Çıktığınız yolun sizi hedefinize götüreceğinden eminseniz, varmak istediğiniz yere bazen geç, bazen vaktinden önce varabilirsiniz.
Görünen odur ki Türkiye'nin siyasi platformuna azimli söylemleri, doğru tespitleri ve devraldığı baba öğütleri ile Hüseyin Baş rüzgarı hakim olmaya başladı.
Hızına yetişmek, adım adım izlemek için yanında olmak gerekiyor.
Fox TV'de yaptığı açıklamalar ile ortalık karıştı. Kendini kimin istemediğini, bunun gerekçesini aracı olan kişinin sözleri ile açıkladı. Bu açıklamalar bence altılı masada epey tartışılır… Hele, hele BTP'nin "Fazla Atatürkçü bir parti olması" iddiası daha da çok tartışılır. Bu iddia gocunulacak değil, sevinilecek bir tespit ve iddiadır…
***
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları öncesinde en fazla tepki toplayan AKP milletvekilinden sonra en çok beğeniyi toplayan da elbette sevgili Hüseyin Baş oldu. Televizyonda sesinin ve görüntüsünün paylaşılması, sosyal medyada fikir ve iddialarının tartışılması, gençler arasındaki popülerliği başarılı siyasetçi grafiğini yukarılara tırmandırıyor.
Bugün popüler olmak için cumhuriyete saldıranlar; kontrolden çıkmış sözleri ile ülkede infiale sebep olurken onu savunanlar ön plana çıktı.
Üzerinde uzlaşma sağlanmış bir yönetim tarzı olan cumhuriyeti değiştirmeye çalışmak, asılsız iddialarda bulunmak, tam anlamı ile bir saflığın ifadesidir.
Bazen bir yapının sağlamlığını ölçmek için birkaç fırtına veya deprem atlatması gerekebilir. Bir nevi test niteliğindeki bu olaylar sadece direnci ölçmez, aynı zamanda direncinin artmasını da sağlar.
Yapılan her karşı atak, cumhuriyetin ne kadar sağlam temeller üzerine inşa edildiğini, Atatürk'ün gelecekle ilgili kaygılarında ne kadar haklı olduğunu, bir avuç denilen cumhuriyetçilerin milyonlarla sayılamayacak kadar çok olduğunu gösterdi.
***
Bize bu toprakları emanet eden, vatan yapan, bugün üzerinde hür bir şekilde yaşamamızı sağlayan atalarımızı her bayramda şükran ve minnetle anmak, onların aziz hatıraları önünde saygı ile eğilmek bu kadar güç olmasa gerek.
Cumhuriyetin birinci yüzyılının bitmesine bir yıl kaldı.
Önümüzdeki yıl ikinci yüzyılına girme mutluluğunu yakalayacağız.
Bunun hepimizin içinde farklı heyecanlar uyandırması, modern ve çağdaş bir medeniyetin üyesi olmanın mutluluğunun yaşanması, çocuk ve gençlerimizin geleceğe güvenle bakması hepimizin ortak dileği olacaktır.
Bu ülkenin nereden nereye geldiğini, nasıl iç ve dış düşmanlardan temizlendiğini asla unutmamak; daima hatırlayıp çocuk ve gençlere gelecekte bizi nasıl bir dünyanın karşılaşacağımızı, bu milletin her ferdine tüm çıplaklığı ile, gerçeği saklamadan duyurmak görevimizdir.
Yarın bugünden daha zor olacaktır. Ancak her zaman ileri bakmak; geleceği mutlu kılmanın bizim elimizde olduğunu hatırlatmak görevimizdir.
Fırtınalar, kışlar geçer.
Yağmur ve kar yağışı durur.
Biliriz ki kışların ardından bahar gelir, toprak uyanır, çiçekler açar. Genç ağaçlar meyve verir.
Her meyvenin bir tohumu, gelecek içinde saklı ümidi olur.
Bu bir yaşam yolculuğudur. Yolcunun yolunda olması gerekir.
Cumhuriyet bir yolculuktur.
Yolunuz ve bayramınız kutlu olsun…
Ne mutlu Türküm diyene…
- Gözyaşı… / 27.12.2023
- Yazmak, yaşamaktır… / 23.12.2023
- Haydar Hoca'yı unutmayın / 02.12.2023
- Öğretmenim… / 23.11.2023
- Bir zeytin öyküsü… / 11.11.2023
- Yağmur mevsimi… / 07.11.2023
- Çocuk! / 05.11.2023
- Deprem gerçeği / 01.11.2023
- Cumhuriyet anlayışı / 28.10.2023