Kapatıp bu sayfaları, dolu dolu geçen on iki seneye bakmak için size başka bir pencere açacaktım ki, Suriye uçağının F-16'larımız tarafından vurulduğu haberi geldi. Yine savaş çığırtkanlığı başladı. İşte bu yüzden Suriye ile bu noktaya nasıl geldi idarecilerimiz, tarihi seyrini hatırlayalım istedim.* 6 Aralık 2006 başbakan Şam'a gidiyor.* 3 Nisan 2007'de Halep'e gidiyor,* 26 Nisan 2008'de Şam'a gidiyor,* 5 Ağustos 2008 Başbakan Esat ile Bodrum'da tatil yapıyor* 22 Temmuz 2009 Başbakan Halep'e gidiyor* 14 Ekim 2009 Suriye Türkiye arasında vize uygulaması kaldırılıyorYani iki lider arasındaki ilişkiler gayet iyi?Ne olduysa bundan sonra oldu? * 18 Aralık 2010 Tunus'ta ayaklanmalar başladı 200 den fazla insan öldü ve yönetim ülkeyi terk etti.Sonra nasılsa bu bir salgın gibi, daha doğrusu biri düğmeye basmış gibi civar ülkeleri de etkileyip, çok kısa bir sürede Libya'ya, Mısır'a ve Suriye'ye sıçradı.* 1 Mart 2011, sn. Başbakana Türk Alman Ticaret ve sanayi odasınca düzenlenen ekonomi kongresinde" NATO Libya'ya müdahale etmeli midir?" diye sorduklarında "NATO'nun ne işi var Libya'da? Türkiye olarak biz bunun karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez." Demişti.Çok kısa bir süre sonra İzmir, Libya'ya NATO müdahalesinin merkez üssü oldu. Ve bu hükümet döneminde ikinci defa halkı Müslüman bir ülkeye, ABD uçakları ve Fransız uçakları ülkemiz üzerinden saldırdı?* Libya'da yaklaşık 30 bin kişi öldü, devlet başkanı Kaddafi linç edilerek öldürüldü.* Mısır da Arap Baharından nasibini aldı. 25 Ocak 2011'de başlayan olaylar neticesinde, 900 kişi öldü, Hüsnü Mübarek düştü, rejim değişti ama olaylar durulmadı. Bir yıl sonra ordu yönetime el koydu.Bu sıkıntılı dönemde Başbakan Halep'te Beşar Esad ile görüştü, Mısır konusunda ortak hareket etme kararı aldı. Sn Erdoğan, Asi Nehri Dostluk Barajı açılışında Arapça konuştu ve "Ev alma komşu al? Türkiye bu topraklarda barış istiyor" dedi. * 15 Mart 2011'de Suriye'de küçük çaplı olaylar başladı.O tarihe kadar dost kardeş "Esad" birden katil, diktatör," Eset" oluverdi. Ev alma komşu al diyen Başbakanımız, Suriye hükümetini düşürmek için, tampon bölgede teröristlere lojistik destek verirken, ülkemiz, El-Kaide gibi bir terör örgütüne yardım ve yataklık yapan ülke olarak anılmaya başladı. Suriye Hükümeti ile kurulan dostluk, kaldırılan vizeler, isyancı grupların Türkiye'ye giriş çıkışını kolaylaştırıp sınırlarımızı tehdit etmekten ve komşu ülkeyi karıştırmaktan başka işe yaramadı.Bütün bunlar olurken, ÖSO'nun Türkiye sınırları içinde kurulduğu iddia edilen bomba üretim merkezlerinin görüntülerini izledik ve mensupları ile yapılan röportajları dinledik ? Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 52 kişinin ölümü ile sonuçlanan bir patlama ile sarsıldık. Evine ateş düşenler feryad ederken şu gerçeği hatırladık "besle kargayı oysun gözünü". Aslında "ev alma komşu al" düsturunda ilerleseydik güçlü ve bölünmemiş Suriye yönetiminin bizim için çok daha hayırlı olduğunu görür, bu iç karışıklığa müdahil olmaz, ülkemiz sınırlarından eli silahlı bombalı saldırganları sokmazdık. Ama olmadı, olmadı çünkü kendi karar verebilen, sözünün arkasında durabilen, bir başbakanla değil BOP eş başkanı ile yol alıyorduk? Başbakanımız Suriye'ye girmek için dini fetvalar bile aldı, bazılarından. "Şia öldürmek caizdir" diye? Ve olay bambaşka bir boyuta taşınmak istendi; Sünni-Şii çatışması olarak. Rabbimin de bir hesabı vardı elbet? O'nu gerçekten seven Müslümanı Müslümana kırdırmayacak bir özel insan lutfetmişti aramızdan? O milletini ayıktırmayı vazife bilen, il il dolaşıp "Alevi, Sünni, Şii kardeştir, kanı birbirine haramdır" diyen Haydar Hoca'dan başkası değildi?