Yapay zekâ kavramı 2. Dünya Savaşı'ndan sonra konuşulmaya başlandı. Ülkemiz gündemine ise The Terminator, Robocop, Matrix gibi filmlerle girdi.
Şimdilerde ise çok yakında yapay zekânın hayatın tüm alanında hâkimiyet kuracağı konuşuluyor.
Nedir yapay zekâ?
Kısaca akıllı makineler diyebiliriz. Yani üreticisinin yüklediği büyük miktarlardaki bilgileri, verileri sentezleyerek tepki verebilen aletler.
Dikkat edin! Alet, diyorum. Yani kullanılan eşya diyorum. Hani o meşhur bıçak örneği var ya!
Kasabın elinde iş yapan, doktorun elinde hayat kurtaran ama katilin elinde cinayet aleti olan o bıçak… Onun gibi.
Tabi ekranlarda, yapay zekânın ortaya çıkaracağı kolaylıklar, faydalar anlatılıyor. Kimse tehlikelerinden bahsetmiyor.
Örneğin bu teknoloji kullanılarak sizin yüzünüz, sesiniz, mimiklerinizle bir lidere hakaretler edilebilir, işlemediğiniz suçları itiraf ederken kendinizi izleyebilirsiniz.
Düşman üzerine gönderdiğiniz İHA'lar veya uçaklar bir anda rota değiştirip sizi yok edebilir.
Emperyalist sistemin hâkim olduğu, güçlünün zayıfı ezdiği, insanlığın sömürüldüğü günümüz dünyasında bu teknoloji ile emperyalistler daha vahşi, güçlüler daha güçlü, ezilenler daha çok ezilecektir.
Ama bizler doktor misali bu teknolojiyi onlardan önce geliştirip, 'önce insan' mantığı ile hayata geçirirsek hayat kurtarırız, insanlığı kurtarırız.
Gelelim Türkiye'ye…
Ülkemiz yapay zekâyı makine bazında olmasa da bizzat insan bazında dünyadan çok önce kullanmaya başladı.
Kimse alınmasın, kusura bakmasın ama gerçek bu.
İnsanımıza inanç, siyaset, ekonomik, kültür vs. hayatın her alanında öyle bir yapay zekâ yüklediler ki artık kendi zekâsını kullanamaz oldu.
Örnek vereyim mi?
Tanzim kuyrukları gündemde… Vatandaşımıza, "Bu kuyrukların nedeni ve müsebbibi" soruluyor.
Benim vatandaşım en son 74'te başbakanlık koltuğu gören CHP'yi işaret ederek, "Bu kuyrukların sebebi CHP" diyor!
Devletimiz, milletimiz gırtlağına kadar borçlu. Komşularımızla kavgalıyız, dost bir ülke kalmadı. Neden, diye soruyoruz; dış mihraklar yüzünden diyor.
Çağdaşlık nedir, diye soruyoruz; Avrupalılar gibi olmak diyor.
Türkiye'nin şu kadar yer altı zenginlikleri var, diyoruz; Lozan'daki gizli maddeye göre onları çıkaramayız diyor.
Yargı herkese eşit mesafede değil, diyoruz; Eskiden daha beterdi diyorlar.
Hıristiyanlardan kesilmiş et alıyoruz, baklagilleri bile ithal ediyoruz, diyoruz; İktidarı çekemiyorsunuz diyorlar.
Yüce Allah (c.c) ve Resulü (s.a.v) "Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin", "Onların yanında izzet ve şeref aramayın", "Müslümanlara silah doğrultmayın", "Birbirinizi tekfir etmeyin", "Devlet malına el uzatmayın" diye emrediyor.
Bugün bunlar ve daha birçok ilahi emirlerin tam aksi duruşlar, icraatlar var, diyoruz; Ne yapalım konjonktür öyle diyor.
Konjonktür nedir, diye soruyoruz; meraklıysan sözlüğe bak diyor.
Birisi çıkıp diyor ki; Bu kefeni alırsan kabirde yanmazsın. Bir başkası, ahrette ben şu tarikatın şu kolundanım dersen hemen seni cennete götürüler diyor.
Bunlara kanıp hem dünyanızı, hem de ahretinizi yıkmayın diyoruz; Onlar, Allah dostlarıdır, bir şey diyorlarsa bir bildikleri vardır diyor.
Bunlara kanıp hem dünyanızı, hem de ahretinizi yıkmayın diyoruz; Onlar, Allah dostlarıdır, bir şey diyorlarsa bir bildikleri vardır diyor.
Bak! Dün Gülen'e Allah dostu diyenler bugün vatan haini diyor. Siz ne dersiniz diyoruz; 17-25 Aralık öncesini karıştırma diyor.
Alevilerin kestiği yenmez, Şiilerin katli vaciptir, Yahudi ve Hıristiyanlar da cennete gidecektir, Atatürk (haşa) kâfirdir, filan partiye oy verenler küfre ortaktır, falan partiye oy veren ahrette berat alacaktır… gibi.
Kusura bakmayın. Netice olarak çok açık ki, insanımıza bazı odaklar tarafından yapay zekâ yüklenmiş.
Kendini, kendi gerçeklerini göremiyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024