılmıştı. Reji İdaresi kurularak tütün ekimi, satışı ve ticareti tamamen yabancılara devredilmişti. Reji idaresi'ne bağlı kolcu birlikleri oluşturulmuştu. Kolcu birlikleri, tütün üreticilerinin anasını ağlatmıştı. Onların yaptıkları, türkülerimize konu olmuştu. Tekrar o günlere mi dönüyoruz? Yasada deniliyor ki, "Bakanlar Kurulu kararları ile kendilerine verilecek kontrol görevlerini yerine getirmeyen muhtarlar ve diğer kolluk kuvvetleri hakkında 225 milyon liradan 1 milyar 125 milyon liraya kadar ağır para cezası hükm olunur". Muhtarları anladık da, şu kolluk kuvvetleri kimlerden oluşacak? Bir türlü anlayamadık. Yoksa Reji İdaresi'nde olduğu gibi "kolcular" yine göreve mi çağrılacaktır?
"Bu yasa hayatın gerçeklerine uymuyor" dedik. Şu fıkrayı okuyun, hayatın gerçeklerine uyup uymadığına sizler karar verin: "Ekim belgesinde tespit edilen miktarların kabul edebilir bir sebep olmaksızın yüzde 10'undan fazla veya az tütün teslim eden üreticiler hakkında fazla veya eksik teslim edilen miktarların her kilo ve artığı için 500 bin lira ağır para cezasına hükm olunur". Dünyada hangi çiftçi, üreteceği ürünü önceden tam tahmin edebilir? Tarım ürünleri genellikle hava şartlarına bağlıdır. Hava şartları iyi olur, iki senelik ürünü birden alırsınız, tabii afet olur, hiç bir ürün alamazsınız. Bu yasayı hazırlayanlar, hayatın gerçeklerinden bu kadar mı habersizdirler? İnsan merak ediyor.
17 Şubat 1923 tarihinde toplanan 1. İzmir İktisat Kongresi'nde alınan en önemli kararlardan birisi Reji İdaresi'ni kaldırmak olmuştur. Reji İdaresi'ni kaldıran Atatürk, 4 Mart 1925'te onun yerine Tekel'i kurmuştu. Şimdi Tütün Yasası ile Tekel kaldırılıyor, onun yerine "Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu" kuruluyor. Hani Başbakan "söz geçiremiyorum, devlet içinde devlet oldular" dediği kurumlar var ya, işte onlardan birisi daha kuruluyor. "Madem ki, Başbakan bu kurumlardan şikayet ediyor, neden hala sayılarını artırıyor?" diye sormayın. Eğer bu sorunun cevabını biliyorsanız, Tütün Yasası'nın niçin çıkarıldığını da anlarsınız. Aksi halde, Tütün Yasası üzerinde fazla düşünmeyin, aklınıza ziyan gelebilir.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018