* * *Şimdi de isterseniz Prof. Dr. Haydar Baş bu on iki yılda neler yapmış, bir bakalım.Prof. Dr. Haydar Baş seçim çalışmasında miting meydanlarında halkına anlattığı, gönderdiği heyetlerle Türkiye'nin kaderini belirleyen siyasi partilere anlattırıp "Gelin MEM'i uygulayarak, ülkemizi kâinat devleti yapalım" dediği MEM'i dünyanın dört bir yanından bilim damlarının görüşüne sunuyordu.* 25-26 Kasım 2005 ilk Milli Ekonomi Modeli (MEM) Kongresi düzenlendi.Kırkı aşkın ülkeden bilim adamlarının katılımı ile gerçekleşen kongrede MEM tezi pek çok açıdan ele alındı ve bütün dünya ülkelerinin bu modele ihtiyacının olduğu vurgulandı. * 26- 27 Mart 2006'da Azerbaycan'da Bakü Devlet Üniversitesi'nde MEM Kongresi düzenlendi.MEM bilim adamlarının ortak görüşü ile Nobel'e aday gösterildi.* 29-30 Mart 2007'de Almanya Heidelberg'te MEM Kongresi düzenlendi.Yine MEM bütün yönleri ile ele alındı. "Çözüm MEM'dir" sonucuna varıldı. Daha sonra yine yurt içi ve dışından pek çok bilim adamının katılımı ile Bursa'da üç ayrı kongre ile MEM Sosyal Devlet Projeleri ele alındı. Yani "ev hanımı maaşı", "vatandaşlık maaşı", "vergi politikası", "tarım ve hayvancılık desteği" gibi bütün konular teker teker konuşuldu. Bu âlimlerin hiçbiri "Haydar Hoca kaynağı nerden bulacak" demedi, "yaptırmazlar" demedi. "Bu model uygulanmalıdır" dedi.Ağaca çıkan kediyi haber diye önümüze koyanlar, bu tarihi olayları milletten gizledi?2005'ten beri Prof. Dr. Haydar Baş'ın tezini takibe alan Rusya parça parça MEM'ni uygulamaya başladı. Bütün kongrelere bilim adamları ile iştirak etti ve Rus Parlamentosunda (Duma) modelini anlatmak üzere Haydar Baş'ı davet etti.* 27 Şubat 2013'te Prof. Dr. Haydar Baş tezini Rus Duma'sında anlattı.Kapitalizmi tarihe gömen bu olayı Rusya canlı yayınla dünyaya ilan ederken devletimizin medya organları yine görmüyor, göstermiyor, duymuyor, duyurmuyordu.Rusya MEM ile güçlenirken Suriye'ye verdiği destekle ABD'nin bölge ülkeleri üzerindeki planlarını bozuyordu.* 8 Kasım 2013'te KKTC'de Milli Ekonomi Modeli ve Kıbrıs Tarımı Kongresi gerçekleşti. Rusya Prof. Dr. Haydar Baş'a Kıbrıs çiftçisinin ürünlerini alma garantisi verdi.Ekonomik çözümü ile dünyanın gündemine oturan Baş, yazdığı Ehl-i Beyt eserleri ve yurt içinden ve dışından yüzlerce âlimin katılımı ile gerçekleştirdiği yedi Ehl-i Beyt Kongresi ile yine dış güçler tarafından planlanan mezhep savaşlarının önünü kesiyor, ülkemizde ve dünyada Müslümanların birlik beraberliğini temin ediyordu?İktidar partimiz, akil dediği insanları Anadolu'ya gönderip, milleti etnik kimliği ile bölmenin hazırlığını yaparken; Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu il il dolaşıp, düzenledikleri MİLLİ KAHRAMANLAR Programları ile tarihimize ışık tutarak, "Türk"lüğü tanımlıyor ve ATAmızın gerçek kimliğini bize anlatıyordu?Doğrusu çok dolu geçti seneler? Bir tarafta şaibeler, çekişmeler, kavgalar ve çözümsüzlük? Bir yanda mecliste olmadığı halde milleti için uğraşıp, dünyanın kaderini değiştiren bir lider ve kadrosu?Karar senin Ey Milletim, ister karanlığınla devam et, ister bu seçimlerde kendin ve nesillerin için bir perde arala?
Seçil Mumcuoğlu / diğer yazıları
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022
- Haydar Baş üniversitesi / 14.04.2022
- Ata’nın huzurunda / 25.03.2022
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022
- Haydar Baş üniversitesi / 14.04.2022
- Ata’nın huzurunda / 25.03.2022