Toplumun ihtiyaç ve taleplerini görmeden yapılan siyaset tutmaz. Çarşıda pazarda yangın var. Tencereler kaynamaz hale geldi. Ak Parti iktidarı yılardır tercih ederek uyguladığı ekonomi politikalarıyla ülkemiz insanını yoksulluğa, geçim sıkıntısına mahkum etti.
Son gelinen noktada;
Devlet küçülecek, piyasadan çekilecek diye ne varsa özelleştirme adına satan ve sonra da, 1000 adet tanzim satış mağazasıyla Komünizm tarzı, serbest piyasaya müdahale eden bir anlayış.
Suriyeli ve diğer göçmenler giderse sanayimiz durur, diyen bir bakanın ortaya koyduğu ve kendi vatandaşını düşünmeyen bir uygulama ve daha niceleri, saymakla bitmez.
Fakat işin daha da acı olan tarafı, toplumun ciddi bir kesimine bu yaşam şartları yıllar içinde kabul ettirdi. Açlık sınırı en son 3.000 TL olmuşken, asgari ücret 2.825 TL ve fakirlik sınırı da 10.300 TL'dir. Bu tablonun bize gösterdiği tek şey yoksulluk ve sefalettir. Fakirliğe mahkum edilen bu millet, maalesef kendini açlığa, sefalete mahkum eden hükümeti her seçim döneminde iktidara taşıdı.
Ama artık ört bas politikaları yemiyor, mızrak çuvala sığmıyor. Ak Parti hükümetinin başarısızlığı ortada. İnsanlar geçinemiyoruz diye haykırıyor. Geçim sıkıntısı çeken anneler, babalar, çocuklarının okul ihtiyaçlarını karşılayamıyor, mutfak ihtiyaçlarını gram işi karşılamaya çalışılıyor. Giyim, kuşam, ulaşım vs. gibi doğal ihtiyaçlar da gündeme girince ip kopuyor.
Sonuç, bu hükümet bu milleti aç bıraktı. Gerçek gündem tam da bu. İşte gerçek beka sorunu burada.
Esasında bütün hükümetlerin tercihi olan kapitalist ekonomi modelinin uygulanmasının sonucunu millet olarak yaşıyoruz. Ak parti-MHP ittifak hükümeti gibi, büyük, küçük bütün muhalefet partilerinin de uygulayacağı kapitalist ekonomi kuralları olacağı için milletin başı yoksulluktan, açlık ve sefaletten bu sistemle kurtulamaz.
Burada hangi partiden olursa olsun milletimizin fertlerine düşen gerçek görev esasında şudur.
Ey öncelikle Ak Partili sayın bakanlarımız, velilerimiz , MHP'li sayın vekillerimiz, CHP, İyi partili sayın vekillerimiz ve tüm partili yöneticilerimiz, gözünüz kör mü, niçin inat ediyorsunuz?
20 yıldır Milli Ekonomi Modeli'yle çözümler üretip önümüze koyan Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosunun sözlerine niçin kulak vermiyorsunuz. Bu insanlar ki içlerinde profesörlerden tutun da her kesimden, her seviyeden, vatanını, milletini seven yetişmiş insanlar var. Bu insanlar akıllarını peynir ekmekle yemediler ya. Bakın yılardan beri neler diyorlar.
Alın karşınıza konuşun, niçin konuşmuyorsunuz. Çeşitli TV kanallarında Milli Ekonomi Modeli'ni savunan, kaynaklar gösteren, çözüm sunan bu kadroyla tartışın, yanlışsa susturun. Vatandaş da görsün. Ama yok, millet onları duyarsa sizin iktidarınız biter, milletin huzurlu iktidarı başlar. Bunun hesabını sorun siyasilere, bakalım ne diyecekler.
Bak, Prof. Dr. Haydar Baş'ın MEM'i anlatan kadrosu neler söylüyor.
Toplumun tüketen kesimi olan emekli, memur, işçinin asgari ücreti 10 bin TL olacak.
Her Türk vatandaşına ayrım olmadan her ay vatandaşlık maaşı verilecek.
Çocuklarımızın tüm öğretim hayatı devlet garantisinde ihtiyaçları giderilip ücretsiz olacak.
Tarım kesimi sübvanse edilip köylümüzün üretimi desteklenecek ürün alım garantisi verilecek.
Sanayi ve esnafımıza sıfır faizli kredilerle her türlü destek verilecek.
Bütün bunlar ve tüm ihtiyaçlar için kaynaklarımız yeterlidir.
Fakat bütün yaygın medyanın çoğunu ele geçirerek siz çalıp siz oynuyorsunuz. Millet artık görüyor. Yaşadığı bu yoksulluktan çıkış yolu Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş son zamanlarda katıldığı TV programlarında, partisinin düzenlediği il kongrelerindeki konuşmalarıyla Türkiye'de gündemi belirliyor. Halkımızın genciyle, yaşlısıyla ilgisini çekiyor. Özellikle Türkiye'nin yarınlarının umudu olan gençlerimiz tarafından yoğun bir ilgiyle takip ediliyor.
Kendilerine onları anlayan, gelecekleri için ümitlerini coşturan bir lider bulmanın güvenini yaşatıyor.
Evet gençler BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'la hem kendimiz, ailemiz, milletimiz ve ülkemiz için hayallerimizi gerçekleştirebiliriz diyor. Hüseyin Baş öğrencilerin barınma sorununda onlara sahip çıktı ve dedi ki, "Siz hiç genç olamamış efendiler, ülkemizin geleceğini sokaklarda bırakamayız. Bugün görmezden geldiğiniz gençlerimiz, yarın oy pusulasında sizleri görmezden gelecekler."
"Diyanet İşleri Başkanı'nın iddia ettiği gibi, Türk gençliğinin Allah'a kullukla ilgili bir sorunu yok.
Gençlerin itirazı, dini kullanarak iktidara kul yapmak isteyenlere. Çıkışıyla gençlerin yanında olduğunu gösterdi BTP lideri Hüseyin Baş. Siyasetin tüm ayrıştırıcı diline rağmen günümüzde Türk toplumu, vatandaşlarımız bir birine daha da yaklaşıyor. Siyaset ve özellikle iktidar ben koltuğumu koruyayım gerisi ne olursa olsun derdine rağmen. Türk toplumu genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeği Türkiye'nin geleceğini düşünüyor. Toplum fertleri ve guruplar arasında siyasilerin ayrıştırıcı dilini kabul etmiyor.
Türkiye'de yaşanan tek gerçek halkın yoksulluğu ve geçim sıkıntısıdır. Bu ülkemizde büyük bir problemdir, gerçek beka sorunudur. Bununda çözümü için Prof Dr Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeliyle sosyal devlet politikalarının uygulanması şarttır.
Milletimize düşen bu çözüm politikalarını uygulayacak olan BTP saflarında, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'la beraber olmaktır.
- Eğitim ve adalet / 29.11.2023
- BOP mu, Atatürk’ün Ortadoğu projesi mi? / 21.11.2023
- Kaybolan değerlerimiz / 15.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 13.11.2023
- 10 Kasım’da okuduğum Hutbe / 12.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 10.11.2023
- Anayasal düzen / 08.11.2023
- Cumhuriyetimizin 100. yılı / 01.11.2023
- Onsuz onunla olmak / 14.04.2023