TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, gerçekten de yolsuzluğun şahdamarına girdi.
Komisyon üyelerini, namuslu milletvekillerini tebrik ediyoruz.
Komisyon Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ı, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ı ve yolsuzluk devrinin bürokratlarını saatlerce adeta sorguya çekti.
Bankacılık sektöründen sonra en büyük soygun ve vurgunun yaşandığı yer Enerji Bakanlığı...
Enerji sektöründe yaşanan devlet destekli soygun yeni Bakan Hilmi Güler'i ürpertmiş.
Bakan dosyaları deştikçe yeni soygun rakamları su yüzüne çıkıyor.
Neredeyse son 15 yıl Enerji Bakanlığının sürekli ANAP'lı bakanlara bırakılmasının sırrı şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Bu güne kadar Enerji Bakanlığı adeta yerli ve yabancı soygunculara yasal ve siyasal zırh vazifesi görmüş.
Kimi zaman Ruslarla işbirliği yapmışlar soymuşlar, kimi zaman içerdeki soyguncu ve vurgunculara göz yummuşlar.
Tam bir derebeyi mantığı ile ülke elektriksiz kalacak vaveylaları kopartmış, hatta millet inansın diye kalabalık toplantı salonlarında elektrikleri karartmış ve böylece soygunun altyapısını hazırlamışlar.
Rusya ile yapılan pahalı sözleşmelerle ülkeyi yılda 1 milyar dolar zarara sokmuşlar.
İmtiyaz sözleşmeleri ile kimi grupları semirtmişler.
Sektöre dadanan imtiyazlı firmalar adeta kamu mülkiyetinin sahibi gibi kendilerini görmüşler.
Bu guruplardan biri olan Uzan grubu öylesine şımarmış ki rakiplerini, bürokrasiyi, siyaseti kontrolüne almış.
Hiçbir iktidar Uzan'ın hukuksuz uygulamalarına dur diyememiş. Bir ara Çiller hükümeti döneminde üstüne gitmeye kalkınca adeta yüzü gözü bere içinde geri adım atmak zorunda kalmış.
Son Enerji Bakanlığının yolsuzluk operasyonundan nasibini alınca vaveylayı bastı.
Siyasi parti kurarak ekmekarası döner ulufesiyle millet oylarını satın alarak milleti, laiklik istismarı ile devleti teslim alarak Hitlervari iktidar olma hayalleri kurarken yere uzanmanın öfkesiyle kendinden geçti.
Parti başkanı olunca işhayatı ile irtibatının kalmadığını ilan eden Uzan, şirketlerine devlet el koyunca patron edasıyla ağzını bozarak iktidara yüklendi.
Ama bu yükleniş bitişin ve tükenişin resmiydi.
Çalıntı fikirlerle, kalıntı kadrolarla, yetim hakkına uzanarak siyaset yapmaya kalkışanların akıbeti demek ki böyle olurmuş.
Komisyon üyelerini, namuslu milletvekillerini tebrik ediyoruz.
Komisyon Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ı, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ı ve yolsuzluk devrinin bürokratlarını saatlerce adeta sorguya çekti.
Bankacılık sektöründen sonra en büyük soygun ve vurgunun yaşandığı yer Enerji Bakanlığı...
Enerji sektöründe yaşanan devlet destekli soygun yeni Bakan Hilmi Güler'i ürpertmiş.
Bakan dosyaları deştikçe yeni soygun rakamları su yüzüne çıkıyor.
Neredeyse son 15 yıl Enerji Bakanlığının sürekli ANAP'lı bakanlara bırakılmasının sırrı şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Bu güne kadar Enerji Bakanlığı adeta yerli ve yabancı soygunculara yasal ve siyasal zırh vazifesi görmüş.
Kimi zaman Ruslarla işbirliği yapmışlar soymuşlar, kimi zaman içerdeki soyguncu ve vurgunculara göz yummuşlar.
Tam bir derebeyi mantığı ile ülke elektriksiz kalacak vaveylaları kopartmış, hatta millet inansın diye kalabalık toplantı salonlarında elektrikleri karartmış ve böylece soygunun altyapısını hazırlamışlar.
Rusya ile yapılan pahalı sözleşmelerle ülkeyi yılda 1 milyar dolar zarara sokmuşlar.
İmtiyaz sözleşmeleri ile kimi grupları semirtmişler.
Sektöre dadanan imtiyazlı firmalar adeta kamu mülkiyetinin sahibi gibi kendilerini görmüşler.
Bu guruplardan biri olan Uzan grubu öylesine şımarmış ki rakiplerini, bürokrasiyi, siyaseti kontrolüne almış.
Hiçbir iktidar Uzan'ın hukuksuz uygulamalarına dur diyememiş. Bir ara Çiller hükümeti döneminde üstüne gitmeye kalkınca adeta yüzü gözü bere içinde geri adım atmak zorunda kalmış.
Son Enerji Bakanlığının yolsuzluk operasyonundan nasibini alınca vaveylayı bastı.
Siyasi parti kurarak ekmekarası döner ulufesiyle millet oylarını satın alarak milleti, laiklik istismarı ile devleti teslim alarak Hitlervari iktidar olma hayalleri kurarken yere uzanmanın öfkesiyle kendinden geçti.
Parti başkanı olunca işhayatı ile irtibatının kalmadığını ilan eden Uzan, şirketlerine devlet el koyunca patron edasıyla ağzını bozarak iktidara yüklendi.
Ama bu yükleniş bitişin ve tükenişin resmiydi.
Çalıntı fikirlerle, kalıntı kadrolarla, yetim hakkına uzanarak siyaset yapmaya kalkışanların akıbeti demek ki böyle olurmuş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014