Başbakan Erdoğan, Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan'a Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili olarak 'hodri meydan!' diyor. Beyanat böyle. Kasımpaşa ruhuna uygun bu delikanlı açıklamaların ardından Erdoğan' a bir hatırlatma yapmak gerek.
'Ulusal egemenlik bayramımız' ile aynı zamanlamada Paris'te Sözde Soykırım Anıtı'na Koçaryan ile beraber çelenk koyup saygı duruşunda bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a ne diyeceksiniz? Müzakere tarihi için bir sürü de Boeing sipariş etmiştik Fransa'dan. Ne olacak şimdi? Protesto edip uçaklara binmesek mi acaba?
Yine 'ulusal egemenlik bayramımız' ile eşzamanlı olarak ABD Kongresi'nde düzenlenen sözde soykırımın 90'ıncı yıldönümünü anma törenine ne diyeceksiniz? Birçok Amerikan eyaletlerinin senatolarında kabul ettiği 'sözde soykırım' tasarılarına ne söyleyeceksiniz? Hazır 'İncirlik kıyağı' da çektiniz. Ne olacak şimdi? Protesto edip 'Arnold' filmleri seyretmesek mi acaba?
'Kasımpaşa ruhu' sadece Koçaryan ile sınırlı galiba.. Hoş Koçaryan'a bunlar söylenirken, AKP heyetleri de kapalı kapılar ardında Ermenistan makamları ile 'anlaşma zemini aramak için' görüşüyorlardı ama neyse... bilmiyoruz gibi yaptık..
Hatırlarsanız AKP Hükümeti Annan Planı çerçevesinde KKTC'den bazı bölgelerin Rumlara verilmesine 'win-win' (kazan-kazan) uygulaması dahilinde 'al-ver süreci' tanımını yapmıştı. Bu tanım şimdilerde diğer ülkelerle olan 'sözde soykırım tasarıları', '12 mil', 'sözde Kürdistan' ve 'İncirlik' mevzularımızda da uygulanıyor. Ama nasıl uygulanıyor?
Win-win ve al-ver kavramlarının tanımları bizimkilere göre farklı, AB ve ABD'ye göre farklı. Bizimkilere göre iki 'win'in bir tarafı biziz. AB ve ABD'ye göre her iki 'win' de kendilerine ait.
Gelelim Tayyip Bey'in 'al-ver' tanımının AB ve ABD için ne ifade ettiğine...
Boeing al-Ermenistan'a destek sözü ver.
Bush'tan 'soykırım' kelimesini kullanmama sözü al-İncirlik'i ver.
AB'den (hayali) tarih al-Kıbrıs'ı ver.
Irak'a ABD adına asker gönderme kararı al-Kırmızı çizgileri ver.
1milyar dolar al-Musul-Kerkük'e girmeme sözü ver.
Kafana 11çuval al-F-16 ihalesini ver.
Cesaret ödülü al-Manavgat'ın suyunu ver.
IMF'den borç para al-Meclis lojmanlarını ver.
Apo'yu al-Güneydoğu'yu ver...
Al oğlu al, ver oğlu ver. Aldıklarımızı ne yaptık bilemem ama verdiklerimiz bizi tarihten siliyor.
Hükümet Anzakların 'haka' dansından neden rahatsız oldu anlamadım.
Anzaklar, geçen yıl kendilerinde Çanakkale Savaşı'ndan kalan ve bir şehidimize ait olan 'kafatasını' neredeyse törenle vermişti bizimkilere. Dalga geçer gibi. Bizim win-winciler de teşekkür etmişti.
Türkiye'yi bölüp-parçalamak isteyenler, bahsettiğimiz win-win ve al-ver sürecinden ve bu kadar teslimiyetçi politikalardan sonra geçen gün 'haka' dansındaki o meşhur el hareketini gözümüzün içine baka baka yaptılar.
Bizimkiler de her zaman olduğu gibi alkışladılar...
'Teamül' de böyleydi zaten.
Yusuf KIRTORUN
'Ulusal egemenlik bayramımız' ile aynı zamanlamada Paris'te Sözde Soykırım Anıtı'na Koçaryan ile beraber çelenk koyup saygı duruşunda bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a ne diyeceksiniz? Müzakere tarihi için bir sürü de Boeing sipariş etmiştik Fransa'dan. Ne olacak şimdi? Protesto edip uçaklara binmesek mi acaba?
Yine 'ulusal egemenlik bayramımız' ile eşzamanlı olarak ABD Kongresi'nde düzenlenen sözde soykırımın 90'ıncı yıldönümünü anma törenine ne diyeceksiniz? Birçok Amerikan eyaletlerinin senatolarında kabul ettiği 'sözde soykırım' tasarılarına ne söyleyeceksiniz? Hazır 'İncirlik kıyağı' da çektiniz. Ne olacak şimdi? Protesto edip 'Arnold' filmleri seyretmesek mi acaba?
'Kasımpaşa ruhu' sadece Koçaryan ile sınırlı galiba.. Hoş Koçaryan'a bunlar söylenirken, AKP heyetleri de kapalı kapılar ardında Ermenistan makamları ile 'anlaşma zemini aramak için' görüşüyorlardı ama neyse... bilmiyoruz gibi yaptık..
Hatırlarsanız AKP Hükümeti Annan Planı çerçevesinde KKTC'den bazı bölgelerin Rumlara verilmesine 'win-win' (kazan-kazan) uygulaması dahilinde 'al-ver süreci' tanımını yapmıştı. Bu tanım şimdilerde diğer ülkelerle olan 'sözde soykırım tasarıları', '12 mil', 'sözde Kürdistan' ve 'İncirlik' mevzularımızda da uygulanıyor. Ama nasıl uygulanıyor?
Win-win ve al-ver kavramlarının tanımları bizimkilere göre farklı, AB ve ABD'ye göre farklı. Bizimkilere göre iki 'win'in bir tarafı biziz. AB ve ABD'ye göre her iki 'win' de kendilerine ait.
Gelelim Tayyip Bey'in 'al-ver' tanımının AB ve ABD için ne ifade ettiğine...
Boeing al-Ermenistan'a destek sözü ver.
Bush'tan 'soykırım' kelimesini kullanmama sözü al-İncirlik'i ver.
AB'den (hayali) tarih al-Kıbrıs'ı ver.
Irak'a ABD adına asker gönderme kararı al-Kırmızı çizgileri ver.
1milyar dolar al-Musul-Kerkük'e girmeme sözü ver.
Kafana 11çuval al-F-16 ihalesini ver.
Cesaret ödülü al-Manavgat'ın suyunu ver.
IMF'den borç para al-Meclis lojmanlarını ver.
Apo'yu al-Güneydoğu'yu ver...
Al oğlu al, ver oğlu ver. Aldıklarımızı ne yaptık bilemem ama verdiklerimiz bizi tarihten siliyor.
Hükümet Anzakların 'haka' dansından neden rahatsız oldu anlamadım.
Anzaklar, geçen yıl kendilerinde Çanakkale Savaşı'ndan kalan ve bir şehidimize ait olan 'kafatasını' neredeyse törenle vermişti bizimkilere. Dalga geçer gibi. Bizim win-winciler de teşekkür etmişti.
Türkiye'yi bölüp-parçalamak isteyenler, bahsettiğimiz win-win ve al-ver sürecinden ve bu kadar teslimiyetçi politikalardan sonra geçen gün 'haka' dansındaki o meşhur el hareketini gözümüzün içine baka baka yaptılar.
Bizimkiler de her zaman olduğu gibi alkışladılar...
'Teamül' de böyleydi zaten.
Yusuf KIRTORUN
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012